Ekonomi yavaşlamiyor, cari açik büyümeye devam ediyor

Suzi APALAÇİ DAYAN YKB, Kıdemli EkonomistMayıs ve Haziran aylarında finansal piyasalarda yaşanan çalkantıların ardından reel ekonomide yavaşlamanın beklendiği boyutlarda gerçekleşmediği görülüyor. İhracat artışına rağmen, ekonomik büyümeye bağlı olarak ithalat artışının da gücünü koruması, cari işlemle

Ekonomi
9 Ocak 2008 Çarşamba
Reel sektörde önemli bir üretim
yavaşlaması görülmüyor…

Mayıs ayında finansal piyasalarda yaşanan şiddetli çalkantıların ve kur ve faizlerdeki hızlı yükselişin ardından ekonomistlerin hemen hemen hepsi ekonomik büyümede bir yavaşlama bekliyordu. Buna bağlı olarak da, dış ticaret açığında ve cari işlemler açığında bir miktar düşüş bekleniyordu. Biz Yapı ve Kredi Bankası ekonomistleri olarak ekonomik yavaşlamanın nispeten sınırlı olacağını; ancak yine de yavaşlama olacağını tahmin ediyorduk. Mayıs ayından önce yıllık büyüme (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla büyümesi) tahminimiz %5.5 iken finansal piyasalardaki dalgalanmanın ardından büyüme tahminimizi %4.3’e düşürmüştük. Ancak, üretime ilişkin açıklanan veriler hiç de beklediğimiz gibi bir yavaşlamaya işaret etmiyor. Bazı sektörlerde ciddi sıkıntılar yaşansa da, özellikle ihracatçı sektörlerin üretimlerindeki artış toplam üretimi de yukarı çekiyor. İhracatçı sektörler arasında en iyi performans gösterenler ise otomotiv ve beyaz eşya sektörleri olarak sıralanabilir. Tekstil sektöründe ise hala sıkıntılar yaşanıyor. Bu yorumları, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan sanayi üretim verilerine ve çeşitli sektörler tarafından açıklanan üretim, satış ve ihracat verilerine dayanarak yaptığımı belirtmek istiyorum. Rakamlarla ifade etmek gerekirse, sanayi üretimi Mayıs’ta %9.3, Haziran’da %11.2, Temmuz’da %9.5 arttı. Ağustos’a ilişkin göstergeler de daha önceki aylara çok benzer, yani Ağustos’ta da üretimde önemli bir yavaşlama beklemiyoruz. Ancak, bu yılın herhangi bir ayındaki üretim artışının, sanayi üretim endeksinin geçen yılın aynı ayındaki endekse göre artış oranı olarak hesaplanması ve geçen yılın Ağustos ayında sanayi üretim endeksindeki artışın çok yüksek olması nedeniyle bu yıl Ağustos ayında açıklanacak olan sanayi üretim büyümesi geçen aylara göre daha düşük olabilir. Ancak, bu tamamen matematiksel bir etki. Bütün bu verilere ve ekonometrik modellere dayanarak, biz de bu yıl için ekonomik büyüme tahminimizi tekrar yukarı revize ederek %5.2 seviyesine çekme gereği duyduk. Kısaca, büyümedeki yavaşlamanın ilk tahmin ettiğimiz şiddette olmasını beklemiyoruz.

İç talepten yavaşlama sinyalleri
gelirken, üretimin ihracat kaynaklı
olduğu dikkat çekiyor…

Son dönemdeki ekonomik verileri incelediğimiz zaman iç talepte yavaşlama olduğuna dair sinyaller alıyoruz. Örneğin tüketici kredilerindeki artış hızı oldukça yavaşladı, hatta otomobil kredi stoku birkaç aydır geriliyor. Öte yandan, otomotiv ve beyaz eşya sektörleri tarafından açıklanan veriler iç satışların düşmekte olduğunu gösteriyor. Faizlerde Mayıs ayından bu yana kaydedilen yükseliş dikkate alınırsa tüketici kredilerinde ve tüketimde bir yavaşlama olması hiç şaşırtıcı değil. Ancak, iç piyasadan gelen talebin yavaşlamasına rağmen, dış piyasadan gelen talepte önemli bir artış olduğu görülüyor. Hem yukarıda bahsettiğim sektörlerin ihracat verileri, hem de Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan ihracat verileri oldukça güçlü bir performansa işaret ediyor. 

