Suzi APALAÇİ DAYAN
YKB, Kıdemli Ekonomist
Yılsonu yaklaşırken, uzun süredir endişe yaratan bazı belirsizliklerin de ortadan kalkmasıyla birlikte, piyasalar oldukça olumlu bir havaya girdi. Geçen hafta, hem makroekonomik veriler açısından, hem de AB ve IMF ile ilişkiler açısından hareketli bir haftaydı. Kasım ayında AB Komisyonunun Türkiyenin müzakere sürecine ilişkin verdiği tavsiye kararının ardından, geçen hafta ilk olarak AB ülkelerinin dışişleri bakanları, daha sonra da liderleri toplandı. 11 Aralıkta yapılan dışişleri bakanları toplantısında, AB Komisyonunun tavsiye kararında bir değişiklik yapılmaması kararlaştırıldı. Bunun ardından, 14ᆣ Aralıktaki liderler zirvesinde de aynı yönde bir karar alındı. Sonuç olarak, bu karar Türkiye açısından çok olumlu olmasa da, bekleneden kötü bir karar çıkmaması ve alınan kararın piyasalar tarafından daha önce fiyatlara yansıtılmış olması nedeniyle, finansal piyasalarda olumlu bir havanın hakim olmasına yol açtı. Böylece, piyasalar üzerinde uzun bir süredir tedirginlik yaratan bir belirsizlik unsuru ortadan kalkmış oldu.
Geçen haftanın bir diğer önemli gündem maddesini, IMF İcra Direktörleri Kurulunun Türkiyenin stand-by programının beşinci gözden geçirmesini onaylayarak 1.13 milyar dolarlık kredi dilimini serbest bırakması oluşturdu. Zaten olumlu bir hava mevcutken gelen bu haberler, söz konusu iyimserliğe destek oldu. Hafta içindeki bir diğer gelişme ise, Merkez Bankası Başkanının 2007 yılı para ve kur politikasını açıklaması oldu. Bu açıklamada, gelecek yıl için belirlenen %4lük enflasyon hedefinin korunduğu; ayrıca, Bankanın dalgalı kur rejimi uygulamasına devam edeceği ve aşırı volatilite olmadıkça döviz piyasasına müdahale etmeyeceği duyuruldu.
Geçen hafta makroekonomik veriler açısından da zengin bir haftaydı. Pazartesi günü, ilk olarak yılın üçüncü çeyreğine (Temmuz-Eylül) ilişkin büyüme verileri, ardından da Ekim ayı cari işlemler açığı açıklandı. Büyüme rakamları, yılın üçüncü çeyreğindeki yavaşlamanın beklenenden fazla olduğunu gösterirken, cari işlemler açığı piyasa beklentileri doğrultusunda açıklandı. Her iki verinin de piyasalar üzerinde fazla bir etkisi olmadı. Son olarak, Cuma günü açıklanan Kasım ayı bütçe verileri de oldukça olumlu bir performansa işaret ediyor.
Yurtdışı piyasalarda ise, Salı günü toplanan FED Açık Piyasa Komitesi faizleri ard arda dördüncü kez değiştirmeme kararı aldı; ancak, enflasyon risklerinin devam ettiğini bir kez daha yineledi. Öte yandan, Cuma günü açıklanan ABD tüketici enflasyon verilerinin beklentilerden düşük açıklanması olumlu bir nokta olarak dikkat çekti.
Sonuç olarak, geçen hafta hem kurların, hem de faizlerin gerilediğini gördük. Kasım ayında 1.48 YTL seviyesinin de üzerine çıkan dolar kuru 1.41ǃ.42 seviyelerine gerilerken,uzun süredir %21 seviyesinin altına gerilemekte zorlanan faiz oranları nihayet bu seviyenin altına geldi. 8ᆣ Aralık tarihleri itibariyle karşılaştırdığımızda, dolar kurunun %0.9 düşüşle 1.435 YTLden 1.422 YTLye gerilediğini görüyoruz. Bu dönemde, euro kuru ise paritedeki düşüşün de etkisiyle %2 gerileyerek 1.905 YTL seviyesinden 1.867 seviyesine geldi. 1 dolar ve 0.77 eurodan oluşan döviz sepeti ise YTL karşısında %1.4 düşüş kaydetti. Döviz sepetinin Kasım sonundan bu yana %2.4 gerilediği dikkat çekiyor. İkinci el bono ve tahvil piyasasında ise, en çok işlem gören kağıt olan 13 Ağustos 2008 vadeli tahvilin faizi 0.4 puanlık düşüşle geçen haftayı %20.99 seviyesinden kapattı.