Holokost İnkari konferansi ve yankilari

Soykırım İnkarcısı İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad`ın desteği ile düzenlenen Yahudi soykırımı konferansı tüm uluslararası tepkilere rağmen gerçekleştirildi. Soykırım İnkarcıları ve ırkçı liderlerin katıldığı konferans dünyadan şiddetli tepki topladı

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba
İran’ın düzenlediği Yahudi Soykırımı Konferansı 11ᆠ Aralık tarihleri arasında Tahran’da gerçekleşti. İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad’ın girişimi ile düzenlenen konferans II. Dünya Savaşı’nda Nazi Almanyası tarafından gerçekleştirilen Yahudi Soykırımı’nın (Holokost) gerçekliğini tartışmak amacı ile toplandı.
İran Dışişleri Bakanlığı’nın verdiği resmi bilgiye göre konferansta 30 ülkeden 67 katılımcı hazır bulundu. Konferansta bulunan ileri gelen isimler arasında, Almanya’da kışkırtma ve ölülerin anısına saygısızlıktan hüküm giyen Avustralyalı Fredrick Toeben, Fransa’da soykırım inkarcılığından hapis yatan Robert Faurisson ve Georges Thiel ve ABD’li Ku Klux Klan liderlerinden David Duke yer aldı. Konferans katılımcıları genel olarak Holokost’u gerçek olduğunu tamamen reddeden soykırım inkarcılarının yanı sıra, Holokost’u gerçek olarak kabul eden fakat rakamların abartıldığını iddia eden revizyonistler, beyaz ırkın üstünlüğünü savunan ABD’li ve Avrupalı aşırı sağcı gruplardan oluştu.
Ek olarak Siyonizm’e Karşı Yahudiler adlı örgüt mensupları ile Naturei Karta adlı aşırı dinci bir Yahudi mezhebine mensup bazı hahamlar da konferansa katıldılar. Naturei Karta mensubu İngiliz Haham Ahron Cohen aldığı eleştiriler karşısında Holokost’un varlığını inkar etmediğini fakat Mesih gelmeden önce bir Yahudi Devletinin kurulmasına karşı çıktığını belirtti. Cohen, Konferansa konu hakkındaki Ortodoks Yahudi bakış açısını sunmak için gittiğini iddia ederken İngiliz Ortodoks cemaati Cohen’in kendilerini temsil etmediğini açıkladılar.
Konferansın bittiği salı günü katılımcılar Holokost’u incelemek amacı ile bir komite kurulmasına karar verdiler. Komitenin başı olarak İranlı akademisyen Muhammet Ali Ramin açıklandı. Ramin, Iranın ISNA haber ajansına yaptığı açıklamada komitenin ırkçı olmadığını, gerçeği aradıklarını ve insanlığı gerçekten özgür kılmayı amaçladıklarını iddia etti.
Katılımcılar konferans süresince yapılan röportajlarda  İran’ı “konuşma özgürlüğüne saygısı” nedeni ile tebrik etti. Katılımcılar kendi ülkelerinde soykırım inkarına karşı yasalar nedeni ile serbestçe fikirlerini savunamadıklarını, konferans dönüşünde tutuklanabileceklerini söylediler. Iran haber kanalı IRINN’e demeç veren bir Alman katılımcı da ABD ve Avrupa üzerindeki Yahudi gücü olduğunu, farklı düşünenlerin hapse girdiğini söyledi.
Dünyadaki bir çok insan hakları grubu ise İran’ın konuşma özgürlüğü hakkında katılımcılardan farklı şekilde düşünüyor. Farklı raporlarda, gazetelerin kapatıldığı, gazetecilerin hapse atıldığı, internet erişiminin kısıtlandığı, muhaliflerin sürgüne zorlandığı belirtiliyor. Iran bu sebeple konuşma özgürlüğünün en çok ihlal edildiği ülkeler arasında yer alıyor.
İran’ın genel konuşma özgürlüğünün yanı sıra konferansa katılımın da serbest olup olmadığı hakkında şüpheler sürüyor. Iran Dışişleri Bakanlığı tarafından konferansa davet edilen Filistinli Avukat Halit Kasab Mahamit, diğer katılımcıların rahatlıkla aldığı vizeyi alamadığı için konferansa gidemedi. Mahamit,  Ahmetinejat ile bizzat görüşerek Holokost’u sorgulamanın Filistin davasına zararlı olduğunu söylemek istiyordu. Mahamit aynı zamanda Arap dünyasında kurulan ilk ve tek Holokost müzesinin de kurucusu.
Konferans sonunda salı günü basın açıklaması yapan Ahmedinecad ise konferansın amacını dile getirdi.  Daha önceki konuşmalarında Yahudi Soykırımı’ndan ise “efsane” olarak bahseden ve İsrail’in haritadan silinmesi isteğini dile getiren Ahmedinecad bu konuşmasında da “Siyonist Rejimin” Sovyetler birliği gibi yok olacağını iddia etti. Ahmedinecad’ın bu sözleri konferansa katılımcıları tarafından alkış ile karşılandı.

