Ayakkabi tasariminda yeni bir soluk

Batya KebudiBirçok kadının ayakkabıya karşı özel bir ilgisi vardır.Serena Uziyel bu merakını işi haline getiren ender insanlardan… Tasarımlarıyla adından söz ettiren Serena, Türk motiflerinden esinleniyor

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba
Henüz çok genç yaşta olmana rağmen tasarımlarıyla adından söz etmeyi başardın. Bu serüven nasıl başladı?
1982 doğumluyum. İlkokuldan sonra resim dersleri almaya başladım. Üniversiteye kadar hayatımın her döneminde resim dersleri aldım. Notre Dame de Sion’un ardından lise eğitimini Koç Lisesi’nde tamamladım. Lise sıralarında yurtdışında yaz okullarına gittim. Bir yaz dönemini Rhode Island School of Design’da Providence’da geçirdim. Burada bir bucuk aylık tekstil tasarımı eğitimi aldım. Bir sonraki yaz Parsons School of Design’nin yaz okuluna gittim ve böylece bu okulda öğrenim görmeye karar verdim.Integrated Design Curiculum’da öğrenimimi tamamladım. Bunun yanısıra Moda ve Grafik tasarımı eğitimi aldım. Bu bölümde amaç sosyal etkinlikler düzenlemek ve bunun için tasarımı kullanmaktı.

Üniversiteyi bitirmek için yaptığın tez çalışması burada da adından söz ettirdi. Tasarımlarında Türk ezgilerine de rastlıyoruz…
Mezuniyet tezi olarak ele aldığım konu; Türkiye’deki ayakkabı üretimi ve tasarımı konusu olmuştu. Her sene okulda seçilen mezunlar için bir yıl sonu sergisi düzenlenir. Bu sene  yıl sonu sergisine katılmaya hak kazandım. Kışın Türkiye’de iki hafta Devran Ayakkabı Fabrikası’nda çalıştım ve ayakkabılarımın üretilmesini sağladım. Derinin seçilmesinden,  kesilmesine, kalıbın seçilmesine, köselenin yapıştırılmasına, ayakkabının dikiminde ve montajında her bölümünde bulundum.

Bu tez konusunda anlatmak istediğin neydi?
Tezimde anlatmak istediğim, Türkiye’de yüksek kalitede deri ve malzeme bulunduğu ve üretim için yüksek teknolojide aletler kullanıldığıydı. İnsanımız çalışkan, ve tecrübeli. Yetenekleri olmasına karşın tasarım ile alakalı yapılan işlere  yeteri kadar önem verilmiyor. Bana göre esas önemli olan Türkiye’deki olanakları kullanarak Türk kültürünü yansıtmak ve Türk Markası olabilmektir.

Üniversitede okurken staj yaptın mı?
Liseyi bitirdiğim yaz mevsimini Arzu Kaprol’un yanında staj yaparak  geçirdim. Bu deneyim sayesinde kıyafet tasarımı yapmak istemediğimi anlamaya başladım. Üniversitedeyken  Marie Claire New York’da çalıştım. Bu çalışma sonrasında dergiciliğin bana uygun olmadığını anladım. Ardından Moschino Jean & Swimwear Accounting departmanında staj yaptım. Daha sonra Moschino ayakkabı ve çanta bölümüne devam ettim. Ardından Calvin Klein ve Donna Karan çanta bölümünde staj yaptım. Geçen yaz Dice Kayek’le Paris’teydim.Buraya ayakkabı tasarımı grubunun içindeydim.Ece Ege ile bire bir birçok çalışma içerisinde bulundum.Son olarak gene Dice Kayek’e bağlı olarak Machka’da çalıştım. Farklı tarzları olan bütün bu markalarda çalışmanın banasonsuz faydaları oldu. Farklı bakış açılarına sahip olmamı sağladı.

Okulu bitirdikten sonra ne yaptın?
Geçtiğimiz haziran ayında Floransa’da iki hafta kaldım. Bu süre içerisinde çok ünlü bir ayakkabı ustasından dersler aldım. Bir süre yanında çıraklık yaptım. Ayakkabıyı iyi tanımak gerektiğini düşünüyorum. Ayakkabının her aşamasını bilmek istiyorum. Bu sayede tasarımlarımın şık olmanın yanı sıra rahat olmasını da sağlayacak.

Neden kıyafet tasarımı değil de ayakkabı tasarımı?
Çocukluğumdan beri ayakkabılara düşkünlüğüm var. Aynı zamanda kadınların da konuya zaafları olduğunu görüyorum. Ayakkabıda çok dar alanda bir çok detay var. Bu dar alanda farklılık yaratmak hoşuma gidiyor. Bir kıyafeti en çok etkileyen olgu ayakkabıdır. Kadının en önemli aksesuarıdır. Bir kot giyersin spor ayakkabı giyersen spor, şık bir ayakkabı giyersen gece çıkacak kadar şık olursun. Kıyafeti tamamlayan en önemli unsurdur. Ayakkabı kadına kişilik veren bir nesne.

Bir ayakkabıyı diğerinden farklı kılan sence nedir?
Bir ayakkabının topuğu, burnu, inceliği, darlığı, yapısı her noktası tasarımdır. Her tasarımın kendine özgü bir havası var.

İlham kaynağın…
Türk motifleri… Yaşadığım şehir, sokaklar, binalar…

Tasarım ama rahat ayakkabı olabilir mi ? Yoksa hep acı mı çekeceğiz?
Elbette olabilir. Bunu yaratacak kişi zaten yirmi birinci yüzyılın önemli tasarımcısı olacak. Ayakları rahat ettirecek ayakkabı mutlaka olacaktır. Ama, hiç kuşkusuz, kadınlar her zaman acı çekmeye hazırdır güzellikleri için…

Aldığın eğitim ayakkabıyı daha iyi tanımana neden oluyor mu?
Amacım ayakkabının A’dan Z’ye nasıl yapıldığını bilmek ve bunu sahiplenebilmek. Bütün aşamaları düşünerek ayakkabı tasarlayabilmek istiyorum.

Sence ayakkabıda moda?
Bence moda diye bir şey yok. Senin olduğunu hissetmediğin bir ayakkabıyı moda diye giymek bana göre değil. Kendinle neyi bağdaştırıyorsan onu giymen gerek.

Geleceğe yönelik planlarından bahsedelim mi biraz?
İtalya’da bir başka ayakkabı yapımı kursuna katılmayı planlıyorum. En büyük hayalim ve isteğim ise dünya çapında Türkiye’yi en iyi şekilde temsil edebilecek bir ayakkabı tasarımcısı olmak.