Haçların Gölgesinde Tudelalı BenjaminBenjamin Ben-Yuda, 12. yüzyılda Kuzey İspanyanın Tudela kasabasında doğmuştu. Kendisi Akdeniz-Yakın Doğu bölgelerinin Yahudi hayatını, oraları gezerek kaleme alan en önemli seyyahların başında gelir. Tudelanın seyahatleri tam 8 yıl boyunca sürmüş ve aşağı yukarı 1173 yılında sona ermiştir. Sefer ha Massaot (Seyahat kitabı) adlı kitabında bu gezilerinin tümünü en ince detaylarına kadar kaleme aldı. Bu kitap ilk kez 1543te İstanbulda, diğer bir tanesi ise elyazması şeklinde İtalyanın Ferrera şehrinde ortaya çıktı.
Benjaminin geçmişi hakkında genel anlamda pek birşey bilinmemektedir. Ne işle meşgul olduğu bilinmediği gibi, bu gezilere neden olan konuların da ne olduğu netlik kazanmadı. Kitabında anlattığı bir olaydan ötürü ticaretle uğraştığı tahmin edilmektedir. Örneğin değerli taş tüccarı olması olasılığı yüksektir. Fakat ticari amaçlı geziler yapmış olsa bile, gittiği her ülkede, Yahudi cemaatlerini ziyaret etmeyi ve tanıtmayı ihmal etmedi.
O cemaatlerdeki herşeyi, her detayı, Yahudi yaşantısını, kişilerini, dini yerleri, din adamlarını, cemaat liderlerini en ince noktalarına kadar tasvir etti. Geniş bir biçimde anlattı.
İspanyadan yolculuğa başlayan Benjamin önce Güney Fransanın Provence Bölgesine gitti. Orada çok yükse düzeyde yaşayan dini hayatı incelemeden önce Narbonne, Montpellier, Arles, Avignon ve diğer yerlerin Yahudi cemaatlerini gezdi, tanıdı ve kaleme aldı. Cenovadan bindiği gemiyle aşağı İtalyaya gitti. Pisadan Romaya her tarafı gezdi. Bu gezilerini naklederken, bu kentlerdeki değerleri antik bölgelerini ve eserlerini bir turist rehberi gibi en ince noktasına kadar yazdı ve anlattı.
Güney İtalyadan deniz yolculuğu yaparak Korfu Adasına, Yunanistana ve İstanbula gitti. Oralarda uzunca bir zaman kaldı. Oralar da kaldığı sürece, bu yerlerde yaşayanları, hayatlarını, çevreyi ve tarihini uzun uzun, en ince noktasına kadar inceledi ve yazılarını yazdı. Daha sonra bir tekne ile Ege denizinden Rodos Adasına ve Kıbrıs Adasına vardı. Bu adalardaki keşiflerinin ardından Suriyeye ait Antakyaya, oradan Halepe, Şama ve Bağdata geçti. Orada Halifenin sarayını tasvir ederken, öykünün içinde yalancı mesih David alroy hakkında çok özel bir gerçek hikayeyi de nakletti. Haçlı idaresi altındaki kutsal topraklara (Erez İsrael) gittiği zaman, orada en önemli kutsal yerleri ziyaret etti. Seyahatinin dönüşünde İspanyaya Mısır, Sicilya ve Fransa yolunu izleyerek döndü.
Kitabında sözünü ettiği, İran, Hindistan, Seylan ve Çinden ise başka seyyahlardan duydukları ve öğrendiklerinden bilgilerini aktararak kaleme aldı ve bu yazdıklarını çok güzel resimlerle süsledi.
Benjamin yazdığı ve anlattığı herşeyi en ince noktasına kadar açıklıkla tarif etti. Özellikle Yahudi meslekleri ve elsanatları hakkında çok incelikle ve uzun uzun tarifleri kaleme aldı. Örneğin Güney İtalyada Brindisideki kumaş tüccarlarını, Yunanistandaki ipek tüccarlarını İstanbuldaki deri tabakçılarını, Halepteki ve Sur şehrindeki cam ustalarını ilmek ilmek işlenen bir sanat eseri inceliği ile nakletti.
Arap Yarımadasının tam merkezinde ve Yemende yaşayan Yahudi kabilelerinin korku dolu yaşamlarından söz ederken ihtiyatlı bir dil kullanmaya azami dikkat gösterdi. Çünkü yazdıklarıyla Arap Yarımadasında bir tedirginlik yaratmak istemiyordu.
Benjaminin yazdığı kitap tüm Akdeniz ve Ortadoğu ülkelerinde; Avrupada konuşulan tüm dillere tercüme edildi. O dönemde yaşayan tüm öğrencilere, Yahudi ve ortaçağ tarihi konusunda değerli bir kaynak oluşturdu.
devam edecek....