Harvey Nichols`in GILT Bar & Brasserie`si

Bu haftaki yeme-içme durağımız, Kanyon`un en şık ve en pahalı dükkânı olarak ün salan ve bundan kısa süre önce mükemmel bir açılış yapan İngiltere`nin ünlü mağazası Harvey Nichols`ın, Gilt Bar & Brasserie`siAylin YENGİ[email protected]

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba
İsterseniz önce restoranın genel dekorasyonundan başlayayım. İngilizce’de Gilt ya da gild yaldız anlamına gelir, dekorasyonu yapanlar da isminden esinlenmiş olacaklar ki, mekân baştan sona siyah ve altın renginde tasarlanmış. Çok şık bir havası var. Siyah renkteki küçük kare masaların köşelerinde altın renkli üçer yaprak var, tavandan sallanan dekoratif halkalar yine altın renginde. İçeride harika bir fon müziği çalıyor. Gündüz için ortam biraz karanlık sayılabilir ama altın “pandantiflerin” ışıltısı ortamı aydınlatmaya yetiyor.
Pencere kenarında, Kanyon manzaralı – gelen geçenlere bakmak çok zevkli – masamıza geçtik. Tepeden tırnağa siyahlara bürünmüş nazik garsonlar bize mönüleri getirdi, hemen ardından da yanımızda duran beyaz dikdörtgen tabakların içine biraz zeytinyağı ile balzamik sirke döktüler. Sonra büyük bir sepetin içinde ekmek – kepekli, beyaz, zeytinli ya da cevizli – servisi başladı. Mönüye göz atar atmaz anladık ki, Harvey Nichols’ın café’si de en az mağazası kadar pahalı. Antreler ve salatalar iki farklı boyda sunuluyor: salata ile doymak istemeyen için küçük, bizim gibi daimi rejimdekiler içinse büyük boy seçenekleri var. Fiyatları 17 ile 34 YTL arasında değişiyor. Başlangıç olarak kızarmış keçi peyniri, ceviz ve elma’dan oluşan antre tabağı aldık, bir tane de küçük boy ızgarada Akdeniz sebzeleri salatası.
Porsiyonlar tam “nouvelle cuisine” usulü. Yani tabaklar kocaman, içindekileri görmek için büyütece ihtiyacınız var. Abartıyorum tabii… Sıra ana yemeğe geldi. İki ana yemek alıp aramızda bölüştürmeye karar verdik: Risotto Porcini ile Izgara Somon ve Niçoise Salata, yanında da birer kadeh buz gibi beyaz şarap. Ana yemekler de en az antreler kadar “minik” ama bir o kadar lezzetli. Fiyatları 30 YTL ve üstü. Bu arada söylemeden edemeyeceğim, içerisinin kalabalığına rağmen servis tek kelimeyle kusursuz, bir dediğiniz iki edilmiyor, garsonlar etrafınızda pervane gibi dolaşıyorlar. Elinizi kaldırır kaldırmaz iki tanesi yanınızda beliriyor.
Bu soğuk havada insanın kaloriye ihtiyacı oluyor, bir tatlı paylaşmak gerekir. Tatlı ve kahve mönüsü küçük bir kitapçık gibi adeta, insan ne seçeceğini şaşırıyor. Tatlıların fiyatları 10 YTL’den başlıyor, kahveler ise genellikle 6 YTL civarında. Bademli Panacotta’yı tatmanızı öneririm. Yanında da bir Davidoff Supreme – instant kahve. İsmi ne kadar da havalı geliyor kulağa, oysa bildiğiniz filtre kahve! Ortam çok keyifli, insanın canı kalkmak istemiyor ama eninde sonunda hesabı ödeyip – yine o an geldi! – gitme vakti gelmişti.
Güzel bir öğle yemeği yemek, nezih bir ortamda birkaç keyifli saat geçirmek ve kendinizi birazcık olsun şımartmak istiyorsanız Gilt’in ışıltısını paylaşın derim…