Kim korkar köpekbaliğindan!

Batya KEBUDİ[email protected] korkarım, sizi bilmiyorum. Korkumun nedeni ise, henüz çocuk yaşta iken Steven Spielberg`in ‘Jaws` filmlerini izlemiş olmam. Neden seyrettim? İnanın onu da bilmiyorum. Bu filmleri benim gibi izleyenlerin yapmayacağı bir spor var. Tahmin edin… Evet bildiniz, o filmden sonra yapamayacağım tek sporun dalmak olduğunu anladım. Balıkadam maceram ba

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba
Uzun zamandır çevremdekilerin balıkadam maceralarını duyarım. Hiç mi hiç ilgimi çekmez. Hatta mümkünse adını bile duymayayım. Eee tabi, herkes benim gibi değil, keşfetmişler bu sporu, heyecanla anlatıyorlar. Onlar anlatıyor ben geriliyorum.
Önyargı dediğimiz bu olsa gerek.
Tabi, bu beni çekilmez kılıyor. Her seferinde ‘Sevmek zorunda değilim tamam mı, anlaştık mı?’ derken buluyorum kendimi.
Haklıyım… Hem de sonuna kadar haklıyım... Bazen haklı olmak yetmiyor. Merak etmeyin herkes anlayışlı. Kimse üzerime gelmiyor. Beni böyle kabul edenler, eğleniyor.
İtiraf ediyorum, balıkadamların dünyasını merak ediyorum. Onları böyle tutkuyla dalmaya iten  neydi?
Hiç şüphesiz, mavi derinliklerdeki gizemli dünyayı keşfetmenin adı ve tadı dalmaktan geçiyor. Denizin o eşsiz güzelliği onları çekiyor.
Bir süre önce, tatil için, iki günlüğüne Saros’a gittim. Orada birçok dalgıcın macera için buraya geldiğini fark ettim. Oysa ki ben sadece denize girecektim. Bir gözlük ve şnorkel alıp suya daldım.Yüzeyden bile bu kadar güzel gözüküyorsa kim bilir dipte nasıl bir manzarayla karşılaşacaktım.
Kimseye fark ettirmeden bu sporu araştırmaya başladım. İlk ilgimi çeken, mavi derinliklerin keşfinin Asurlular’a kadar dayanıyor olması. Duvar kabartmalarında görülen dalgıç motifleri tarihin tanığı gibi adeta…
Scuba dalgıçlık ekipmanları ile, deniz altında özgürlüğe kavuşuyorsunuz. Sırtınızdaki tüpte sıkıştırılmış havadan, regülatörleri sayesinde her derinlikte gereksinim duyduğunuz basınçta havayı rahatlıkla soluyabilirsiniz.Gerilmeye gerek yok yani…
Sadece ülkemizde bu sporu yapan kişilerin sayısı bir hayli yüksek. Kayıtlı olan dalgıçların sayısı yaklaşık 50.000 civarında. Bu sayıyı duyduğumda kulaklarıma inanamadım. Bunca insanın bu sporu yapıyor olması derinliklerin gizemini daha da arttırıyor. Herkesin bir bildiği var diye düşünmekten alamıyorum kendimi…
Söz konusu sporu öğrenebilmenin tek yolu Scuba eğitimi veren okullardan geçiyor. Aldım soluğu gittim Roy’s Diving Center’e… Kısa bir süre eğitim almak gerekiyor. Fazla uzun değil korkmayın. Merkezin özelliği kişiye özel dersler vermesi. Ders saatlerini isteğime göre ayarladık. Hafta içi teorik dersler, hafta sonu ise dalış derslerini yerleştirdik.
Teorik derslerin ardından  havuzda dalış yapacağım dersler vardı.Heyecanlıydım…
Önce gerekli malzemelerimi tamamladım. Dalmadan önce nelere ihtiyacım olduğunu öğrendim. Eğitmenim elbise, dalış bilgisayarı, maske, palet, regülatör, şnorkel  gibi ihtiyaçlarımı giderdi. İlk dersler için  bu ekipmanlarımı eğitmenim tamamladı. Öyle hemen almanıza gerek yok. Önceleri kiralayabiliyorsunuz. Ben öyle yaptım. Devam edeceksem kendime alacağım tabi ki…
İlginçti…
Bir grupla beraber dalıyor olmak korkuyu yenmemi sağladı. Hani bazen yalnız değilim, burada benim gibiler de var hissi kendimizi daha rahat hissetmemizi sağlar. Onlardanım yani…
 Benimle benzer korkuları yaşayanların da olduğunu öğrenmek içimi rahatlatıyor. Tabi onlar da ilk önce bir denemek istiyorlar. Birbirimize destek oluyoruz…
Yapacağınız dalışlarda, kıyafet ve diğer aksesuar donanımlarınızın kaliteli olması gerekiyor. İkinci el malzemeden kaçının. Marmara’nın serin suları için kıyafetinizin kalınlığının 7 mm olması sizi donmaktan kurtarır.
Türkiye’de çok güzel dalış noktaları var; Ayvalık, Bodrum, Saros, Kalkan, Bozcaada bunlardan bazıları... Dünyada ise; Güney Afrika, Güney Avustralya, Bahama Adaları, Brezilya, Jamaika’da dalış yapabilirsiniz.
Bu işe gönül verenlerle bir arada olmak isterseniz, denemenizi öneririm.
Ben mi? Denedim gerçekten eğlendim, ama bir daha dalış yapar mıyım henüz karar vermedim. En iyisi siz de deneyin, öyle karar verin… Kim korkar köpekbalığından!