“Bir İtalyan Cemaati vardi!” dememek için...

Osmanlı İmparatorluğu döneminde, İtalya Kralı’nın himayesinde oluşturulan (Comunita İsraelitico Straniera di Rito Spangonuolu Portoghese di Costantinopoli) İstanbul İspanyol- Portekiz ritinde Yabancılar Yahudi Cemaati günümüzde oldukça azaldı. Şişhane’de bir sinagogları bulunan cemaatin, Şişli Abide-i Hürriyet Caddesi üzerinde Sultan Ab

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba

Atalarının vasiyeti üzerine bu cemaati yaşatmaya çalışan cemaatin başkanı, yönetim kurulu üyeleri ile gerçekleştirdiğimiz söyleşimizde geleceğe yönelik çalışmalarını konuşurken,  “Amacımız bu cemaati yaşatmak. Ama nasıl ?” diyen Başkan Nissim Behar’la geçmişin unutulmaz anıları içinde büyükleri  yad ettik, biraz da dertleştik…

İtalyan cemaati yönetim kurulu üyeleri kimlerdir?
İtalyan Cemaati’nin yönetim kurulunun Başkanı Nissim Behar, Başkan Yardımcısı Rıfat Behar, Sekreter Charles Danon, üyeler: Emil Amon, Enrico Modiano, Mişel Hodara, David Franko, Berti Erbeş, Halka İlişkiler  Leon Esim, Büro Sekreteri Viyolet Kampeas ve Sinagog Gabayı ise Nesim Şalhon.

Nissim Behar, Başkanı olduğunuz İtalyan Cemaati’ni anlatır mısınız?
50 yıldır bu cemaatin üyesiyim. Günümüzde İtalyan Cemaati oldukça kan kaybetti. Genç nesilde görev almak isteyen yok. Günümüzden 150 sene evvel bildiğiniz gibi sinagogumuz uzun yıllar büyük konferanslara ev sahipliği yapardı. Dindaşlarımız bu semtte yaşadığında 300녘 kişi sinagoga gelirdi. Burada cemaatimiz kızlarına Bat- Mitzva törenleri yapılırdı. Sinagogumuzun alt bölümü ve kadınların oturduğu “azara” kısmı dolardı. İzdiham olmasın diye, yukarıya ayrı bir giriş yapıldı. Herkesin yeri vardı. Bazı törenlerde etrafıma göz gezdirir babamın oturduğu koltuğa bakar, onu görür gibi olurum. Bizler bu sinagoga çok bağlıyız. Artık maalesef yıllardır düğün yapılmıyor. Yerleşim olarak başka semtlere gidildiği için Şabat dualarını da yapamıyoruz. Büyüklerimiz: “çocuklar sizler yaşadıkça, bu sinagogu yaşatın” diye vasiyet ettiler. Amacımız bize bırakılan bu mirası yaşatmak. Ama nasıl? Özel günlerde ancak açabiliyoruz. 25ᆲ kişi kadar yahidimiz oluyor. Sinagogumuz İtalyan Cemaati’ne ait olmakla beraber tüm dindaşlarımıza açık. Bayramlarımızda dindaşlarımızı ağırlamaktan büyük memnuniyet duyuyoruz.
Cemaatimiz ilk senelerinde İtalya Kralı himayesindeydi, İtalyan Konsolosu ile ilişkilerimiz sürdürüyoruz. Ancak Cumhuriyet dönemine geçtikten sonra İtalya’nın bizleri tanıyıp tanımadıklarını bilmiyoruz. Burası bildiğiniz  gibi Kal De Los Frankos olarak tanınıyor. O yıllarda İtalyanlar çoğunlukta olmak üzere Portekizliler, Yunanlılar da vardı. Bunu korumaya gayret ediyoruz, yönetimde 5Lj kişi İtalyan uyruklu.
Kuruluşumuzdan bu yana kayıtlarımızı koruyoruz. Yapılan araştırmalara göre halen yaklaşık İtalyan Cemaatine bağlı 100 kadar aile var. Ancak bu kişilerin çok azı faal üyemiz. Amacımız cemaatimiz  bireylerini buraya çekmek ve sinagogu yaşatmak. Buranın varlığından haberi olmayanlar dahi var. Bu röportajı okuyan cemaat üyelerini buraya davet ediyoruz. Sinagogun yaşaması ve tanıtılması  açısından Türk Musevi Cemaati kurumlarını da sinagogumuza davet edeceğiz. Tefillin, Bar- Mitzva, Bat- Mitzva ve düğünlerini burada yapmak isteyenlere de kapılarımız açık. Büyük sinagoglarda kutlamalarını yapmakta zorlanan aileleri sinagogumuzda ağırlamayı arzuluyoruz, bize başvursunlar.
Aile kökenlerinden ötürü veya evlenme yoluyla  bazı haklardan yararlanan cemaat bireylerimizi kazanmak istiyoruz, bizimle irtibata geçsinler. Böylece  bizlere bırakılan bu miras, yaşatılacak.

