YSK yeni oyunuyla “Şeytanin bacağini kirdi”

Yorulmak bilmeden sürekli öğrenen, araştıran ve gelişen bir ekip olan YSK Tiyatro Grubu bu yıl farklı bir komedi türünde seyircisi ile buluşmaya hazırlanıyor. Amatör demeye yanaşmadıkları kadrolarına yeni yetenekler ekleyen ekip Aralık ayının son haftasında “Şeytana Uyma” diyerek perdelerini aralayacakSibel KONFİNO

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba
Korel Özvaron, Eti Zavaro, Çela Krespi ve Rozi Almaleh’in senaryosunu oluşturdukları oyun a’dan z’ye özgün bir YSK yapıtı. Senaryosundan dekoruna, kostümünden rejisine, müziğinden mizansenine tam anlamıyla farklı türde bir komedi olan “Şeytana Uyma” inanç, birlik, beraberlik ve sevginin paylaşıldığı, seyirciye aktarıldığı örnek bir oyun.
Eti Zavaro’nun yönettiği, Rozi Almaleh’in Yönetmen Yardımcılığını üstlendiği oyunda Rebi Levi, Etel Molinas Araf, Çela Krespi, Jinet Bahar, Korel Özvaron, Teri Ovadya, Edith Camgözoğlu, Ceni Dekohen, Sandra Koen Filizer, Filiz Yeruşalmi Meşulam, Nedim Haviyo, Jojo Çakan, Milka Moreno, Nesim Menda, Roksi Benaroya, Marsel Kohen, Beti Sadra, Şaul Araf ve Sandra Şaul rolleri paylaşıyorlar.
Kadrodan birkaç isim farklı tür bir komedi olarak nitelendirdikleri yeni oyunlarını ve seyirciye aktarmak istedikleri duygularını bizimle paylaştılar. İşte onların ağızlarından “Şeytana Uyma”
Rozi Almaleh: Oyunculukla ilgilenen herkesi derneğimize davet ederek bizimle çalışabilecek olanlarla kadromuzu genişlettik. Çalışmalar bu yıl biraz uzun sürdü. Tekdüzelikten kurtulmak, farklı bakış açıları geliştirmek için değişik teknikler denedik. Amatör tiyatroların da çizgilerini aşabileceklerini, yeni ufuklar açabileceklerine inanıyoruz.  Bu sene farklı bir komedi yapıyoruz. En önemlisi de düşündürerek güldüreceğiz. Yalnız YSK değil bütün dernek tiyatroları büyük emeklerle hazırlanıyor. Bu bağlamda izleyiciler de daha önyargısız yaklaşırlarsa daha iyi yerlere varabiliriz. Tek amacımız da bu zaten. Ayrıca, özellikle Türkçe oyun izlemek isteyen genç kitleye ulaşmaya çalışıyoruz. Onları, bir türlü derneklerimize yakınlaştırmamız gerek diye düşünüyoruz. Geçen sene çok genç izleyicimiz oldu ve hem beğendiler, hem de öğrendiler. Profesyonel izleyicilerimiz de vardı. Onlardan da övgü dolu geri dönüşümler aldık. Darısı bu senenin başına.
Eti Zavaro: Ben ve Rozi 2,5 senedir bu konununeğitimini alıyoruz ve bunu oyuncularımızla paylaşıyoruz. Oyuncularımızın hepsi amatör. Ancak müthiş bir istekleri var. Bazen senaryoyu farklılaştırmak zorunda kalabiliyoruz. Belki biraz iddialı da oluyoruz. Fakat biraz daha ciddi, daha teatral, daha profesyonel işler yapma arzusundayız. Bu sene farklı tekniklerle görselliği ön plana çıkartıyoruz. Biraz şaşırtmak istiyoruz. Zoru başarmak, çıtayı yükseltmek bizim için çok önemli. Profesyonel olmadığımızın bilincindeyiz. Tabii ki eksiklerimiz olacak. Ancak bir amatörün ulaşabileceği maksimum noktaya varma amacındayız.  İzleyeceğiniz değişik komedi türü yüreklerinizden gelecek olan alkışlarla değer kazanacak.
Etel Molinas Araf: Bir süredir Haldun Dormen ile çalışıyorum ve son iki senedir yönetmenlerimizin Yıldırımspor’da yaptığı bütün çalışmaların son derece profesyonel olduğunu görüyorum. Geçen sene söylediğimiz iddialı cümlelerin altına imzamı atabilirim. Hepsi bu oyun için de geçerlidir. Biz bir ekibiz, hem de çok profesyonelce çalışan bir ekip. Bizim için yorumlar çok önemli. Bu sene de güzel bir iş çıkarttığımıza inanıyorum çünkü çok çalıştık. Bu bebeği tam 9 ayda dünyaya getirdik. Çok keyifli bir oyun. Bizler oynarken sizler de seyrederken çok keyif alacağınıza eminim. Bu sene aramıza yeni ve genç arkadaşlar katıldı. Yönetmenlerimiz o kadar güzel o hamuru yoğurdular ki, deneyimli ve güçlü oyuncuların yanında hiç eksik kalmıyorlar. Kadromuz sürekli gelişen, öğrenen, bunları paylaşan, tek bir hedefe kenetlenen bir kadro. Dernek oyunlarına gitmeye çekinen, belirli önyargıları olan seyirciler de gelsinler, seyretsinler, bizi ekip olarak görsünler, o sevgiyi, o enerjiyi, o birliği oyunda hissetsinler ve yarattıkları imajı silsinler.
Teri Ovadya: Yıldırım’da tiyatro yapmanın farklı bir olay olduğunun farkına vardım. Provalarda yalnızca prova yapmıyoruz, ses, nefes, diksiyon dersleri alıyoruz, vücudumuzu kullanmayı öğreniyoruz.Yıldırım artık bir tiyatro okulu oldu. İnsanlar tiyatro öğrenmek istiyorlarsa buraya gelmeliler. Çok değişik özelliklerle donanıyoruz. Ben ayrıca seslendirme kursuna gidiyorum. Orada drama konusu olduğu zaman hocalarım beni örnek gösteriyorlar. Bu benim doğal yeteneğim değil, yönetmenlerimizin bana öğrettiği bir konu.
Lida Sarfati: Yıldırım ailesi olarak profesyonel ruhlu, çalışkan, sorumluluk sahibi bir ekiple birlikte olduğumuz için mutluyuz ve gurur duyuyoruz. Bütün yaz süresince hiç aksatmadan çalıştılar. Bir sorun, bir engel çıktığı zaman bütün ekip bir yürek oluyorlar ve problemleri sevgi içinde aşmaya çalışıyorlar. Onlar çok şey hakkediyorlar. İyi ki varlar..
“Seyircimizle buluştuğumuzda sahnede sadece uçuşan replikleri, yürüyen, konuşan, güldüren insanları değil, ekibin birliğini, sevgisini ve disiplinini yansıtacağız” sözleriyle hepimizi aralarında görmeyi arzu eden gönüllüler ordusuna kolay gelsin diyor yüreklerindeki yaratma sevgisinin asla bitmemesini diliyorum.