Dış Tepkiler
Tüm dünya İran’ın konferansı düzenlemesine tepki gösterdi. Almanya Başbakanı Angela Merkel Ehud Olmert ile toplantısının ardından konferansın İsrail’in içinde bulunduğu durumu ve bu durumun yarattığı tehlikeyi gözler önüne koyduğunu söyledi. Merkel, İran’da yapılan konferansı tamamen reddettiğini, Almanya’nın bu konferansa karşı çıkmak içinden elinden gelen her şeyi yapacağını da belirtti.
İsrail Başbakanı Ehud Olmert de İran’ın konferanstaki rolünün, bu ülkenin tüm batı uygarlığına karşı oluşturduğu tehdidi gösterdiğini belirtti.
İngiliz Başbakanı Tony Blair böyle bir toplantının gerçekleşmesini “inanılmaz” ve “şok edici” bulduğunu belirtirken İran’ın bölgedeki yarattığı tüm sorunlara dikkat çekti.
AB Adalet Yetkilisi Franco Frattini, Holokost’u ve insanlığa karşı suçları basite indirgeyen veya küçümseyen tüm yaklaşımları kınadığını belirtti.
Fransa Dışişleri Bakanı Philippe Douste-Blazy, “Asla kabul edilemeyecek revizyonist fikirlerin tekrar ortaya çıkışına tanık oluyoruz “ diyerek konferansa eleştirisini dile getirdi.
Vatikan’dan yapılan bildiride ise Holokost’un kimsenin tepkisiz kalamayacağı korkunç bir trajedi olduğu, bu olayların başka çatışmaların engellenmesi, insan haklarına saygı duyulması için unutulmaması gerektiği söylendi.
1 Ocak 2007’de göreve başlayacak BM Yeni Genel Sekreteri Ban Ki-Mun Holokostu inkar etmenin ve İsrail’in haritadan silinmesi için çağrı yapmanın kabul edilemeyeceğini bildirdi.
Avrupalı ve Kuzey Amerikalı 40 farklı araştırma enstitüsü konferansın düzenlenmesinde yardımcı olan Iran Siyasi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nü (IPIS) boykot etmeye karar verdiler. Boykotu organize eden François Heisbourg, daha önce ılımlı görülen ve batılı araştırmacılar ile İranlı diğer kurumlar arasında bağlantıyı sağlaya IPIS’ın “kabul edilebilir partner” statüsünden çıktığını bildirdi. Boykot kapsamında IPIS’ın toplantılara katılınmaması ve IPIS üyelerinin toplantılara davet edilmemesine karar verildi.
Konferansa beklenmedik bir tepki de İsrail’deki İslami Hareket’e mensup dini liderlerden geldi. Demeç İsrail Dinlerarası Koordinasyon Konseyi (Interreligious Coordinating Council in Israel, ICCI) çatısı altında toplanan; Hıristiyan, Müslüman ve Yahudi liderleri bir araya getiren Kedem konferansının ardından verildi.
İran’da yaşayan Yahudi Cemaati de konferansa duydukları tepkiyi dile getirdiler. Konferans öncesinde İran Parlamentosunda milletvekili olan Moris Mohtamed Holokostu inkar etmenin tüm Yahudilere karşı yapılmış büyük bir hakaret olduğunu söyledi.
Tahran Yahudi Komitesi Başkanı Harun Yaşayaie ise Alman Der Spiegel Dergisi ile yaptığı röportajda durumdan rahatsızlığını dile getirdi. Yaşayaie ocak ayında Başkan Ahmetinejat’a, konferansın İran’a veya Filistinli Müslümanlara bir faydası olmadığını belirten bir mektup yazdıklarını  fakat cevap alamadıklarını belirtti. Yaşayaie konferans karşısında pasif kaldıklarına yönelik eleştiriler karşısında kendi görüşlerini savunmak için dahi olsa bu utanç verici konferansa katılmayı düşünmediklerini, katılsalar bile karşı tarafın kendilerini dinlemeyeceğini söyledi.


Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, konferans ile ilgili olarak aşağıdaki açıklamayı yaptı:
“Tahran’da 11–12 Aralık 2006 tarihlerinde düzenlenen “Yahudi Soykırımı: Küresel Perspektifler" konulu konferans bağlamında da, 9 Aralık 2005 tarihinde Bakanlığımızca yapılan açıklamada yeralan görüşleri aynen muhafaza ediyoruz. Açıklamamızda, Yahudilerin II’nci Dünya Savaşı sırasında uğradığı soykırımın (holocaust) insanlığın vicdanını yaralamış tarihsel bir olgu niteliği taşıdığını ve işlenen bu insanlık suçunun uluslararası hukuk tarafından da tespit edildiğini açıkça belirtmiştik. 
Bu tarihsel olgunun sorgulanmasına yönelik girişimleri yersiz buluyor ve bu tür çabaları endişe ve üzüntüyle karşılıyoruz.”