Rıfat Behar yerleşim bölgesi bu civarlar  olduğu zamanlarla ilgili anılarınız var mı?
Yerleşim burada olduğu zaman en büyük eğlencemiz Tozkoparan’dan Galata Kulesi’ne kadar tur atmaktı. Kipur öncesi tüm semt mağazaları kapalı olurdu. Purim Bayramı’nda sokaklarda tatlı satarlardı. Simha Tora’da sokaklar fenerlerle dolardı. Sinagoglar dolardı. Geleneklerimizde Kipur’da sinagoglarda yağ dökeriz. Eski Kipur’larda burada üç bidon yağ dolardı. Şimdi birisinin buraya gelip de yağ attığını hatırlamıyorum. Rahmetli Rafael Levi vardı, hem yönetim kurulu üyesiydi, hem de sinagog gabayı idi. Çok sert bir kişiliği vardı. Bir kişinin dua sırasında sesinin yükselmesine dahi kızardı. 

Enriko Modiano siz ne söylemek istersiniz?
Tüm arkadaşlarımın dediklerine katılıyorum. 1968 yılına kadar babam, sinagogun yönetim kurulu üyesiydi. Bu gün halen sinagogda bulunan Roş Aşana ve Kipur kitaplarının aralarında  babamın, ağabeyimin ve benim oturduğumuz bankoların kartları bulunur.  Babam ilk sırada sağda otururdu. Bu sinagogda hepimizin anıları var.  Bir zamanlar sinagogumuzda Kantor Mizrahi vardı. Roş Aşana –Kipur’da tefillayı notalarla söylerdi.

Emil Amon  bu masanın en büyüğü sizsiniz… Kaç yıldır bu sinagogun yahidisiniz?
1947’de burada evlendim. Evlendikten sonra gelmeye başladım. O yıllarda Şabat duaları çok kalabalık olurdu. Akşamları da açılırdı. Yavaş yavaş bu dualar yapılamamaya başlandı.  Cemaatimizin  diğer bir adı da bilindiği gibi  Kal De Los Frankos idi. O yıllarda buradaki topluluk çok elitti.

Charles Danon sizin anılarınız neler?
1950ᇐ’larda  başkan olan Nissim Behar, Mahazeke Tora ile bir yol çizmişti. Burada yıllar sonra dört genç kızın Bat-Mitzva’sını yapmıştı. Cemaatimizde Bat- Mitzva kutlamaları burada başladı diyebiliriz. Aynı yıllarda yine yönetim kurulu üyesi müzikten anlayan Mişel Bernadit bu kutlamalarda özel müzikler çalardı.

Mezarlık hakkında neler söyleyeceksiniz?
1800 yıllarda Sultan Abdülaziz fermanıyla tahsis edilen yerde İtalyan Mezarlığı oluşturuldu. Mezarlığımız Avrupa Yahudi mezarlıkları kadar bakımlı. Geçen yıl başkan yardımcınım önerisiyle planları, envanteri  çıkarıldı bilgisayara yüklendi. Mezarlar daha kolay bulunabiliyor. 200 kişilik daha yerimiz var…
Geçen sene harita yapımından sonra bir yardımseverin katkısıyla Midraşımızı yeniledik.
Cemaatimiz, Comunita İsraelitico Straniera  di Rito Spangonuolu Portoghese di Costantinopoli  (İstanbul İspanyol- Portekiz ritinde Yabancılar Yahudi Cemaati)adı altında kurulduğundan  mezarlığımızda birçok Aşkenaz kökenli dindaşımızın mezarı da  bulunuyor.

