Bilime adanan bir yaşam Prof. Dr. Marko Benbanaste

Çela YUNAHayatını bilime adayan, onur ödülleriyle takdir edilen, sayısız konferans ve ders vermiş, Prof. Dr. Marko Benbanaste`ye 16 Ekim tarihinde İtalyan Hükümeti tarafından Cavaliere Ufficiale madalyası ile diploması, Beyoğlu -Casa D`Italia`da seçkin bir davetli kitlesi ve basın mensupları önünde takdim edildi

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba

Beyoğlu nehir gibi akan yağmurlarla yıkanırken, Casa D’Italia’da 16 Ekim  Pazartesi akşamı değerli bir Türk profesörüne  onur madalyası verildi. Prof. Dr. Marko Benbanaste ile birlikte altı kişi ve İtalyan Kültür Evi’nde Cavaliere Ufficiale madalyası takdim edildi. Roma Üniversitesi’nde yıllarca öğretim görevini sürdüren  Prof. Benbanaste ikinci vatanı saydığı İtalya’dan (ilki 1976 yılında) ikinci önemli ödülünü almış oldu.
Prof. Benbanaste Roma La Sapienza Üniversitesi Tıp ve Cerrahi Fakültesi’nde 1966ᇗ akademik yılında  Cerrahi Özel  Patoloji bilim dalında, iki yıl sonra Genel Cerrahi bilim dalında öğretim görevlisi profesör ünvanını aldı. Her yıl yirmi dört dersli iki kurs vermeye başladı. Bu görevini halen sürdürmekte.
Her iki branşta, bin yedi yüz yetmiş altı ders!
Bu rakam sizi şaşırtmışsa, sadece Prof. Marko Benbanaste’yle tanışmadığınızdandır.
Çünkü konferansını izleyenler programın yoğunluğunun, rahatlıkla üstesinden gelişinin profesörün rutin temposunun bir parçası olduğu bilincini taşır!
Üç yetişkin evlat, beş torun sahibi Profesörümüz, on sekiz şubatta doksan yaşını geride bırakırken, hayatında ilk kez doğum gününü ailesi ve geniş dost çevresiyle düzenlenen toplantıda kutladı. Kızı Tijen Yaeş babasıyla ilgili konuşmasında şunları söyledi:
‘Tıp doktorasını alarak mesleğine başlayan babama bir hastası: Sizin daha yaşlı bir doktor olduğunuzu sanıyordum! dediğinde; ‘Gençlik öyle biri hastalıktır ki, zamanla şifa bulur! şeklinde cevapladığını söylerdi. Gerçekten bugün, babam gençliğinin şifasını buldu. Ama çok şükür, yaşlı genç değil, gerçekten genç yaşlı kalabilmiş, halen faaliyetlerine ve hizmetlerine devam etmektedir!’
Nihil Dificile Volenti  (Hiçbir şey zor değildir; yeter ki istensin!) ve Zaferin Yolu Azimdir! Profesör Benbanaste’nin çocuklarına sıkça tekrarladığı ve güç aldığı kadar verdiği deyişlerdi.
Marko Benbanaste’yi beklenmedik bir olay çok etkiledi. Osmanlı döneminde Manisa, Serez ve İzmir Hastanelerinde tabiplik görevinde bulunan Prof. Benbanaste’nin  babası Dr.Samuel, meslekdaşını ziyaret etmeye gittiğinde kazayla başından yaralandı ve kan kaybından yaşamını kaybetti.
Lise eğitimine yeni başladığında tıp doktoru babasını talihsiz bir kaza neticesi kaybeden genç Marko, eğitimini yarım bırakmak zorunda kaldı.
Doktorluk mesleğine gönül verdiği halde ailesinin kararıyla dayısı Diş Hekimi Üzeyir Garih’in kliniğinde, Mösyö Antuan’ın yanında diş protezi konusunda çıraklık yaptı. Burada gördüğü protez ve diş çekimi tedavisi stajından, ileride  Roma’da öğrenimi sırasında çok yararlandı. Küçük yaşlarda yaz döneminde yaptığı terzi çıraklığı ise, geleceğin cerrahı Benbanaste’nin sanki ilk dikiş denemeleriydi.
Bir gün, tüm cesaretini toplayarak, eğitimini yarım bırakma nedenini İtalyan Lisesi direktörü Prof. Ferraris’e anlattı. Çok etkilenen profesör, Marko’nun çok sevdiği eğitimine kaldığı yerden geri dönmesine izin verdi. Hayalindeki mesleğe azimli çalışmalarıyla, aradaki farkı kapayarak ulaştı.
Yıllar sadece, gençlik hastalığını tedavi etmiş, profesör Marko ise babasından devr aldığı misyonunu tamamlamayı başarmıştı!

