Doret Habib ile iletişim danişmanliği üzerine...

Betül BİLMENMerkezi Chicago`da bulunan Coppock-Meyers Public Relations ile uluslararası ortaklığa imza atan Dore İletişim Danışmanlığı`nın kurucusu Doret Habib, 16 yıllık deneyimin verdiği profesyonellikle, butik hizmet vererek ilklere imza atmaya devam ediyor. Bireysel ve kurumsal çalışmalarını, bugünlere gelişini ve projelerini bizlerle paylaştı

Ekonomi
9 Ocak 2008 Çarşamba

Dore İletişim Danışmanlığı olarak 4 yıldır hizmet veriyorsunuz. Hikayeniz nasıl başladı? Şirketi nasıl kurdunuz?
Dore İletişim’in ilk günlerini hatırladığımda, çok zorlu günler geçirdiğimi biliyorum. Şirketi  nasıl kurmaya karar verdiniz sorusunu cevabım ise daha ilginç... Herkes iyi bir sebepten iş kurmaya karar verir, ben ise geçirdiğim trafik kazası sonucunda Dore’yi kurmaya karar verdim. Kazadan sonra yattığım kırk beş günlük süre içinde, iç hesaplaşması yapma fırsatım oldu. ‘Ne yapmak istiyorum?’ sorusunu kendime sorarak, bu yolda devam edip kendi şirketimi kurmaya karar verdim. Aradan 6 ay geçmeden de Dore İletişim Danışmanlığı’nı kurdum. Bu başlangıç yolumda British Airways ve UNICEF bana güvendi ve ayakta kalmamı sağlayarak, şirketi kurmama sebep oldu. Kuruluşun ardından 15 gün geçmemişti... HSBC bankasının hemen arkasında yer alan şirketim bankaya yapılan bombalı saldırı sonucunda yerle bir oldu. Bu patlama bende hem maddi hem de manevi olarak çöküş yaşattı. İşte o zaman kendime dedim ki; ‘Bir yıl içinde yaşadıklarımın bir sebebi ve sonucu olmalı.” Her zaman yürekten inandığım işi yapmanın ve sahiplenmenin bana artılar getireceğini düşündüm. 

Çok zor şeyler yaşamışsınız, peki inancınızı hiç yitirmediniz mi?
Hiçbir zaman pes etmedim. Her şeyden ders çıkarıp, olayların olumlu kısmını görmeye çalıştım. İç sesim de daha önceki başarılarımı hatırlattı ve yoluma devam ettim. Kendi kendime ‘yine yaparım’ dedim. Hayatta yaptığım şeyleri kendimi aşmak  için yapıyorum ve yüreğimi koyarak yapmanın hazzını da hissediyorum.

PR danışmanlığı işine nasıl girdiniz ve kaç yıldır bu işin içindesiniz?
16 yıldır bu sektörün içindeyim. Uzun yıllar Aytül Gülçelik ve Betül Mardin’in asistanlığını yaptım. Onlar benim ustalarım. Onların ilkelerini ve iş hayatındaki yaklaşımlarını benimsiyorum. Daha önce YKM, Omo, Omo Kadınlar Kulübü, Domestos, Yüzyıl Işıl Okulları, BÜMED, TOÇEV, SEYAŞ, TÜYAP, FMV Işık Okulları ve Üniversitesi, Castrol, Commercial Union, Redbull NLP Seminerleri, El-Al Havayolları, Marmara Üniversitesi ile Deprem Bilgilendirme Konferansları, Diyarbakır Valiliği ve GÜNGİAD ile GAP Eğitime Destek Kampanyası, Toprak, Garanti Bankası Yarına 4 Işık Projesi, Unilever, Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği, Lever, Uzay Gıda ve Nişantaşı’m Derneği’nin çeşitli organizasyonlarını ve PR çalışmalarını üstlendim.

Dore İletişim olarak diğer firmalardan farkınızın ne olduğunu düşünüyorsunuz?
Yaptığım her çalışmada arz ve talebi yaratarak, sürekliliği sağlıyorum. Amatör ruhla profesyonel çalışıp, yaptığım işi severek yapıyorum. Danışanlarımızın satış ve pazarlama hedeflerine yönelik, ihtiyaçlarına ve bütçelerine göre farklı proje üretiyoruz.  Olmayanı, yapılmamış olanı, ses getirecek, kitleleri etkileyecek çerçevede yaratıcı projeleri geliştiriyoruz. Kamuoyunda, gündeme gelmesini sağlıyoruz. Markaların bu sayede bilinirliğini artırıyoruz ve imajlarını güçlendiriyoruz.

Peki, bu sektördeki amacınız nedir?
Hedefe yönelik çalışarak, zaman ve para kaybını minimumda tutarak iş yapmayı hedefliyoruz. Araştırmaya dayalı yaratıcı çözümler üretmek, global bakan fakat çözümlemelerde lokal davranabilmek, kurumun farkını ‘en’ ve ‘tek’lerini markaya kişilik katarak aktarmak ve müşterisini tanıyan ve ona sahiplenen felsefesiyle kurumlara hizmet üretmek ise bizim amacımız diyebilirim.

