Dünya Kupasi tarihi-1

Antwerp`te soğuk bir kış günü...1920 yılı artık son demlerini yaşıyor... Antwerp`te toplanan Uluslararası Futbol Federasyonu`nun kongresinde Fransız avukat Jules Rimet başkanlığa seçiliyor. Ve o andan itibaren futbolun kaderi değişiyor... Rimet, futbolu insanlar arasındaki sorunları çözebilecek bir unsur olarak görüyor ve farklı kültürlerdeki,

Spor
9 Ocak 2008 Çarşamba
Genel Sekreter Henry Delaunay, Rimet'ye ilk ‘olur’ diyen kişiydi. Artık Dünya Kupası'nın organize edilmesi için ilk adım atılmıştı... Aslında böylesine büyük bir organizasyonu yapmak kolay bir iş değildi. Jules Rimet ve Henry Delaunay tam 8 yıl kupa için girişimlerde bulundular. Ülkelerle irtibata geçtiler. Herkes böyle bir kupanın yapılmasını istiyordu..
Kupanın önündeki en büyük engel nerede düzenleneceğiydi. Güney Amerika ülkeleri futbolda en güçlü kıtanın kendileri olduğunu öne sürüyordu. Ancak Avrupalılar için de yol büyük problemdi. 1928 yılına kadar iki kez Olimpiyat Şampiyonluğu kazanmış Uruguaylılar ilk kupaya talip oldular. Oybirliği ile ilk kupayı düzenleme görevi Uruguay'a verilirken birçok Avrupa ülkesi bu karara karşı çıktı. Kupanın adı konusunda da uzun tartışmalar yaşandı. Sonunda Dünya Kupası fikrinin babası olarak tanınan Jules Rimet adı uygun görüldü. 1930 ile 1970 arasında tam 40 yıl boyunca elden ele dolaşacak, hırsızlar tarafından çalınacak, bir köpek tarafından bulunacak ve sonunda Brezilya'nın müzesini süsleyecek Jules Rimet Kupası başlayabilirdi... Günümüzden tam 71 yıl önce başlayan Jules Rimet Kupası, 3 kez şampiyonluğa ulaşan Brezilya'nın müzesine gittikten sonra 1974'ten itibaren FİFA dünya kupası adı altında organize edilmeye başladı. 16 kupada sayısız kahramanlar ortaya çıktı. Futbolun bu en büyük gösterisi, dünyaya Pele, Beckenbauer, Cruyff, Maradona, Fontaine, Baggio, Stabile, Andrade, Zidan gibi sayısız yıldız sundu. 71 yılda unutulmaz maçlar yaşandı. Penaltılar kaçtı, kırmızı kartlar gösterildi, Pele'nin İsveç 1958'deki şahane futbolu, Maradona'nın 1986'da elle attığı gol ve 94'de Romario'nun ellerinde yükselen kupa...

1930 Uruguay
Şampiyon Uruguay...

Uruguay'da yapılan ilk dünya kupası beklenen ilgiyi görmedi.Avrupa ülkelerinin çoğu, tek ulaşım yolunun 25ᆲ günlük vapur yolculuğu olduğunu ve bunun da takımı yoracağını öne sürerek kupaya katılmama kararı aldılar. Sadece dört Avrupa ülkesi; Fransa, Belçika, Yugoslavya ve Romanya Uruguay'a gelmeyi kabul etti. Amerika'dan ise Arjantin, Uruguay, ABD, Şili, Meksika, Brezilya, Peru, Paraguay ve Bolivya kupaya katıldılar. İtalya, İngiltere, Macaristan ve Almanya gibi dünya futbolunun dev isimlerinin Uruguay'a gelmemesi kupanın görkemini azaltan bir faktördü.

1934 İtalya
Şampiyon İtalya...

Uruguay'daki ilk kupanın ardından Avrupa ülkeleri Dünya Kupası'nı kendi kıtalarında organize etmek için çalışmalara başlamıştı. FIFA'ya ilk müracat eden ülke İtalya'ydı. Dönemin ünlü diktatörü Mussolini'nin idaresindeki Çizme kupayı kazanma hesapları yapıyordu.İlk kupada arjantin adına oynayan ünlü yıldız Monti, İtalyan vatandaşlığına geçmiş ve gök-mavili takım iyice güçlenmişti. İkinci Kupaya 16 takım katılırken, Şampiyon Uruguay'ın Avrupa'ya gelmemesi dikkat çekiciydi. Arjantin, Brezilya, ABD ve Mısır ise kupaya Avrupa dışından katıldılar. Futbol maçlarını izlemek için başka bir ülkeye gitme modası da 1934'de başladı.