Cemaatimiz kurumlarında genelde hanımlar kolu vardır. Sizde yok mu?
Programımızda var. Ancak daha önce halletmemiz gereken başka sorunlarımız var.
Cemaat idarecileri ile görüştükten sonra, farklı vesilelerle çok kere gittiğim sinagogu gezdirdiler. Pırıl pırıl sinagogun yönetim bürosunun üst katında küçük bir müzeye dönüştürdükleri bir seuda salonu bulunuyor. Onun bir üst  katında ise bir Suka… Önümüzdeki bayramda İtalyan Sinagogu’na bir uğrayın, mirasa onlar sahip çıksa da, bu miras hepimizin…

TARİHÇE

İtalyan Sinagogu (Kal de Los Frankos)*

İstanbul İtalyan Musevi Cemaati 1862’de yeni kurulduğunda Karaköy’deki Zülfaris  Sokak’ta bir gayrimenkul edinerek  sinagog olarak kullanmaya başladı. Sinagogun hahamı güzel sesli İtalyan uyruklu Bensiyon Levi idi.
Daha sonra bu binanın yıkılması üzerine Bitpazarı’nda bir yer kiralandı. Bu yeni yer yeter derecede geniş olmakla beraber, merkezden uzaklığı dolayısı ile sinagog olarak hiç de pratik değildi. Bu kez Kuledibi’nde  Küçük Hendek  Sokağı’nda  bir yer kiralandı ve cemaatin Hahamı Samuel’in de eşi ile birlikte  aynı yerde ikametine müsaade edildi.  Yeni genç üyelerin ısrarı ile sinagog inşası için  bir arazi edinmeyi kararlaştıran yönetim kurulu,  Kuledibi’nde  Şahsuvar Sokak’ta arsa satın aldı.  Arsa bedeli, cemaat genel sekreteri Leone Piperno’nun Mayıs 1931 tarihli el yazılı anı notlarına göre  Zülfaris Sokak’ta  yıkılan sinagogun arsasının satışından elde edilen 150 Lira ve cemaatin kasasındaki hisse senetlerinin paraya çevrilmesinden sağlanan 900 Lira ile ödendi.
 Ancak inşaat için para kalmamıştı. O günlerde  Galata Cemaati’nden istifa ederek İtalyan Musevi Cemaati’ne katılan  Gabay ve borsa ajanı Emanuel Salem, inşaat için gerekli para kadar ve adedi birer liralık, her yıl peyderpey itfa (amorti) edilecek tahviller çıkarılmasını önerdi. Fikir benimsendi ve inşaat için gerekli 800 Lira böylece toplandı.
Sinagog inşaatı konusunda bir irade sağlanması için de Hahambaşı Kaymakamı  Moşe Levi’nin takriri Kapu Kahyası Yeşua Acıman tarafından  Bab-ı Ali’ye sunuldu. Acıman’ın “ siz temel atıncaya kadar ben iradeyi sağlarım” sözü ile de hafriyata ve temel inşaatına başlandı. Bu arada, Abraham Levi Kezzapçıoğlu’nun  bağışladığı 150 Lira ile arsanın yanındaki parsel de satın alınarak alan genişletildi.
 Ne var ki Hahambaşılık takriri Şurayı Devlet tarafından reddedildi ve dolayısıyla ile beklenen irade de gelmedi.  Piperino’nun şahsi gayreti ile devam eden inşaat büyük zorluklarla tamamlanarak  çatısı kapatıldı. Mahalle imamının ve muhtarının bölgede bir Sinavi (sinagog) inşaatını mahzurlu görmediklerine dair mazbataları, bilirkişinin müspet raporu ve çatısı kapatılmış bir binanın yıktırılamayacağına dair mevzuat çerçevesinde  de Şurayı Devlet 23 Cemazi-ül Evvel 302 (1886) tarihli kararı ile sinagogun ruhsatı verildi.
İtalyan Sinagogu yönetimi 1922 yılında aldığı bir kararla o güne kadar her cumartesi günü sinagoglarında klasik Türk Müziği  makamında ilahiler konseri veren Maftirim  grubuna kapılarını kapattı. Maftirim grubu o tarihten sonra Knesset Sinagogu’na taşındı.
İtalyan sinagogu uzun yıllar Pesah’tan önceki 12 hafta içinde düzenlediği Cuma akşamı vaaz ve konferansları ile İstanbul Musevilerinin bir kültür ve irfan ocağı oldu. Rav David Asseo, Rav İsak Rofe, Hoca Eliezer Menda, Moiz Alboher, Haham Eliyahu Kohen , Dr Yomtov  Garti, Dr. M. Akşiote, İsak Misistrano, Av. Daniel Behar, Av. Kemal Levent  ve adını sayamadığımız bir çok hatip İtalyan Sinagogu’nun kürsüsünden cemaate hitap ederek ahlak ve din konularında sohbette bulundular.
1980 yılının yaz mevsiminde elden geçirilen sinagog, 105 yıldan beri aralıksız olarak cemaate hizmet vermeye devam ediyor.
• Naim Güleryüz İstanbul Sinagogları kitabından