ÖYKÜLERİMİZDEN...> SAHTE MELEK

Çeviri ve Uyarlama: COYA DELEVİ“Şabat” GüneşiBu öykümüz yıllar önce, çok, çok uzak bir ülkede geçiyor. Yani, neresi olduğunu, tam olarak bilen de yok...Ama, soğuk, senenin büyük bölümünde, karlarla kaplı bir ülke...Aslına bakarsanız, Kutsal Mabet`in yıkılmasından sonra, Yahudilerin gitmediği, göç etmediği ç

Kavram
9 Ocak 2008 Çarşamba

Luiza Uçki SEVİ

Dalya oldukça varlıklıdır. Boş zamanlarını iyi bir şekilde değerlendirmek için bir hayır kurumuna gönüllü olarak katılır. Aktif bir şekilde çalışır durmadan. Kendisi de büyük yardımlarda bulunur.
Bir anda dostlarının sayısı artıverir. Çok mesuttur. Hep nasihatlarda bulunur: “Vermesini bilmemiz şart. Hep muhtaçlılara yardım etmeliyiz. İnanın çok rahatlıyor insan. Verdikçe huzur buluyor. Ben sizlere örnek olabilmek için bu elimdeki çeki yaklaşan Pesah Bayramı’nda ihtiyaçlarını alamayanlar için veriyorum. Siz de bütçeniz doğrultusunda yardım eli uzatın. Verdikçe çok şey alacaksınız” der. Herkes onu alkış yağmuruna tutar. Bir gece düzenlenir ve o, ailesinin de katıldığı gecede plaket alır. İnsanlar onun hakkında çok güzel şeyler söyler. “Aferin kadına. Bravo. Allah gücünü böylesine iyiliğe adamış meleklerimizi başımızdan eksik etmesin” derler.
Diğer bir taraftan Marta genç yaşta dul kalmış bir kadındır. Kocası öleli daha birkaç ay olmuştur. Bir oğlu bir de kızı vardır. Ne yapacağını bilemez.
Marta bir dostuna dert yanar: “Kocam aslında bildiğim kadarıyla varlıklı biriydi; ama bana hiç işlerinden bahsetmezdi. Bir trafik kazasında aniden ölünce bize nesi var nesi yok söyleyemedi. Anlayacağın belki de bir yerlerde saklı bir yatırımı var ama bilmiyorum. Bildiklerim zaten cenaze masraflarına gitti. Kayınvalidemi de yanıma aldım. Oğlunun ölümü onu çok yıprattı; ama şimdi önümüz Pesah. İnanır mısın malzemeleri alacak param yok” diye söylenir. Arkadaşı yardım kuruluşuna başvurması gerektiğini söyleyince çekinerek: “Yapamam. Kocam her sene bağış yapardı. Şimdi gidip yardım talep etmek çok zor geliyor bana. Ama başka çarem yok gibi. Çocuklarım için bunu yapmalıyım” der.
Marta kuruma gelir, çok üzgündür: “Keşke başka bir çare olsaydı. Yardım istemek ayıp değil ama düşenin dostu olmaz, derler. Biz buranın yardım balolarına katılırken şimdi nasıl yardım talep edeceğiz ki?” diye mırıldanırken Dalya’yı görür. Onunla hiç tanışmamıştır ama her yerde hep ondan bahsedilmektedir: “O, tam bir yardım meleği!” der insanlar.
Aklına bir fikir gelir ve ona yaklaşır “Bayan Dalya bir iki dakikanız var mı?” deyip onunla bir köşede yalnız kalır.
Ona durumunu anlatır. “Sizi bana Allah yolladı. Çok zor durumdayım. Anlatması güç ama biz eşim yaşerken bu kuruma sürekli bağışlarda bulunurduk. Şimdi kocamı kaybettim. Bir girdapta gibiyim. Hayatım bir anda simsiyah oldu. Siz çok hayırsever birisiniz. Bana yardım edebilir misiniz? Kısacası buradan talep etmek çok zoruma gidiyor çünkü kocam senelerce...” demeye kalmadan o hep güzel mutluluklar çekip gülümseyen kadın bir anda canavara dönüşür. Dalya: “Ben bana her yardım talebinde bulunana para verseydim mahvolmuştum canım. Sen buraya başvur. Utanacak birşey yok. Yarın ne olacağımızı bilemeyiz. Hepimiz senin gibi aciz kalabiliriz bir gün. Çekinme git. Adını listeye yazdır!” der soğuk bir edayla. Çıkar ve gider. Marta şok olmuştur. Hep bu kadına hayranlık duıymuştur senelerce. Halbuki kadının şu anda gerçek yüzünü görmüştür. Egosunu tatmin etmeye gelen “Bayan Dalya bunu yaptı bravo!” denmesi için sadece gösteriş yapmaya gelen biridir o. Hayır işleri amacı değil, gösteri yapmadaki aracıdır.
