Efraim Kaye:“Holokostu inkârin en önemli nedeni: antisemitizm” -2

29 Ocak Pazartesi akşamı, Yad Vaşem Enstitüsü`nden Efraim Kaye, Bahçeşehir Üniversitesi`nde “İkinci Dünya Savaşı, Nazi Dönemi ve Yahudi Soykırımı” konulu bir konferans gerçekleştirdi. Marsel Russo`nun derlediği ve geçtiğimiz hafta ilk bölümünü yayınladığımız konuşmanın devamını yayınlıyor

Perspektif
9 Ocak 2008 Çarşamba
Holokostu red etmek aslında daha savaş yıllarında temelleri atılan bir durumdur. Almanlar yaptıkları bilinmesin diye son derece titiz bir şekilde kanıtları yok etmek yoluna gittiler. Sanki öldürülen Yahudiler hiç yaşamadılar gibi bir hava vermek için çok bilimsel çalıştılar. Aynı dönemde yüzbinden fazla çingeneyi, milyonlarca Polonyalı’yı ve üç milyonu bulan Rus savaş esirini de öldürdüler. Ancak Yahudilere bir şey daha yaptılar. Onların cesetlerini dahi yok ettiler, her şeylerini yaktılar.
Savaş kendi aleyhlerine dönünce ve Rus orduları önünde geri çekilmeye başlayınca izleri silmek daha zorlaşmaya başladı. Savaşın sonunda müttefiklerin ele geçirdiği belgeler, açığa çıkan toplama ve ölüm kampları ve tanıkların anlattıkları felâketin boyutu hakkında somut bilgiler verdi…
Almanlar çok iyi bürokrattılar ve yaptıkları her şeyi son derece özenle raporlamaktaydılar.
“Son Çözüm” kapsamında giriştikleri katliamı da raporladılar… Hangi köyden kaç Yahudinin toplandığını, bunun kaçının erkek, kaçının kadın ve kaçının çocuk olduğunu; nereye ve nasıl götürüldüğünü ve nasıl öldürüldüğünü; onlardan neler toplandığını çok detaylı şekilde, imha edemedikleri evraklarda bulmak mümkün.
Bu evraklar işgâl edilen topraklarda kamplara gönderilen veya öldürülen Yahudi sayısını gösteriyor. Bazı evrakların 40 kopya olarak dağıtılmış, yani birçok birime bilgi olarak geçilmiş olduğu biliniyor... Örneğin belgelerin biri, 1941’de Ukrayna’da Kiev yakınlarındaki Babiyar’da gerçekleşen katliamın belgesidir… Katliam sonder-kommandolar tarafından yapılmıştır. Bunlar Einsatzgruppen’lerle işbirliği yapan özel ve yerel timlerdir. Burada 33.771 Yahudi öldürülmüştür. Neden 30.000 Yahudi değil? Ya da neden 33.000 Yahudi değil de, 33.771 Yahudiden söz edilmektedir. İşte Holokost’un öncesiz ve benzersiz oluşu burada yatmaktadır. Almanlar ve işbirlikçileri en son Yahudi’ye kadar gitmişlerdir… En son Yahudi öldürülünceye kadar durmamışlardır. Onun için sayılarda bu denli titiz davranmışlardır. Onlar için sondaki birin de önemi çoktur; çünkü Hitler emin olmak istiyordu. Yahudi sorununa getirdiği son çözümün uygulandığından ve Avrupa’da tek bir Yahudi kalmamacasına hareket edildiğinden emin olmak istiyordu.
Başka bir belge de, 1941 yıllarında Baltık ülkelerinde faaliyet gösteren Einsatzgruppen bölüğünden merkeze gönderilen rapordur. Bakınız burada 25 kopya ile bilgilendirme yapılmış. Ele geçen köyün adı, tarihi gösteriliyor ve liste yapılmış… Örneğin bu küçük Yahudi köyünde yaklaşık 12.000 insan yaşıyormuş. 1.312 Yahudi erkek, 4.602 Yahudi kadın ve 1.609 Yahudi çocuk kamplara gönderilmiş ve öldürülmüşler.
Neden bu kadar kesin rakamlar veriyorlar? Neden Yahudi erkek, kadın ve çocuk olarak istatistik bilgi şeklinde vermeleri gerekiyordu. Çocuk kimdir? Neden çocuk?… Cevap çok basit… Çocukları öldürdüğünüz zaman neslin devamını engelliyorsunuz. Yani bu planın bir parçasıdır. Peki nasıl ayırıyorlar? Erkek ve kadını ayırmak kolay. Peki ya çocukları? Yahudi çocuğu 12 yaşında mı, 14 yaşında mı? El mi kaldırtıyorlardı? Bilmiyorum, zaten çok da önemli değil…
26.08.1941 tarihli bu belge 1.911 Yahudi’nin Ukrayna’nın bir köyünde öldürüldüğünü yazıyor. Yahudi erkekler, kadınlar ve çocuklardan söz ediyor, onlar öldürülmüşler. Hitler için her Yahudi, tek tek öldürülmelidir, erkek, kadın veya çocuk fark etmez…
Müttefiklerin eline bu tür 100.000’den fazla belge geçti, bunlardan 5.000 kadarı Nürenberg Mahkemesine kanıt olarak sunuldu. Şimdi Holokostu inkâr etmek nasıl mümkün? İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra benzer suçların biteceğini sandık. Müttefikler böyle bir düşünceye sahiptiler. Duruşmalardan sonra ırkçılığın, antisemitizmin biteceğini sandık, ancak bu böyle olmadı. İşte bugün 60 yıl sonra, insanlar çıkıp geldiler ve Holokost olmadı dediler. Ancak elimizde belgeler var, kanıtlar var ve tanıklar var. Tam 55.000 Holokost kurtulanı ile yapılan söyleşiler kayda alınmış durumda. Schindler’in Listesi filminden sonra bunu yaptık. Yad Vaşem’de bunlar saklanıyor ve değerlendiriliyor. Holokost’u öncesiz ve tek bir olgu yapan bu belgelerdir; bunun arkasında, Holokostu gerçek kılan Nazi ideolojisidir: Alman ırkını üstün ırk olarak tanımlayan ve Yahudilerin yaşama hakları olmadığını savunan ideolojidir.
Holokostu tek kılan başka bir öğe de toplamda ifade ettiğidir. Almanlar ve onların işbirlikçileri sistematik ve programlı bir katliam gerçekleştirmişlerdir. Ele geçirdikleri her Avrupa ülkesinde bunu uygulamışlardır. Bu arada, Rodos’ta konsolosluk görevini yürütürken Türk uyruklu Yahudileri Almanlara teslim etmeyerek hayatı pahasına onları kurtaran ve geçen senelerde Yad Vaşem tarafından Rightous Among the Nations ödülüne layık görülen Selahattin Ülkümen’i anmadan geçemeyeceğim. Bu ödül, savaş sırasında Yahudileri kurtaran Yahudi olmayanlara Yad Vaşem Memorial tarafından tanınmaktadır. Ülkümen 30 ila 40 kadar Yahudiyi sağladığı belge ve pasaportlarla ölümden kurtarmıştır.
Holokost devlet tarafından desteklenmiş ve yapılmış bir soykırımdır. Bu durum da Holokostu öncesiz bir soykırım yapmaktadır. Umuyoruz ki bundan çıkacak dersler böylesi olayların günümüzde yinelenmesine engel olacaktır.