İhtiyarlara Yardim Derneği`nde dayanişma günü

Sibel KONFİNOBünyesinde barındırdığı pansiyonerlerin yaşam kalitelerini yükselterek hayatlarını huzurlu bir ortamda devam ettirmelerini sağlayan İhtiyarlara Yardım Derneği 17 Ekim Salı günü keyifli bir dayanışma gününe daha ev sahipliği yaptı

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba
Tüm dernek, kurum ve kuruluşların Hanımlar Kolu Başkan ve üyelerinin davetli olduğu günde misafirlerini dernek girişinde karşılayan İhtiyarlara Yardım Derneği Hanımlar Kolu Başkanı Vivi Darsa her biriyle teker teker ilgilenerek masalarına kadar eşlik etti.
Darsa yaptığı açılış konuşmasına geleneksel dayanışma gününe katılarak kendilerini onurlandıran dostlarına teşekkür ederek başladı ve şu sözlerle devam etti: “Ruhumuzun derinliklerinde tükenmez bir sevgi kaynağı var. Yüreğimizi, bedenimizi, bilincimizi, tüm varlığımızı dolduruyor. Sevgiyi yaşamak ve yaşatmak kendimizi iyi hissetmemizi sağlayıp, bizi daha çok teşvik ediyor.” Yeni senenin herkese sağlık, huzur, bereket, barış ve mutluluk getirmesi dilekleriyle konuşmasına son veren Darsa davetlileri ziyafet komisyonun hazırladığı öğle yemeğine davet etti. Birbirinden leziz yemekleri tadımlayan katılımcılar daha sonra günün misafir konuşmacısı Psikolog Esin Acıman’ın insan ilişkileri hakkındaki konuşması ile farklı duygular yaşadılar. Söyleşisine Ataol Behramoğlu’nun “Öğrendim ki” adlı şiirini seslendirerek başlayan Acıman,   gönülden çalışan insanların yarattığı pozitif enerjinin ruhlarını hiçbir zaman yaşlandırmayacağını, yaşam sürecini bir bilgeleşme şeklinde yaşayanların, yeni zamana ayak uydurabilenlerin, gençleri eleştirmek yerine anlamaya çalışanların harika birer bilge ihtiyar olacağını vurguladı. “Mutluluk bir seçim, bir bakış açısı, bir vizyon, bir karardır. Ancak mutsuzluk reeldir, tüm dünyada insanları mutsuz eden olaylar hep aynıdır. Mutluluk görecelidir. Mutsuzluklar iki çeşittir. Birincisi kaderin yolumuza çıkardığı kaçınılmaz mutsuzluklardır. Bunlardan kaçamayız ancak bilgelik kazanır, olgunlaşırız. İkinci çeşit mutsuzluk ise gücenmelerdir. Acılar geçer ancak gücenme, kandırılma, iftira ruhu yaralar.”
Mutsuz olmayı seçen, agresif, huzursuz, kavgacı insanlardan uzak durulması gerektiğini sözlerine ekleyen Acıman, yaşamda bazen “biz”ler yaşanırken “ben” olmanın unutulduğunu hatırlattı ve belirli yaş dönemlerinden örnekler verdi.
“20 yaşındaki genç egosantriktir, dimdik ayakta durur, almak onun en doğal hakkıdır. 30–35 yaşlarında sırtına bir çanta alarak “biz”leri taşımaya başlar. Çantadakileri paylaşmak ister, paylaşamaz, yanlış gelenleri değiştirmek ister, ancak sonunda kabullenmeyi seçer. Böylece çanta gittikçe ağırlaşır. 45 yaşına geldiğinde halen genç olmasına rağmen çanta daha da ağırlaşır. Sorumluluklar çoğalmıştır. İlgi isteyen 70 yaşlarında anne babalar, hala ilgi bekleyen 20 yaşlarında çocuklar. 80 yaşına geldiğinde ise yaşlı olmanın verdiği rahatlık, umursamazlık ile çanta boşalmış, hafiflemiştir.”  Daha sonra Hahambaşı Rav İsak Haleva’nın bir hikayesini katılımcılarla paylaşan Esin Acıman sevgiyi tüm dünyaya yayabilmenin önemine değinerek konuşmasına son verdi.
Hanımlar Kolu Başkanı Vivi Darsa konuk konuşmacıya bir buket çiçek vererek katılımından dolayı teşekkür etmesinin ardından konuklar güzel ve farklı duygular ile dernekten ayrıldılar.