Finansal piyasalardaki gelişmeler

Sandy İPEKEREski Galata Köprüsü 12-17 Eylül tarihleri arasında İstanbul Tasarım Haftası Fuarı`na (İstanbul Design Week) ev sahipliği yaptı. Tasarımın geleceği teması ile yola çıkan fuarın bu seneki sloganı gençlik, dinamizm ve yaratıcılıktı. Bir çok ünlü firmanın yanında bağımsız tasarımcılara da

Ekonomi
9 Ocak 2008 Çarşamba

Suzi APALAÇİ DAYAN
YKB, Kıdemli Ekonomist

Gelişmekte olan ülkelere ilişkin endişeler ve bu ülkelere gelen genel satış dalgası geçen haftanın son gününde finansal piyasaları sarstı...

Finansal piyasalar geçtiğimiz haftaya nispeten olumlu bir havada başlamıştı. ABD’de açıklanan ağustos ayı enflasyon verilerinin beklentiler doğrultusunda çıkması bu olumlu havanın ardındaki başlıca nedendi. Son aylarda piyasaların havasını büyük ölçüde ABD’de enflasyonun düşüp düşmediğini ve ekonomik aktivitenin yavaşlayıp yavaşlamadığını gösteren veriler belirliyor. Bu çok sağlıklı olmasa da, piyasa oyuncuları kararlarını bu verilere göre veriyorlar. Bu verilerin ardından, FED çarşamba günü yaptığı Açık Piyasa Komitesi toplantısında faizlerin değiştirilmemesi kararını aldı. Bu karar beklentiler dahilinde olduğu için piyasalar üzerinde fazla etkili olmadı. Yine beklendiği gibi, bu kararın ardından yapılan açıklamada FED enflasyon üzerinde şu an itibariyle büyük bir baskı olmadığını, ekonomik büyümenin yavaşlamakta olduğunu, bundan sonraki dönemde faizlerin artırılma olasılığının hala mevcut olduğunu ve faiz kararlarının ekonomiye ilişkin verilere bağlı olarak verileceğini söyledi.
Ancak, bir yandan ABD’de faizlerin artırılacağı endişeleri azalırken, bir yandan da gelişmekte olan ülkelerde olumsuz gelişmeler yaşanmaya başlandı. Macaristan’da başbakanın ekonomi konusunda halkı yanılttığına dair konuşmalarının basına sızdırılması, Tayland’da askeri darbe, Ekvator’da yaklaşan seçimler öncesinde en güçlü adaylardan birinin seçimleri kazanması durumunda dış borçların ödenmeyebileceğini gündeme getirmesi, Brezilya’da seçimlere çok az süre kala iktidar partisindeki bazı önemli yetkililerin adının bir rüşvet skandalına karışması ve Polonya’da iktidardaki koalisyonun dağılması gibi olumsuz gelişmelerin hepsi ard arda geldi. Bunlara ek olarak, ABD’de Philadelphia Merkez Bankası tarafından açıklanan iş faaliyeti endeksinin beklentilerden çok daha fazla gerilemesi ABD’de ekonominin beklenenden daha hızlı yavaşlıyor olabileceği endişesini gündeme getirdi. Sonuç olarak, cuma günü tüm gelişmekte olan ülkelerin finansal piyasaları güçlü bir satış dalgasıyla karşı karşıya kaldı.
Türkiye’de yurtiçi bono ve tahvil piyasasında gösterge tahvil faizi (16 Temmuz 2008 tahvili) bir önceki haftayı %21 seviyesinden kapatmışken hafta içinde %20-%20.4 bandına gerilemişti. Ancak cuma günü (22 Eylül) bu tahvilin faizi %21.8 seviyesine yükseldi. Bu faiz düzeyi 28 Haziran’dan beri oluşan en yüksek faiz olarak dikkat çekiyor. Öte yandan, Merkez Bankası kurlarına göre, 21 Eylül Perşembe günü 1.47 YTL civarında işlem gören dolar kuru Cuma günü 1.533 seviyesine yükseldi. Doğal olarak güniçi işlemlerde kur bu seviyenin de üzerine çıktı. Euro kuru ise, YTL karşısında 20 Eylül Çarşamba günü 1.86 YTL seviyesinin altındayken, cuma günü 1.965 seviyesine yükseldi. Haftalık bazda baktığımızda, YTL/Dolar kurunun %4, YTL/Euro kurunun %5, 1 dolar 0.77 Euro’dan oluşan döviz sepetinin ise %4.5 arttığını görüyoruz. Öte yandan, ABD ekonomik aktivitesinin beklenenden hızlı yavaşladığını ima eden verilerin ardından dolar euro karşısında değer kaybetmeye başladı. Hafta içinde 1.27 seviyesinin altında işlem gören euro/dolar paritesi cuma günü 1.282 seviyesine yükseldi.