Bu yıl düzenlenen fuarın 110 bin metrekarelik alanda gerçekleştirildiğini ve fuarda 50si yeni yaklaşık olarak 300 otomobilin sergileneceğini fuara gitmeden önce gazetelerde okumuş olsam da, fuara gittiğimde ne kadar büyük ve geniş kapsamlı olduğunu daha iyi anladım. Fuarda sergilenen son modellerin yanı sıra yakında piyasaya çıkacak olan arabaların, prototip modellerin ve ilgi çekici etkinliklerin de teşhir edilmesi benim gibi araba meraklısı birini adeta büyüledi! Ben de fuarda beni etkileyenleri birkaç paragraf ve fotoğrafla sizlere bu haftaki yazımda aktarmak istiyorum.
Fuara girer girmez dikkatimi hemen çeken marka Dodge idi. Dodge resmi olarak Türkiyeye bir distribütör aracılığıyla getirilmesi sonucu bu yıl ilk defa İstanbul Auto Showda sergilendi. Markanın en çok dikkat çeken arabası ise kuşkusuz Viper SRT 10 modeliydi. Estetik ve sportif dizaynının yanı sıra 8.2 litrelik 500 beygir güç üreten motoru sayesinde 4 saniyenin altında bir sürede 100 km/sye çıkıyor ve 304 km/slik bir maksimum sürate sahip oluyor.
Türkiyede resmi distribütörlüğünü Doğuş Otomotivin yeni aldığı ve dünyanın en seçkin otomobil markalarından biri olan Bentley de fuarda dikkatleri üstüne topladı. Continental GT, Continental GTC, Continental Flying Spur ve Arnage olmak üzere oldukça dikkat çekici ve konforlu ikisi spor, ikisi lüks dört aracını sergileyen markayı artık Türkiye yollarında daha sık görebilmeyi umuyorum.
Doğuş Otomotive ayrılan bölümde Bentley dışında Audi ve Volkswagen markalarının standlarında da yeni ve etkileyici arabalara rastlamak mümkündü. Paris Otomobil Fuarında da büyük yankılar uyandıran ve Nisan 2007de Türkiyede satışına başlanacak olan Audi R8in dizaynı büyüleyiciydi. Sportif dizaynını destekleyecek 4.2 litre hacimli motora da sahip olan R8 0뀬 km/s hızlanmasını sadece 4.6 saniyede tamamlarken bu gücü sayesinde maksimum sürati olan 301 km/sye ulaşıyor. Audinin mucizevi 650 HP güç üretebilen motoruna sahip ve dünyanın en zorlu yarışlarından biri olan Le Mans 24ün galibi olan R10 modeli de fuarda teşhir edilen modeller arasındaydı. Devasa Volkswagen standının en çok dikkat çeken aracı ise kuşkusuz 30 yıl önce Giorgetto Guigiaro tarafından tasarlanan Sciroccodan esinlenerek yaratılan Iroc modeli idi. Sıra dışı tasarımı ile dikkat çeken Iroc 210 beygir güç üretebilen motoru sayesinde eminim piyasaya sürüldüğünde sürücülerine oldukça iyi bir sürüş keyfi yaşatacak.
2007 Mart ayında piyasaya çıkması planlanan yeni modelini ve sınırlı sayıda üretilen Mini Cooper S GP modelini de fuarda sergileyen Mini firmasının arabaları dışında, standının dekorasyonu da oldukça ilginçti. Dice Kayekin yaratıcıları olan Ayşe ve Ece Ege tarafından dekore edilen stand Paris sokaklarını andıracak şekilde tasarlanmıştı ve oldukça dikkat çekiciydi. Bunun dışında Mini standında sergilenen ve günümüzdeki modern minilerin atası olan klasik Mini de bu dekorasyonu nostaljik bir hale getirdi.
Yine Bentley gibi dünyanın en prestijli otomobil markalarından biri olan Rolls Royce da Borusan Otomotivin katkıları sayesinde Auto Showda ilk defa bu sene sergilendi. Phantom modelinin tek başına Borusana ait diğer araçlardan ayrı ve özel bir biçimde dekore edilmiş bir bölümde sergilenmesi beni çok etkiledi. Bu şekilde aracın farklılığı ve prestiji ön plana çıktı.
Fordun standına geldiğimde, büyük buz parçasını önündeki resimde gördüğü otomobile çeviren heykeltıraş hemen dikkatimi çekti. Ford sadece piyasadaki ve pazara yakında çıkacak olan otomobillerini teşhir etmenin yanı sıra bu etkinliği ve konsept otomobilini sergileyerek özel dikkat çekmeyi de fuarda açık bir şekilde gerçekleştirdi. Bunun dışında Renaultun Altica adlı konsepti ve Citroénin televizyondaki reklamlarında da çıkan, C4 modelinin parçalarından yaratılmış robotunu sergilemesi dikkat çeken etkinliklerdendi.
Arabalarla ilgili bir fuardan bahsederken İtalyanlardan söz etmeden bu yazıyı sonlandırmak imkansız olurdu herhalde. Fuarda en çok dikkatimi çeken ve etrafında en çok vakit geçirdiğim Ferrari ve Maseratinin modelleri dışında, Alfa Romeonun Paris Fuarında da büyük yankılar uyandıran 8C Competizione modeli dizaynıyla tek kelimeyle mükemmel olmuş. Ferrarinin diğer modellerinden ayrı olarak sergilediği ve model adının büyük harflerle teşhir edildiği yeni aracı 599 GTB Fiorano ise fuarda beni en çok etkileyen arabaydı. En büyük kalabalığın bu arabanın etrafında görülmesi bu fikre sahip tek kişinin ben olmadığımın kanıtıydı.
Cenevre, Paris, Tokyo ve daha bir çok ünlü otomobil fuarlarıyla boy ölçüşecek boyutta bir fuar olan Auto Show 2006 maalesef geçtiğimiz pazar günü bitti. Otomobil satışlarını olumlu yönde etkileyen ve dünyanın en seçkin markalarından da pek çok sipariş verilen Auto Show 2006 ülkemizde yapılan en iyi organizasyonlarından biriydi. Umarım bir sonraki Auto Show da en az Auto Show 2006 kadar başarılı ve dünyadaki diğer otomobil fuarlarıyla boy ölçüşecek boyutta olur.