Bono ve tahvil faizleri Merkez Bankasi gecelik faizlerinin altina geriledi

Betül BİLMENMerkezi Chicago`da bulunan Coppock-Meyers Public Relations ile uluslararası ortaklığa imza atan Dore İletişim Danışmanlığı`nın kurucusu Doret Habib, 16 yıllık deneyimin verdiği profesyonellikle, butik hizmet vererek ilklere imza atmaya devam ediyor. Bireysel ve kurumsal çalışmalarını, bugünlere gelişini ve projelerini bizlerle paylaştı

Ekonomi
9 Ocak 2008 Çarşamba

Suzi APALAÇİ DAYAN
YKB, Kıdemli Ekonomist

Finansal piyasalara bir süredir hakim olan olumlu hava geçtiğimiz hafta da sürdü. Böylece, hafta genelinde faiz ve kurlar gerilemeye devam etti. Bu olulmlu havanın büyük ölçüde yabancı yatırımcıların ilgisinden kaynaklandığına şahit oluyoruz. Geçen haftaki yazımda da dikkat çekmiş olduğum gibi, yabancı yatırımcılar gelişmekte olan ülkelere olan yatırımlarını artırırken, yerli yatırımcıların daha temkinli olduğunu görüyoruz.
Geçen hafta, hem yurtdışı piyasalarda, hem de yurtiçi piyasalarda faiz ve kurlar üzerinde etkili olan birkaç gelişme vardı. Bunlardan en önemlisi ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Ben Bernanke'nin 14 Şubat’ta Kongre'de yaptığı sunuştu. Bernanke’nin 6 aylık para politikasını sunduğu bu konuşma öncesinde piyasalar biraz tedirgindi. Zira, Bernenke’nin ekonomik aktivitenin güçlü olduğunu ve enflasyon üzerinde baskılar olduğunu söylemesinden endişe ediliyordu. Bernanke’nin bu yönde bir uyarıda bulunması durumunda FED faizlerinin bir kez daha artabileceğinden, ya da faiz düşüşünün kısa bir dönemde gündeme gelmeyeceğinden endişe ediliyordu. Bu tedirginliklerin etkisiyle, yurtiçi piyasalarda da hafta başında kur ve faizler bir miktar yükseldi. Ancak, bu yükseliş oldukça sınırlı kaldı. Sonuç olarak, Bernanke’nin Kongre’de yaptığı konuşma beklenenden daha yumuşaktı. Yatırımcıların, FED Başkanı’nın daha ılımlı ABD ekonomik büyümesi ve azalan enflasyon baskıları ile ilgili ifadelerine odaklanmalarıyla gelişmekte olan ülke piyasaları olumlu etkilendi. Böylece, Türkiye’de de kur ve faizler tekrar gerilemeye başlarken, uluslararası piyasalarda işlem gören euro tahvilleri de değer kazandı.
Türkiye açısından önemli olan bir diğer faktör ise, Çarşamba akşamı açıklanan Aralık ayı ödemeler dengesi verileriydi. Bilindiği gibi, geçtiğimiz yıldan beri cari açık Türkiye ekonomisinin en kırılgan noktası olarak gündemdeki yerini koruyor. Sonuç olarak, geçen hafta açıklanan yıllık cari açık 31.3 milyar dolar gibi yüksek bir rakam olsa da, beklentilerden daha düşük olması açısından olumlu karşılandı. Açıklanan cari açık GSYİH’nın (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla) %8’ine denk geliyor. Bu rakam çok yüksek olsa da, piyasalarda %8.5’e kadar uzanan beklentiler mevcuttu. Sonuç olarak, bu veriler, yurtdışında Bernanke’nin konuşmasıyla desteklenen iyimserlikle birleşince, faizler çok uzun süredir ilk kez Merkez Bankası gecelik faizlerinin de altına geriledi ve YTL dolar karşısında 1.38’li seviyelere, euro ise 1.81’li seviyelere düştü.
Geçen haftanın rakamlarını özetleyecek olursak, 9 Şubat Cuma günü itibariyle %19.64 olan bono ve tahvil faizlerinin (en çok işlem gören 26 Kasım 2008 vadeli tahvil) Pazartesi günü %19.69’a yükseldikten sonra kademeli olarak hafta sonunda %19.06’ya gerilediğini görüyoruz. Merkez Bankası gecelik faizlerinin yıllık bileşik seviyesinin şu an itibariyle %19.12 olduğunu hatırlatmak istiyorum. Döviz piyasasında ise, iki önemli hareket dikkat çekiyor. Bunlardan ilki, YTL’nin döviz sepeti karşısında değer kazanması. İkincisi ise, euronun dolar karşısında değer kazanması. Doların euro karşısında değer kaybında en önemli faktör Bernanke’nin konuşması oldu. Diğer yandan, Japonya’da ve Euro Bölgesi’nde büyüme verilerinin güçlü açıklanması hem Japonya’da, hem de Euro Bölge’sinde faizlerin artacağı beklentisini doğurdu. Bu da, doların zayıflamasında etkili oldu. Sonuç olarak, 9ᆤ Şubat tarihleri arasında euro/dolar paritesi 1.301’den 1.313’e yükseldi. YTL ise, dolar karşısında %0.8 değer kazanırken, euro %0.1 değer kaybetti. 1 dolar ve 0.77 eurodan oluşan döviz sepeti ise geçtiğimiz hafta %0.3 geriledi.