Gelecek sene için F1 dünyasını derinden etkileyecek, belki bir çok tartışmalara yol açacak bir çok değişiklik göreceğiz. En başlıcaları; son şampiyon ve bu sezonun da şampiyonluğa en yakın adamı Alonso’nun, McLaren’da, Kimi’nin de Ferrari’de yarışacak; bu sezonun muhtemel şampiyonu Renault’un, Alonso’nun yerini genç bir test pilotu ile dolduracak; lastik üreticisi Michelin’in Formula1’den çekilecek ve artık takımların tek lastik üreticisiyle yarışacak olmaları. Bunların dışında, GP2 pilotları Lewis Hamilton ve Nelson Piquet Jr.’ın muhtemelen F1’e geçecekleri, Fuji pistinin takvime Suzuka’nın yerine gireceği, yapılacak olan kural değişiklikleri, Midland’ın farklı bir isimle karşımıza çıkacak olması ve daha sayılabilecek onlarca değişiklik. Fakat gelecek seneyi farklı kılacak bir şey de, artık Schumacher’in yarışmayacak olması. Birçoğu için ise, bu sporda bir dönüm noktası olabilecek bir durum. Schumacher zamanı ve Schumacher’den sonra…
Kendi adıma Formula 1’e ilgi duymaya başladığımda Schumacher ordaydı, hatta o zamanlarda da kazanıyordu(Mika Hakinnen’le mücadelesinin zamanlarıydı). Fakat, Fomula1’i takip ettiğim yıllar boyunca, Schumi orada olmasına karşın kendi adıma bu eksikliğe çabuk alışacağımı düşünüyorum. Hatta bence Formula 1 dünyası da, bu eksikliğe çabuk alışacak. Sonuçta F1 spor olduğu kadar, çalışmakta olan bir makine aynı zamanda, bir iş sektörü belki. Kimse, gidenlerin arkasından ağlamayacak. Ama benim alışmaktan kastım, Shumacher’in gidişinden sonra milyonların yaşayacağı duygusal boşluğu yaşamayacak olmam -Ya da şu anda öyle düşünmem-. Nedenini gerçekten bilmiyorum ama bir türlü Schumacher hayranı olamadım. Efsane olduğuna, rekorların ona sürekli az geldiğine, Formula1’in gelmiş geçmiş en azimli insanı olmasına yürekten inanmama rağmen, bir türlü onu Ayrton Senna, Nelson Piquet, Alain Prost hatta Mika Hakinnen gibi göremedim ve bu konuda yalnız da olmadığımı biliyorum.
Nedenini sorgularken aklıma ilk gelen; bu kadar çok kazanan bir adamın normal olarak belli bir kesim tarafından sevilmeyeceği oluyor. Fakat asıl problem bu değil. Bazı kesimlerden bu kadar tepki görmesinin tek nedeni sadece kıskançlık olamaz. Aslında ne yazılması gerektiğini düşünürken bile vurgulanacak noktalar bulmakta zorlanıyorum. Başka bir eksik var Schumacher’in hayatında, belki de Monaco’da yaptığı hareketin henüz çok taze olması. Belki bazen aşırı hırsından dolayı etik olarak doğru sayılamayacak, daha doğrusu efsane olan birine yakışmayacak hareketlerde bulunması. Belki de sadece F1 camiasının değil, bütün dünyanın onun etrafında dönmesi ve bunun bazen Schumacher’in hoşuna gitmesi, bazı kararlarının dış müdahaleler yüzünden etkilenmesi( yarışmayı bırakma kararının Ferrari takımının kararı olduğu konuşuluyor) gibi aslında ufak tefek, hatta bir çok kişinin saçma sapan diyeceği türden konular…
Daha önce Schumacher’in meziyetlerinden, karakterinden, azminden çok bahsettiğim için burada tekrar yazmayacağım. Aslında anlatmam gereken, benim ve daha birçoklarının gözüne batan, bu meziyetlerin yanında sadece çok küçük ayrıntılar. Doğrusunu söylemek gerekirse Ayrton Senna’yı, Alain Prost’u veya Nelson Piquet’i hiç düzenli izleyip takip etmedim. Onları gözümde yücelten sadece duyduklarım, okuduklarım. Mutlaka onların zamanında yaşayanlar da böyle ayrıntılara dikkat ediyorlardı. Ama zaman geçtikçe, böyle küçük ayrıntılar kayboluyor ve insanları kalıcı olan özellikleri ile hatırlamaya başlıyorsunuz. Kendi adıma yıllar sonra nasıl hissederim bilmiyorum fakat gelecek nesiller için Schumacher’in bir idol olacağına inanıyorum. Özellikle şu anda bile milyonların idolü olduğunu düşündükçe… Önümüzdeki Brezilya’da çok kişi ağlayacak, belki son kez göreceği görüntüleri hafızasına kazıyacak ve Schumacher’i kusursuz olarak hatırlayacak...
