Asya`da başlayan satiş dalgasi tüm dünya piyasalarini e

4. Levent Sanayi Sitesinde, 700 metrekarelik geniş bir alanda yepyeni bir moda markası yaratılıyor. “Designloft”, Esin Maraşlıoğlu tarafından oluşturulan yepyeni bir ekol olarak karşımıza çıkacak. Yetişmekte olan moda tasarımcılarının gözde merkezi haline gelecek. Maraşlıoğlu, tecrübelerini ve zevkli tasarımlarını genç arkadaşları

Ekonomi
9 Ocak 2008 Çarşamba

Suzi APALAÇİ DAYAN
YKB, Kıdemli Ekonomist

Geçen yılın son haftalarından itibaren finansal piyasalara hâkim olan bahar havasının geçen hafta sertleştiğine şahit olduk. Birkaç aydır faiz ve kurlarda kaydedilen düşüş trendinin büyük ölçüde yabancı yatırımcıların YTL cinsinden yatırım araçlarına olan ilgisinden kaynaklandığını; buna karşılık yerli yatırımcıların ise tedirgin olduğunu ve döviz cinsinden yatırımlarını artırdıklarını hatırlatmak istiyorum. Bundan önceki yazılarımda bu konuya sık sık değinmiş ve bu olguları rakamlarla desteklemeye çalışmıştım. Ayrıca, bu iyimser havadan bir miktar tedirgin olduğumu, mevcut riskler göz önünde bulundurulduğunda bir düzeltme hareketinin kaçınılmaz olduğunu, 2007 yılında piyasalarda dalgalanmalar beklediğimi de daha önceki yazılarımda söylemiştim.
Geçen hafta piyasalarda yaşananları bu çerçevede değerlendirebiliriz. Yılın başında kar etme güdüsüyle daha fazla risk almayı göze alan yatırımcılar Türkiye gibi yüksek getirili piyasalara giriyorlar. Tabii bu süreçte mevcut riskleri de bir süre için göz ardı ediyorlar. Kısa bir sürede ciddi kar eden yatırımcılar bir noktadan sonra bu ülkelerin risklerini daha fazla satın almak istemiyorlar ve bu ülkelerdeki varlıklarını satarak karlarını realize ediyorlar. Ancak, bu kar realizasyonu ile faizler ve kurlar bir süre sonra yatırımcılar için yine cazip bir seviyeye geliyor ve ülkeye yapılan portföy yatırımları bir kez daha artıyor. Her yıl bu tür hareketleri yaşıyoruz, dolayısıyla bu yıl da bu tür bir dalgalanma beklenmedik bir şey değildi. Son yıllarda küresel sermaye hareketlerinin boyutu bu dalgalanmaların çok hızlı yayılmasına ve tüm dünya piyasalarını etkilemesine neden oluyor. Geçen haftaki dalgalanmanın Çin’den başladığını görüyoruz. Çin Borsası Çarşamba günü yaklaşık %9 değer kaydetti, bu da bir çok gelişmekte olan ülke piyasasını olduğu kadar gelişmiş ülke piyasalarını da olumusuz etkiledi. Ayrıca, İran’ın nükleer çalışmalarına ilişkin tedirginlikler ve ABD ekonomisinin resesyona girebileceğine ilişkin endişeler de bu olumsuz havayı tetikledi. Piyasalardaki satış dalgasının bu haftanın ilk işlem gününde de sürdüğünü görüyoruz. Daha bir-iki hafta önce 1.37ǃ.38 seviyelerinde dalgalanan döviz kuru bu haftanın ilk işlem gününde (5 Mart) 1.45 seviyesini aştı. Faizler ise geçen haftalarda %18’li seviyelere gerilemişken, bu hafta tekrar %20 seviyesinin üzerine çıktı. 
Burada en önemli soru bu dalgalanmanın boyutunun ne olacağı ve ne kadar süreceği. Buna cevap vermek hiç kolay değil. Şu an itibariyle, bu dalgalanma kısa bir süre daha devam edecek ve boyutları fazla büyümeyecek gibi görünüyor. Ancak, ABD ekonomisine ilişkin veriler, İran’ın nükleer çalışmalarına ilişkin Birleşmiş Milletler’n tavrı, petrol fiyatları gibi bir çok faktör bu dalgalanmanın boyutu ve süresi üzerinde etkili olacaktır. Bu dalgalanmanın boyutunun daha fazla büyümemesi durumunda, böyle bir düzeltmenin piyasalar açısından faydalı olduğunu düşünüyorum. Zira, yılın başından beri yaşanan olumlu gidişatın bir düzeltme hareketi yapmadan sürmesi mümkün değildi. Eğer iyimser hava daha uzun bir süre devam etse ve geçen haftaki düzeltme hareketi yaşanmamış olsaydı, ileride yaşanacak bir düzeltme hareketi çok daha sert olabilecekti.
Son olarak dikkat çekmek istediğim bir konu, geçen hafta yaşanan dalgalanmadan en çok etkilenmiş görünen ülkenin Türkiye olmasıdır. Aslında, son iki aydır yaşanan olumlu havadan da en çok etkilenen ülkenin Türkiye olduğu; en çok değer kazanan para birimlerinden birinin Türk Lirası olduğu dikkate alınırsa, satıştan da en çok etkilenen ülkenin Türkiye olması şaşırtıcı değil. Ayrıca, bu yaşananların Türkiye’ye özel risklerden ziyade küresel risklerden kaynaklandığına dikkat çekmek istiyorum.