Balik keyfinin doruğa ulaştiği yer: Starfish

Vedat LEVENTOnbeş gün önce hafta arası bir akşam… Bağdat Caddesi`ndeyiz, karnımız aç. Dahası, yüzsüzlüğün böylesi canımız balık çekiyor. Tabiî ki umutsuzluğum had safhada zira Cadde`de balıkçı ne arasın diye geçiriyorum. İyi ki, yanımızda Cadde profesörü arkadaşım Erol var

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba
“Abi, ben güzel bir yer biliyorum” dedi. Bu sözü  Erol’dan duyarsanız gerçekten keyifli bir yemek yiyeceğinize emin olabilirsiniz. Hele bir de Bağdat Caddesi’ndeyseniz…Caddeden stada doğru gidiyoruz, hemen benzinciden önce sol tarafta, ilk etapta etrafındaki binalardan oldukça farklı olduğu gözüken, şirin restorana giriyoruz. Adı Starfish! Otoparkı hemen yanında… İlk puanı buradan veriyorum. Cadde gibi bir yerde adamlar park sorununu halletmişler. Oldukça şık bir balık restoranı... Belli ki cebimizi yakacak… Erol’a hemen bakışımı atıyorum, zira hafta arası fazla harcamamak prensibimdir. Hemen üç numaralı gülümsemesini atıyor. Bunun anlamı şu: “Sıkma canını, tadını çıkar”.
Yine kafa buluyor benimle, diyorum. Güleryüzlü, şık ve samimi garsonumuz menülerimizi veriyor. İncelemeye başlıyoruz. Alışkanlığımdır, ne yiyeceğimi seçmeden önce menüyü neredeyse ezberlerim. Yine öyle yaptım ve enteresandır, kendimi bir anda İstinye’de ya da Sarıyer’de oturuyormuş gibi hissettim. Zira menü, o ev sıcaklığında balık keyfine vardığımız küçük restoranlarınkiyle birebirdi. Gerçekten çok şaşırdık. Tam bir tezatla karşı karşıyaydık. Şöyle tasvir edeyim: Çok şık bir mekan.Özenle seçilmiş ve dizayn edilmiş bir dekor. Son derece zarif bir hizmet. Ancak yanlarında az sıfırlı güzel balık menüleri.Rüya gibi… Ya da daha doğrusu şaka gibi…
Güleryüzlü garsonumuza siparişimizi verdik. Levrek buğulamayı deneyeyim dedim. Restoranın zevkli sahibesi Yıldız Bardavit : “Bize özel bir tattır. Başka yerde yiyemezsiniz” diyince, bir de mantarlı ve kaşarlı olduğunu duyunca kafamdaki çipura mı levrek mi savaşının galibi belli oldu.Her şeyden önce geleneksel olarak lezzetli bir salatayla olaya başladık. Ara sıcaklar, belki de İstanbul’da daha önce tatmadığınız bir lezzette. İşin sırrı mutfağın temizliğinde, düzeninde ve kullanılan yağdadır diyor bizim Erol. “Ye abi” diyorum, böyle keyifli yemek yerken şimdi muhabbet edemem diye geçiriyorum içimden. Erol’a ayıp oluyor ara sıcaklar ağzımda erirken. Daha sonra levreğim geldi. Öyle bir olay ki, resmini çekmem lazım tasvir etmem için. Üzerinde erimiş kaşar ve mantar, içinde kılçıksız levrek buğulama, altında domates vari bir sos… Yaşanır ya yaşanır. Gözlerimi kapatıp yemek yedim resmen, tadı erken gitmesin diye ağzımdan. Erol’a bakış attım. Normalde çok konuşur yemek yerken. Ama adam ağzını açmıyor ızgara çipurasını yerken. Lord gibi yavaş yavaş yiyor. Belli ki sevdi, keyfini çıkarıyor.
Balıkları bitirdik. Yüzümüz güleç, midemiz dolu muhabbet ediyoruz. Şirin restoranın sahibesi Yıldız Bardavit yine geldi yanımıza. “Yıldız Abla” dedim. “Zaten şiştik daha yedirme bizi” dedim. Yok illa da tadacaksınız diye tutturdu. Önümüze erimiş tahin helvası getirdi. Yine başlıyoruz. Kapa gözlerini Vedat ve keyfe devam et.
Gerçekten inanılmaz bir gece geçirdik. Yemek desen müthiş, ortam desen müthiş, hizmet desen müthiş, keyif desen müthiş, fiyat desen müthiş…Yıldız Hanım gerçekten büyük bir iş yapmış. “Kaliteli yemeğin, insana yakışan bir mekanda, uygun fiyatta da yenilebileceğini insanlara göstermek istedim” diyor. Bence bunu çok iyi başarmış.
Rezervasyon : 0216 411 19 41