Bugüne kadar hangi projelere imza attınız?
Birçok ilke imza attığımı düşünüyorum. 2001񮖣 yılları arasında TOÇEV’in Genel Koordinatörlüğü’nü yaptığım sırada UNICEF’in ‘Çocuklar İçin Evet Deyin’ imza kampanyasının Türkiye ayağının iletişimini hazırladık. Bu çalışmada Türkiye, Birleşmiş Milletler tarafından ‘Dünyada kampanyaya en çok imzayla katılan ülke’ olarak ödüllendirildi. Türkiye böylece ilk kez BM’de temsil edilip, başarı hikayesini anlatmak üzere konuşma hakkı kazandı. Yaptığım konuşma,  CNN Internatıonal’da canlı yayınladı. British Airways ile yaptığımız ‘Londra şimdi daha yakın’ kampanyası; planlama, geliştirme ve uygulamasıyla dünyadaki çalışmalar arasında en başarılısı seçilerek Türkiye British Airways’e ödül kazandırdı.
Penguen Gıda’yla yaptığımız PR çalışması sonucu 1 yılda yüzde 5000’lik satış artışı sağlandı. Ayrıca Doğu’nun mistik gücü ve Hint felsefesinin enerjilerini birleştirerek takı sektöründe benzeri olmayan bir konsept hayata geçirdik. Takılardaki değerli ve yarı değerli taşların insan bedeni ve ruh sağlığı üzerindeki etkilerinin anlatıldığı konferans yüzlerce kişi tarafından dinlendi. Tamer-Arzu Karadağlı çiftiyle anlaşarak, Türkiye’de pek rastlanmayan bir sistemi hayata geçirerek kişisel imaj konumlandırmasına başladık. Posta gazetesi için okuyucularıyla bir araya gelecek farklı bir konsept çerçevesinde, Türkiye’de bir ilki olan, ‘Posta Orkestrası’nın organizasyonunu yaptık. Ulus Özel Musevi Okulları Vakfı’na da geçen sene destek verdik. Onların da ihtiyaçlarına göre daha etkin bilgilenme ve tanıtım çalışmalarını kurguladık. Bu tanıtımın olumlu etkisini yaşadıklarını bildirdiler.

İsminizi farklı konsept çalışmalarından biliyoruz. Konsept çalışmaları size neler sağlıyor?
Farklı şeyleri yaratmayı ve yaptığım işin her zaman en iyisini yapmayı hedefliyorum.  İşleri geliştirerek ve büyüterek, yılmadan daha büyük hedefler çiziyorum. Kendimi geliştirerek farklı konularda da çalışmalar yapabiliyorum. Bu da bana haz veriyor. Araştırmak, yaratmak, uygulamak ve paylaşmak beni her zaman besliyor. İşini seven herkes için bunun geçerli olduğunu düşünüyorum.

Peki, iş hayatındaki prensipleriniz neler? Olmazsa olmazlarınız?
Disiplin ve detay; keyifle ve heyecanla iş yapmak, danışanlarımla aynı vizyona sahip olmak ve empati kurabilmek benim için çok önemli. Farklılık yaratmayı seviyorum. Farklı alanlarda çalışan kurum ve kişileri bir araya getirerek paylaşım gücünün önemini hissettirip, herkesin faydalanabileceği bir konsept yaratmak ve maliyeti aza indirgeyip ses getirebilmeyi sağlıyorum. Müşterilerimin karakteristik özelliklerine göre hedefe doğru hazırladığım yol haritasındaki planlama çerçevesinde, yapılacak çalışmaları ve adımları basamak basamak sırayla atmasını sağlıyorum. ‘Nereye gittiğinizi bilmiyorsanız, hangi yoldan gittiğiniz önemli değildir!’ Psk. David Campbell’in bu sözü kısaca benim iş yapış felsefemi anlatılıyor.

Siz sadece kurumlara değil, kişilere de bireysel danışmanlık veriyorsunuz. Size göre bunların farklılık ve zorlukları nelerdir?
Kişileri ve kurumları marka değerleriyle bir bütün olarak gördüğüm için, strateji geliştirirken uzun ve kısa vadeli olmak üzere hedefler belirlerim. İkisi çok farklı olmakla beraber, benzer yönleri de var. İnsanla çalışmak kurumla çalışmaktan çok daha emek isteyen bir iş. Sosyoloji, psikoloji, pazarlama, satış, empati yeteneği, zaman istiyor ve sürekliliği sağlayabilmek gerekiyor.

Bir iletişim danışmanlığı şirketinin kurucusu olarak, tam anlamıyla bu işin püf noktaları neler?
Hep daha ileriye gidilerek yapılmamışı bulup, tüketiciye fayda sağlayacak projeler yaratıp, katılımı arttıracak çalışmalar yapmak önemli. Merak uyandırmak, en az işi yaratmak kadar dikkat edilmesi gereken bir faktör. Seçilen kelimeler ve vurgular, ifadeler, yani her detay bütünü oluşturduğu için, uyum içinde olması da bir o kadar önemli.

Konu ve müşteri ne olursa olsun, herkese sunabileceğiniz bir konsept çalışma var mı? Burada önemli olan püf nokta nedir?
Evet, var ama müşterinin iş yapışı ve ürününe göre farklılık gösteriyor. Ama bence en önemlisi, çağa, yıla, güne, gündeme göre değişen tüketici eğilimleri ve arayışlarına cevap verebilmektir.

DORET HABİB KİMDİR?

Şişli Terakki Lisesi’nden mezun olduktan sonra Boğaziçi Üniversitesi’nde İşletme okudu. Ardından Işık Üniversitesi’nde İş Etikleri ve Protokol Kuralları konusunda master yaptı. 2003 yılında Dore İletişim Danışmanlığı’nı kurdu. Çeşitli dergilere danışmanlık yapıyor, farklı yayınlarda köşe yazıları yazıyor. Davranış eğilimleri, karar verme teknikleri, coaching, yöneticilik, kişilik analizleri ve insan tipleri, iletişim becerileri ve teknikleri gibi konularda eğitim alıyor ve kitap okuyarak kendisini geliştirmeye devam ediyor.  Evli ve 10 yaşında bir oğlu var.