Diaspora Yahudileri

Hazırlayan: Karel VALANSİOrtadoğu / İranNükleer çalışmalar son hız devam ediyorBM Güvenlik Konseyi`nin geçen ay sınırlı yaptırım kararı aldığı İran, endüstriyel amaçlı uranyum zenginleştirme faaliyetlerine hız verdiğini açıkladı. İran Devrimi`nin gelecek ay kutlanacak yıldönümünde açıklanaca

Kavram
9 Ocak 2008 Çarşamba

Geçtiğimiz hafta anlatmaya başladığımız Katolik İspanyası’ndaki engizisyonlar ve Marranolar’dan (yeni Hıristiyanlar) sonra, bu hafta da o dönemde yaşanan dehşetin nihai noktası olan kovulmadan (expulsion) söz edeceğiz

Sara YANAROCAK

Haçların Gölgesinde İspanya’dan Kovuluş (Expulsion)

1468 yılında Kastilya tahtına geçen kraliçe İsabella, aynı zamanda Aragon prensi Ferdinand ile evlenmişti. Önce Kastilya’yı birlikte yönetirken daha sonra 1474 yılında Kastilya ile Aragon birleştirilerek tek bir krallık haline getirildi. Hükümdar ailesi, ilk başlarda Yahudilere karşı özel bir düşmanlık beslemedi, hatta onları bazı önemli görevlere bile getirdiler. Sarayda çok mühim noktalarda yükseldiler. Bunlardan biri olan Don Abraham Seneor, hem Kastilya başhahamı olup, hem de tüm Kastilya Aragon ülkesinin vergi baş sorumlusuydu.
Diğer bir önemli Yahudi ise Don Isaac Abrabanel’di. Bu kişi çok önemli ve şöhretli bir Yahudi ailesine mensuptu. Kütüphanecilik mesleğinin duayeni durumundaydı. Abrabanel Lizbon’da doğmuştu. 1484 yılına kadar Portekiz Sarayı’nın hazine sorumlusuydu. 1484 yılında Kastilya Aragon krallığına giderek İsabella ile Ferdinand’a hizmet vermeye başladı.
Abraham Seneor yönetimindeki vergi bölümünde Kastilya bölgesine hizmet verirken, diğer yanda, Güneyde Granada’da kalan son Müslüman eyaletine karşı sağlam durabilmeleri için krallık için gereken maddi olanakları devlete o şahsen sağlıyordu.
Tam o dönemde, Engizisyonun başında bulunan Torquemada ise boş durmuyor, Yahudilere, özellikle din değiştiren Marranolara, dinlerini gereğince uygulamadıkları için korkuç baskılar ve işkenceler yaptırıyorduı. Fakat esas felaket 1492 yılında Granada İslam Magribi krallığının tükenişi ile başladı. İber Yarımadası’nın tümü Katoliklerin eline geçti. Ferdinand ile İsabella tüm ülkenin fethini kutlamak için 31 Mart 1492 tarihinde Granada’daki Elhamra (Alhambra) Sarayı’nda verdikleri şenlik davetinde bir bildiriye de imza attılar. Bu bildiride, ülkede yaşayan tüm Yahudilerin 4 ay içinde tüm ülkeyi terketmeleri gereken karar yazılmıştı.
Kral ve kraliçe Toledo’daki saraylarına geri döndükleri zaman, Abraham Seneor ve Isaac Abrabanel onların huzuruna çıkarak imzaladıkları bu bildiriyi iptal etmeleri için onlara yalvarırcasına ricalarda bulundular. Yanlarında çok kalabalık bir yandaş insan topluluğu da vardı. Teklifleri derhal şiddetle reddedildi; Abrabanel, kendisinin saraya şahsen verdiği tüm serveti hediye edeceğini; onların hiçbir borcu ödemek mecburiyetinde olmayacakların söyledi. Aksine sarayın hazinesine daha fazla yardım etmeyi teklif etti. Tüm bunlar olurken, Torquemada, yandaki bir odanın kapalı kapısının ardından tüm konuşmaları takip ediyordu. Aniden elinde iri bir haç tutarak dışarıya fırladı ve “Yeuda efendisini 30 parça gümüş için sattı, şimdi siz onu yeniden satıyorsunuz” diye Krala ve kraliçeye haykırmaya başladı. Burada sözünü ettiği efendi Hz. İsa, Yeuda ise onu Romalılara ihbar eden havarisi Yeuda İskariot’du.
Ondan sonraki birkaç ay boyunca aşağı yukarı 100.000 Yahudi ülkenin dışına sürüldü. Gerilerinde tüm geçmişlerini, evlerini, barklarını ve servetlerini bırakan Yahudiler ellerindeki birer bohça ile yüzyıllarca yaşadıkları İspanya’dan kovuldular. Tüm varlıklarına, kültürlerine, eserlerine, kitap ve dini gereçlerine el kondu.
31 Temmuz 1492 tarihinde İspanya’daki en son Yahudiler de ülkeden atıldılar.
Göçmenlerin en büyük bölümü ilk önce Portekiz topraklarına gittiler. Yahudiler o dönemde, Portekiz’de hala rahat yaşayabiliyorlardı. Bu sahte cennet ancak 5 yıl devam edebildi. 5 yıl sonra genç Portekiz kralı “Şanslı Manuel” (Manoel el fortunato) tebaasındaki Yahudilere hiçbir düşmanlık beslemezken, tam o dönemde ispanya hükümdarları İsabella ile Ferdinand’ı kızı ile evlenmeye karar verdi. Evlilik anlaşmasındaki en ilginç madde ise şöyleydi; bu evliliğin gerçekleşmesi halinde Portekiz ülkesinde yaşayan tüm Yahudi ve Müslüman halk bu ülkeden kovulacaktı. Kral Şanslı Manuel, ülkesindeki tüm Yahudi ricalarına rağmen, kendi çıkarları doğrultusunda evlilik anlaşmasının maddelerini kabul ederek imzaladı.
İlk iş olarak tüm Yahudi çocukları ailelerini elinden alındılar ve vaftiz edildiler. Ardından aileleri sınırdışı edildi. Bu çocuklar ise krallığı köleleri olarak ilan edildiler. Hilekarlık ve düzenbazlıkla suçlanarak vaftizlerinin bile doğru dürüst yapılmadığı  yaftası yapıştırıldı.
Portekiz’in bu yeni Hıristiyanları, engizisyondan fırsat bulabildikleri kadar Yahudiliklerini sürdürmeye çabaladılar. Bu çabaları 50 yıl kadar sürdü. Bazı Marranolar ülkeyi terkettiler, diğerleri ise Hıristiyan halka karışarak özümlendiler.
Yahudi göçmenlerin en büyük bölümü İslam ülkelerine, Osmanlı İmparatorluğu topraklarına sığındılar. Bu insanlar, kuzey Afrika’ya, Balkanlara, Yakın Doğu’ya ve hatta Erez İsrael’e yerleştiler. Bir başka Yahudi grubu ise Fransa ve İtalya’ya yerleşti. Bu ülkelere yerleşen tüm Yahudiler Sefarad (İspanyol) Yahudileri cemaati adını aldılar.
Ondan sonraki iki yüzyıl boyunca bu cemaatlere sonradan katılan engizisyondan kaçan Marranolar da eklendi. Tekrar Yahudi dinine döndüler.
İber Yarımadası’ndaki yerleşik Yahudi hayatı tamamen sona erdi. Fakat çok geniş bir Sefarad Diasporası günümüzde de hala varlığını, dünyanın her tarafında sürdüregelmekte.
devam edecek…