Mayıs-Ağustos döneminde
ihracat artışı %21.4 oldu…

Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan verilere göre, bu yılın Ocak-Nisan döneminde %6.8 artmış olan ihracat Mayıs-Ağustos döneminde %21.4 arttı. Bu rakamlar ihracattaki olumlu performansı açıkça ortaya koyuyor. Yazımın bu kısmında geçen hafta Cuma günü açıklanan Ağustos ayı dış ticaret verilerini analiz etmek, daha sonra cari işlemler açığı konusunda birkaç yorumda bulunmak istiyorum.

Türk Lirası’nın değer kaybetmesi cari açık için çözüm olamıyor…
Ağustos ayında ihracat %19.4, ithalat %15.6 arttı. Haziran ayından bu yana ihracat artış hızının ithalat artış hızından yüksek olduğunu görüyoruz. Bu olumlu bir gelişme, ancak dış ticaret açığındaki genişlemenin durması için yeterli olmuyor. İthalat kapsamında dikkatimizi çeken kaydedilen artışın ara malı ithalatından kaynaklandığıdır. Ağustos ayında ara malı ithalatı %22.1 gibi oldukça yüksek bir oranda arttı, böylece ithalattaki toplam 15.6 puanlık artışın 15.1 puanı ara malı ithalatından kaynaklandı. Diğer bir deyişle ürettiğimiz için ithalat yapıyoruz. İhracatın da ne denli güçlü olduğu ortada olduğuna göre, ihraç etmek için üretiyoruz ve bunun için de ithal ediyoruz diyebiliriz. Kısacası Türkiye ekonomisinde üretim ithal hammaddeye bağımlı olduğu için güçlü ihracat beraberinde güçlü ithalatı da getiriyor. Bu nedenle kurlardaki düzeltmenin Türkiye ekonomisinin kanayan yarası cari açık için bir çözüm olamayacağını düşünüyorum. Diyelim ki, Türk Lirası bir miktar değer kaybetti. Bunun sonucunda ihracat artıyor, ithalat da biraz yavaşlıyor ama bu yeterli olmuyor çünkü ihracata yönelik üretim ara malı ithalatını gerektiriyor. Yani kurlardaki bir düzeltmenin dış ticaret açığı ve cari açık üzerindeki etkisi çok sınırlı kalıyor. Cari açığın kontrol altına alınması için daha yapısal tedbirler gerekiyor: üretimin ithalat bağımlılığını azaltacak tedbirler. Cari açığın düşmesi için ikinci bir yol ise ekonomik büyümenin yavaşlaması. Daha önceki yıllarda da gördüğümüz gibi ne zaman büyüme yavaşlasa üretim amaçlı ara malı ithalatı da yavaşladığı için cari açık azalıyor. Ama eskiye baktığımızda şunu da görüyoruz: Türkiye ekonomisi düşük hızda büyüyemiyor; ya çok yüksek büyüme hızları kaydediyor, ya da ekonomi şiddetli bir şekilde daralıyor. Bu da, cari açık sorununa ya krizler çare olur, ya yapısal tedbirlerle buna çare bulunur, ya da biz daha uzun yıllar bu riskle ve bu riski tartışarak yaşarız anlamına geliyor.

