14. Uluslararasi Judeo-Espanyol Konferansi

"Albert Levi Ödülleri" 2005-2006 eğitim döneminin son gününde ,tüm yıl boyunca sistemli bir şekilde çalışan başarılı öğrencilere verildi

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba

Her iki yılda bir Londra Üniversitesi Queen Mary College’da düzenlenen Judeo-Espanyol Etütleri Konferansları’nın 14.sü 26ᆰ Haziran  tarihinde gerçekleşti. Bu kez de konferansı  Dr. Hilary Pomeroy düzenledi. Söz konusu  konferansın bir özelliği de geçtiğimiz aylarda kaybettiğimiz, hayatını Judeo-Espanyol dili ve kültürüne vakfetmiş olan Dr. Jacob Hassan’a adanmış olmasıydı

İngiltere, Fransa, İspanya, İsrail, İsviçre, Yunanistan, Meksika, Portekiz, Avusturya, ABD, Almanya ve Bulgaristan’daki üniversitelerden katılan bilim adamlarının arasında Türkiye’yi Osmanlı-Türk Sefarad Kültürü Araştırma Merkezi Koordinatörü Karen Şarhon temsil etti.
Bilim adamlarının konuşmaları beş farklı başlık altında yapıldı: Sefarad Tarihi: bu bölümde tarih içinde yer almış bazı özel kişilerin biyografilerinden ve örneğin tuttukları (Judeo-Espanyolca) günlükler, 20. yüzyılın başında Osmanlı İmparatorluğu’ndan ABD’ye göç etmiş olan Sefarad Yahudilerinin karşılaştıkları zorluklara  varıncaya dek kadar geniş bir yelpazede irdelendi.
Judeo-Espanyol Dilbilim Çalışmaları: özellikle Basel (İsviçre) Üniversitesi’nde Prof. Beatrice Schmid yönetiminde çalışan bir grup araştırmacının çalışmaları dikkat çekti. Büyük miktarda Judeo-Espanyol tekstlerini bilgisayara yükleyen bu grup, ellerindeki  veriler ile Judeo-Espanyol dilinin yapısı hakkında bilimsel araştırmalar yapıyor. Grup araştırmalar sonucunda "Judeo-Espanyol’da fiillerin mastar hali kaybolmuştur" tezini sayılarla çürütebildiler. Bu grubun çalışmaları Judeo-Espanyol hakkında yapılan afaki bir takım yorumların ne kadar yanlış olabileceğini ispat ediyor.
Edebiyat:  Prof. Elena Romero ve ekibinin Madrid’deki CSIC (Consejo Superior de Investigaciones Cientificas) merkezindeki çalışmalarından söz etmek mümkün. Prof. Elena Romero’nun dünyadaki birçok arşivden derlediği yayınlanmış Judeo-Espanyol dilinde  şiirleri hakkında yaptığı mükemmel analiz, dinleyenleri büyüledi.
Judeo-Espanyol Dini Tekstler: çok sayıda bulunan Judeo-Espanyol dilinde dini tekstlerin analizleri ve birbirleriyle karşılaştırılmaları hem dilbilimcileri, hem de tarihçileri çok ilgilendiren bir dizi konuşma ile iletildi.
Müzik: bu alanda yıllardır son derece kapsamlı çalışmalarını sürdüren Susana Weich-Shahak ve ekibinin topladıkları şarkıları ve tekstlerini gösterdikleri konferanslar oldukça ilgi topladı.
Aslında konferansın katılımcıları arasında Judeo-Espanyol dilini, aile içinde öğrenmiş ve iyi konuşan sadece birkaç kişi vardı: Karen Şarhon (İstanbul), Rena Molho (Selanik), Rachel Saba-Wolfe (Tel-Aviv), Renee Martin (İstanbul doğumlu, Galler). Akademisyenlerin ara sıra bu isimlerin dil bilgisine başvurmaları dikkat çekti. Ayrıca İstanbul’da yayınlanan El Amaneser’in ve Şalom Gazetesi’nin her hafta  bu dilde  yayınlanan bir sayfasının çok önemli olduğunu, yayınlar arttıkça dilin standardizasyonuna daha rahatça varılabileceği de belirtildi. 10 yıl kadar önce "Bir Dilin Ölümü: Ladino" başlığıyla bir kitap yazan sosyolinguist Prof. Tracy Harris Türkiye gibi Judeo-Espanyol’un hala konuşulduğu cemaatlerdeki gelişmeleri ilgi ile takip ettiğini ve bir sonraki kitabında "Ladino Henüz Ölmüyor" diye bir bölüm ekleyeceğini belirtti.
Akademik dünyada son derece ilgi gören Judeo-Espanyol’un ülkemizde gençler tarafından benimsenmesi, kurslara katılanların artması, ve yazılanların okunması ile 1990’larda tamamen kaybetme noktasına geldiğimiz yüzlerce yıllık tarih ve kültürümüzün daha nice yıllar ayakta kalmasını sağlayacaktır. Özellikle Türkiye’deki cemaat mensuplarının; Judeo-Espanyol sadece bir dil değil, yüzyıllardır atalarımızın yaşam tarzlarını, felsefelerini, geleneklerini ve göreneklerini içeren bir tarih ve kültür hazinesi olduğu bilincine varmaları gerekiyor. Bunu kaybetmek geçmişimizi kaybetmekle eşdeğer olacak ve geçmişi olmayan toplumları ise  nasıl bir geleceğin beklediğini söylemek çok zor. 14. Judeo-Espanyol Konferansı daha incelenecek çok fazla materyal olduğunu ve yapılacak çok fazla araştırma ve inceleme olduğunu gösterdi.