İtalyan Hükümeti’nden liyakat ödülü
Kürsüye davet edilen Prof. Benbanaste, davetlilere Türkçe hitap ederken, çevirmen  konuşmayı İtalyancaya tercüme etti.
‘Sn.İtalyan Başkonsolosu, Sn. Profesörler, seçkin bayanlar ve baylar!
Önce, naciz şahsıma gösterdiğiniz büyük  ve samimi ilgi ve sarfettiğiniz sitayişler için, teşekkür ediyorum.
Gurur ve şükranla belirteyim ki; 8 Haziran 1976 tarihinde İstanbul Başkonsolosluğu’nun teklifiyle, İtalya Cumhuriyeti Devlet Başkanı Cavaliere liyakatiyle beni ödüllendirdi. Ve bu derecenin madalya ve majistral diploması bana verildi. Bugün 16 Ekim 2006 günü, İtalya Cumhurbaşkanı, prestijli bir üst derece olan Cavaliere Ufficiale liyakatıyla onurlandırması, beni çok memnun etti. Bunun için şükranlarımı sunmayı zevkli bir ödev sayarım.’
Kalabalık davetli topluluğunun ilgiyle izlediği konuşmasında Prof. Benbanaste, İtalyan kültür ve diline bağlılığına, İtalya’nın akademik kariyerinde  oynadığı etkin role gururla değindi.
‘Bilimin vatan ve hudutları yoktur! Evrenseldir!’ derken, İtalyan Hükümeti’nin bir Türk doktorunu bu ödüllerle onurlandırmasının Türk-İtalyan dostluk ve kültür ilişkilerine olan katkısından dolayı memnuniyetini alkışlarla karşılanan şu sözlerle dile getirdi;
‘Yüzyıllar boyunca soydan bana intikal eden en değerli hazinem, Türk Vatandaşlığımdır!’
‘Bilime, kültüre olan merak ve ilgimi noktalayacak yüzümdeki kırışıklıklar değil, beynimdeki kırışıklıklar olacaktır!’
Hayatımı etütlere, kültüre ve hekim olma münasebetiyle, cefa çeken insanlığa adadığım için, mutluyum. Önemli olan belleğin gençliğini, aklın gücünü ve ideallerin tazeliğini muhafaza etmektir.!’
Sanırım ogün Casa D’Italia’da değildinizse de konuşması sonrasında profesörün dakikalarca alkışlandığını,  sezgileriniz yardımıyla hissetmekte zorlanmayacaksınız.  Davetliler arasında bulunan Şapat Aviyente de günün tanıklarından.
Türkiye Fikir ve Kültür Derneği lokallerinde değişik konularda 57, yurtiçi ve yurtdışında Atatürk’ü çeşitli yönleriyle anlattığı 32  konferans verdi; birçok bilimsel kongreye katıldı. Türk Cerrahi Cemiyet başkanlığını, yazı işleri müdürlüğünü yapan Prof.Benbanaste, ulusal ve uluslararası toplam kırkaltı saygın bilim derneğinin üyesidir. Bültenleri ulusal ve uluslararası gazete ve dergilerde yayınlandı.
Hayatını bilime adayan, onur ödülleriyle takdir edilen, sayısız konferans ve dersler vermiş, edebiyat dünyasında da yer bulabileceğini kanıtlayan Prof. Dr. Marko Benbanaste’yle nice ödüllerde karşılaşmayı diliyoruz.

PROF. BENBANASTE KİMDİR?
İstanbul’un Ortaköy semtinde, 1915  yılında dünyaya geldi. İstanbul İtalyan Lisesi Latince bölümünü 1935’te tamamladı ve Roma (La Sapienza) Üniversitesi Tıp ve Cerrahi Fakültesinden 1941 yılında mezun oldu ve üç ayrı dalda ihtisas yaptı.
1- Genel Cerrahi (Haydarpaşa Numune Hastanesi)
2- Üroloji (Haydarpaşa Numune Hastanesi)
3- Akciğer Tüberküloz ve Solunum Yolları Hastalıkları ( Roma Fitzyoloji Fakültesi Carlo Forlanini Hastanesi)).
Roma Tıp Fakültesi Dahiliye Kliniğine bir yıl görevli asistanlık etti. Yurda döndüğünde Haydarpaşa Numune Hastanesi’nde Röntgen Diagnostik Labaratuarında altı ay staj yaptı. Anatomopatoloji bölümü laboratuarında on sekiz ay asistanlık,  aynı hastanenin Göğüs Cerrahisi  bölümünde dört yıl fahri muavin görevinde bulundu. Bu arada Cildiye Polikliniğine üç ay devam etti. Numune Hastanesi’nde Fahri Cerrahi Muavin olarak toplam yirmi yedi yıl görev yaptı. Son olarak, Vakıf Gureba Hastanesi’nde Fahri Cerrahi Muavin sıfatıyla 32 ay 25 gün çalıştı.