Mısır esaretinden kurtuluşundan sonra çöllerde açıkta yaşayan İsrailoğullarını anımsamak için Sukot Bayramı geçtiğimiz hafta Kuzguncuk Beth Yaakov Sinagogunda neşe ile kutlandı. Neşe bayramı olarak da anılan Sukot Bayramında kurulan sukalarda keyifle yemek yemek, hayatımızdaki mutlulukları tekrar gözden geçirmek bu bayramın özelliklerindendir.
12 Ekim Perşembe akşamı Kuzguncuk Sinagogunda gerçekleştirilen törende Hahambaşı Rav İsak Haleva, Bet Bin üyelerinden Rav Naftali Haleva, Rav Yeuda Adoni, Cemaat Başkanı Silvyo Ovadya, Cemaat başkan yardımcısı Robert Abudara, Aşkenaz Cemaati Başkanı Sadi Feldman, Hahambaşılık müşavirleri, kurum,dernek, vakıf başkan ve üyeleri ve Kuzguncuk Cemaatinin yahidleri hazır bulundular.
Bahçede çalınan müzik Sukot Bayramı ile bağlantılı olarak neşeli ve hareketli parçalardı. Minha duasından sonra Kuzguncuk Cemaat Başkanı Beto Adato bir konuşma yaparak 128 yıllık tarihi Kuzguncuk Beth Yaakov Sinagogunda birlikte olmaktan mutlu olduğunu söyledi. Adato konuşmasında; Vayikra kitabında şöyle der: Ve birinci günde kendiniz için ağaçların meyvesini, hurma dallarını ve sık yapraklı ağaçların dallarını ve ders söğütlerini alacaksınız ve Tanrınız Rabbin önünde yedi gün şenlik edeceksinizdiyerek Sukot Bayramının Toradaki yerini vurguladı. Adato ayrıca, Kuzguncuk Sinagogunu ayakta tutabilmek için kendilerini sürekli yenilediklerini ve eksiklerini tamamlamaya çalıştıklarını belirtti ve bu güzel günde müzik sisteminde yardımcı olan İzzet & Yakar Music Co ve arkadaşlarına özverili çalışmalarından dolayı, yönetim kuruluna ve Kuzguncuk Hanımlar Komisyonu Başkanı Adela Haviyo nezdinde, kadınlar kolu üyelerine teşekkür etti.
Cemaat Başkanı Silvyo Ovadya, konuşmasına tüm yahidlerin Sukot bayramını kutlayarak başladı. Anadolu yakasındaki Minix yuvasının işleyişi hakkında bilgi aktaran Ovadya, bu yaştaki çocukların velilerinin yuva hakkındaki düşüncelerini birebir almak istediklerini anlattı. Başkan Çanakkale ve İzmir Cemaatleri ile ilişkilerinin sürdüğünü Çanakkale ve İzmire geziler düzenleneceğini belirtti.
İzzet Bana yönetimindeki Estreyikas dEstanbol korosu ciddi bir çalışmanın ürünü olduğunu ispatladı. Çocuklar söyledikleri şarkılara hislerini kattılar.
Rav Yeuda Adoni ise; konuşmacı ne kadar hazırlanırsa hazırlansın ilhamını Tevaya çıktıktan sonra karşısındaki gözlerin ışığından alır diyerek sözlerine başladı. Rav Yeuda Adoni, Sukot Bayramı dolayısıyla Arba Minim olarak tanımlanan buketten bahsetti. Dört bitkiden oluşan bu demette Etrogun (turunçgillerden bir meyve)insan kalbine benzetildiğini tadının güzel ve kokulu olduğunu, Lulav yani hurma dalının insanın belkemiğini anımsattığı ama kokusuz olduğunu, Adasın (mersin dalının tomurcukları) gözlere benzediğini ama kokulu olmasına rağmen tatsız olduğunu, Aravanın (söğüt ağacı)dudakları simgelediğini kokusuz ve tatsız olduğunu anlattı. Bu dört çeşit bitkinin insan yaşamını simgelediğini vurgulayan Rav Adoni konuşmasına elindeki Etrogu bir menfaat karşılığında vermeyen kişinin ne kadar onurlu bir harekette bulunduğunu anlatan bir hikaye ile konuşmasına son verdi.
Maftirim Korosu güzel şarkıları ile yahidleri müziğin sihirli dünyasına götürdü.
Hahambaşı Rav İsak Haleva, Kuzguncuk Cemaatinin Yaşlandıkça gençleşen bir cemaat olduğunu söyleyerek konuşmasına başladı. Hahambaşı, bu bayramın Zeman Simhatenu (Mutluluğumuzun Zamanı) olduğunu hatırlattı. Sinagoga kadın erkek ve çocukların birlikte gelmesinin önemini belirtti. Erkekler okumak için, kadınlar dinlemek için gelecekler. Çocuklar ise bize verilen bir hediyedir dedi. Okumayı bilmemek veya anlamak gibi ifadelerin sinagoga gelmemek için bahaneden öte gitmediğini, artık kitapların Türkçe açıklamalı basıldığını belirtti. Hahambaşı Rav Haleva, Ehali süsleyen yeni Parohetin ışığının sinagoga yansıdığını ifade etti. Bu Parohetin uzun yıllar Kuzguncuk Cemaatine başkanlık yapmış ve bugün Başkan Yardımcısı Robert Abudara ve eşi Sara Abudara tarafından yaptırıldığını belirttikten sonra birlikteliğin önemini de vurguladı.
David Uçkinin taşıdığı yeni Sefer Tora, İsak Edelinin söylediği Anoten duası ile Ehaldeki yerini aldı.
Maftirim Korosunun şarkıları devam ederken yahidler Sukaya geçtiler.