Marta oradan çıkar. Bir bankta oturup hayatın acımasızlığını düşünür. Sonra ona yardım edebilecek tek merciye sığınır. Ellerini açar: “Tanrım! Sana yalvarıyorum. Bana yardım elini uzat. Beni mahçup bırakma. Gücümü ailemin, insanların yararına kullanacağıma söz veriyorum..” diye yalvarır Tanrı’ya.
Eve döner. Kendisiyle ilgili kararlar almıştır. Ertesi gün iş arar ve bulur. Birkaç değerli eşyasını satıp Pesah malzemelerini alır. Artık çalışıp para kazanan güçlü bir kadındır.
Bir gün telefonu sabahın erken saatlerinde çalınır. Arayan kişi: “Marta. Ben Moşe. Beni hatırladın mı? Ben Amerika’da yaşıyorum. Eşinin çocukluk arkadaşıyım. Daha dün onun öldüğünü öğrendim. Çok üzüldüm. Sana önemli bir haber vermeliyim. Kocan tüm parasını benim yolumla burada bir bankaya yatırırdı. Çocuklarının geleceği için hesaplar açmıştı. O, parasına iyi değerlendirmek için yaptı bunu. Bankanın defterleri bende. Hemen buraya gelin. Hem çocuklar için bir gezi olur. Hem de bu küçük serveti alırsın” der.
Marta duyduklarına inanamaz ve düşünür: “Yüce Allah’ım sen ne büyüksün. O parayı hemen öğrenseydim bir işe girme cesaretini bulamazdım; ama çalışmak tüm acılarımı unutturan bir yara merhemi gibi odu. Bana huzur verdi.” Yolculuk dönüşü Tanrı’ya verdiği sözü yerine getirecektir. Gücünü iyiye kullanacaktır. Düşünmeye başlar. Yardıma muhtaç kimse yok mudur yakınlarında? Sonunda cevabı bulur. Dalya’ya yardım talep etmeye gittiği gün orada eski bir okul arkadaşını görmüştür. Adresini sorup soruşturur ve evine gider. Kadın kapıyı açar. Belli ki durumu pek parlak değildir. Eski okul arkadaşını karşısında görünce rahatsız olur. Marta içeri girer: “Merhaba! Sana olan bir gönül borcumu ödemeye geldim, Cenika. Hatırlar mısın okuldan birlikte eve dönüyorduk bir gün. Paramı düşürdüğümü fark ettim. Annemlere ne söylerim diye düşünürken sen bana kendi harçlığını verdin ve bana: “Bir gün ödersin” demiştin. Anımsadın mı? Onu hiç unutmadım ben. Bu para senin. Beni kötü günümde yalnız bırakmadığın için teşekkür ederim” der oradan çıkarken.
Marta çok rahatlar. Vermiştir ama huzuru da o almıştır aslında. Minik pembe yalanla karşısındakini gücendirmemiş hatta rahatlatmıştır. Çoğu sahte melekler gibi sırf gösteriş yapmak için yardım tabelasının arkasında sinsice duranlar gibi kullanmamıştır kuvvetini. Kullanmayacaktır da. Asıl yardımın kimseyi gücendirmeden yapılan olduğunu biliyordur. Tüm bedeni huzurla dolmuştur. Parayı vermiştir, birilerini sevindirmiştir ve yine o almıştır bu tarifsiz güzel duyguları. Ne plaketler ne sahte alkışlar bu harika hissiyatı veremez insana diye düşünüp sahte meleklere aslında hiçbirşey alamadıkları için acıyıp evine doğru yol alır bu kanatsız melek...