Tüketim malı ithalatı da nihayet
yavaşladı…

Şimdi ithalata geri dönelim. İthalat rakamları ara malı, sermaye malı ve tüketim malı sınıflamasına göre açıklanıyor. Ara malındaki eğilimlerden bahsettiğimize göre, biraz da diğer iki kategoriye değinmek istiyorum. Sermaye malı ithalatı Mayıs ayından itibaren belirgin bir şekilde hız kesti. Ağustos ayında sermaye malı ithalatı sadece %3.4 oranında arttı. Faizlerdeki artış ve içinde bulunduğumuz dönemin içerdiği belirsizlikler yatırımların yavaşlamasına (belki de durmasına) neden olmuş görünüyor, bu da beklenen bir gelişmeydi. Özellikle son birkaç yılda yatırımların ne kadar hızlı büyüdüğü dikkate alınacak olursa, bu belirsizlik ortamında kaydedilen yavaşlama çok doğal. Bizim için aslı şaşırtıcı olan faizlerdeki yükselişe ve tüketimin yavaşlamakta olduğuna dair sinyallere rağmen tüketim malı ithalatının hala oldukça hızlı artıyor olmasıydı. Bu durum Ağustos ayında değişti. Geçtiğimiz aylarda %20’ler, %30’lar civarında artan tüketim malı ithalatı Ağustos ayında %0.4 geriledi.
İthalat konusunda dikkat çekmek istediğim son bir nokta var: uluslararası piyasalarda artan petrol fiyatları ithalat faturamızı kabartıyor. Dolayısıyla bu yıl kaydedilen ithalatın azımsanmayacak bir kısmı da petrol fiyatlarının etkisinden kaynaklanıyor.  Yaptığımız hesaplamalara göre, petrol ithalatını dışarıda tutarsak, Ağustos ayındaki ithalat artışı %12 seviyesinde kalıyor (toplam ithalat artışı %15.6). Yılın ilk sekiz aylık döneminde ise, toplam ithalat artışı %18.2 iken, petrol ithalatını hariç tuttuğumuzda ithalat artışı %13.3’te kalıyor.

İhracat artışının ardında birkaç sektörü görüyoruz…
İhracatın detaylarını inceleyecek olursak, birkaç önemli sektör karşımıza çıkıyor. İhracatta Ağustos ayında kaydedilen %19.4’lük artışın 5.2 puanı demir çelikten, 1 puanı ise demir çelik eşyadan kaynaklanıyor. Burada hiç kuşkusuz uluslararası piyasalarda emtia fiyatlarında yaşanan yükselişin de etkisi büyük. Bunun ardından, 3.8 puanlık artışı kara taşıtları ihracatı, 1.6 puanı makine ve mekanik cihaz ihracatı, 1.3 puanı elektrikli makine ve cihaz ihracatı sağlamış. Diğer sektörlerin katkısı ise oldukça sınırlı. Bu veriler bize ihracat artışında birkaç büyük sektörün etkili olduğunu gösteriyor.
Sonuç olarak, yılın ilk sekiz aylık döneminde ihracat %14.1 artarak 53.3 milyar dolar oldu, ithalat ise %18.5 artışla 88.9 milyar dolar oldu. Böylece, geçen yılın ilk sekiz aylık döneminde 28.3 milyar dolar olan dış ticaret açığı bu yılın aynı döneminde 35.6 milyar dolara yükseldi. Yapı Kredi Bankası Araştırma Bölümü olarak bu yılın tamamında ihracatın 82 milyar dolar, ithalatın 133 milyar dolar olmasını bekliyoruz.

Dış ticaret açığına paralel olarak cari işlemler açığı da artmaya
devam ediyor…

Dış ticaret açığı bu denli büyüyünce cari işlemler açığı da buna paralel artıyor. Ağustos ayına ilişkin cari işlemler verileri henüz açıklanmadı. Ancak, Temmuz ayına bakacak olursak yedi aylık açığın 20.8 milyar dolar olduğunu görüyoruz. Geçen yılın ilk yedi ayında ise cari işlemler açığı 14.3 milyar dolar seviyesindeydi. Cari açığın artışında dış ticaret açığındaki genişleme en önemli rolü oynasa da, bu yıl turizm gelirlerinin de zayıf kaldığına ve cari açık üzerinde olumsuz etki gösterdiğine dikkat çekmek istiyorum. Ocak-Temmuz döneminde turizm gelirleri geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık %1 geriledi. Son olarak, 12 aylık cari açığa bakacak olursak, Temmuz ayı itibariyle açığın 29.6 milyar dolar seviyesinde olduğunu görüyoruz. Geçen yılın sonunda yıllık cari işlemler açığının 23.2 milyar dolar olduğunu dikkate alırsak, cari açıktaki büyüme daha net olarak görülebilir. Yıl sonunda cari işlemler açığının 29 milyar dolar, bir başka ifadeyle gayri safi yurtiçi hasılanın %7.4’ü seviyesinde olmasını bekliyoruz. Geçen yıl cari açık gayri safi yurtiçi hasılanın %6.4’ü seviyesindeydi.