Diktatörün sevinci

Dünya Kupası finalleri öncesi grup eleme maçlarının oynanmasına ilk kez 1934'de başlandı. İtalya'da yer alacak 16 takım arasında yer alabilmek için 31 ülke eleme maçı oynadı. İlk tur maçlarında favori Arjantin'in İsveç'e boyun eğmesi, Brezilya'nın elenmesi ve evsahibi İtalya'nın ABD'ye yedi gol atması günlerce konuşuldu. Özellikle Schiavio, Orsi, Meazza, Monti gibi yıldızların sergilediği muhteşem futbol bütün İtalya'yı ayağa kaldırdı. Diktatör Mussolini'de kupayı kaldırmanın hayallerini kurmaya başlamıştı.
İkinci Kupa Avrupa'da yapıldı ve Avrupa'da kalacaktı. İtalya evindeki finali kaybetmemeyi kararlıydı. Mussolini kupayı tam bir propaganda malzemesi yapmıştı. Oysa Teknik Direktör Pozzo, buna karşıydı. Ona göre futbol, sahada oynanmalıydı. Kıran kırana geçen maçın sonlarına doğru, Puc, Çekoslovakya'yı öne geçirince Mussolini sinirlendi. "Evimizde kupayı başka bir takıma mı vereceğiz?" diye kükredi. Ancak Orsi, attığı harika golle beraberliği sağladı. Maç böyle bitince tarihteki ilk uzatmaya giden final gerçekleşti. Schiaivo, uzatmaların 95. dakikasında güzel bir gol attı ve tarihteki ikinci Dünya Kupası'nı İtalya'ya taşıdı. Maçtan sonra kupayı kazanan İtalyan futbolculardan çok diktatör Mussolini sevinmişti...

1938 Fransa
Şampiyon İtalya...

Fransa'da düzenlenen 3. kupada gözler ev sahibindeydi. İlk iki kupayı ev sahibi ekipler kazanmıştı. Ancak Fransa, eline geçirdiği bu fırsatı iyi değerlendiremedi ve çeyrek finalde elendi. 1934'e ilgi göstermeyen ilk şampiyon Uruguay, bu kupaya da gelmezken, Brezilya tam kadroydu. Kupanın dikkat çeken isimleri Küba ve Hindistan Antilleriydi...

Hitler’in mirası

Kupa öncesi yaşanan gelişmeler tüm dünyayı şaşkına çevirdi. Hitler'in Almanyası, Avusturya'yı ilhak etti. Avusturya kupaya katılma hakkı elde eden 16 takımdan biriydi ve kupa öncesi gerçekleşen bu olay sonrası ortada sadece 15 ülke kaldı ! Üstelik Almanya, Avusturyalı futbolcuları da kadrosuna kattı. Buna rağmen ilk turda İsviçre'ye elenmekten kurtulamadı. İlk turun sürprizini, Romanya'yı eleyen Küba yaptı. Brezilya-Polonya maçı, yıllarca unutulmayacak bir mücadeleye sahne oldu. Brezilyalı Leonidas 'ın 3, Polonyalı Willimowski'nin 4 gol attığı maçı Brezilya 6LJ kazandı. Yarı finaller favori takımların üstünlüğü ile geçti. İtalya ise müthiş bir taktik savaşı şeklinde geçen maçta Brezilya'yı 2ǃ yenerek adını finale yazdırdı. Bu maçın en önemli olayı, Brezilya'nın en önemli gol silahı Leonidas'ı final maçına saklama düşüncesiyle oynatılmamasıydı. Ancak Leonidas, finali göremedi.

1950 Brezilya
Şampiyon Uruguay...

Futboldan uzak tam 12 yıl... 2. Dünya Savaşı, her şeyi olduğu gibi futbolu da etkilemiş, 1938'den sonra kupa yapılmamıştı. Savaş bitip nihayet barış gelince kupa da hatırlandı ve 1950 yılında kaldığı yerden devam etti.
Ev sahibi Brezilya, kupayı kimseye kaptırmaya niyetli değildi. Üstelik, kupa için adeta mabet niteliğinde bir stad yaptırdı. 200 bin kişilik Maracana Stadı, o günden bugüne dünya üzerindeki en büyük stad olma özelliğini taşıyor.1950'ye 13 takım katıldı. Kupanın bizi en çok ilgilendiren tarafı, katılma hakkı elde ettiğimiz halde gitmememizdi...

Hakettik, katılmadık

Brezilya'daki 4. Dünya Kupası’na Türkiye’de katılma hakkı elde etti. Avusturya ve Suriye ile aynı eleme grubuna düşmüştük. Avusturya çekilince Suriye kalmıştı karşımızda. Yendiğimiz takdirde kupaya katılacaktık. 20 Kasım 1949 tarihinde Ankara 19 Mayıs Stadı'nda Suriye'yi 7ǂ gibi tarihi bir skorla yendik. Fakat Brezilya'nın uzak olması ve başarısızlık korkusu sebebiyle gitmedik. İlk turda gruplar çok ilginçti.
Birinci ve ikinci grupta 4, üçüncü grupta 3, dördüncü grupta ise sadece 2 takım vardı.  Futbolu icat ettiği için övünen İngilizler, ilk kez katıldıkları bir Dünya Kupası'nda Amerika Birleşik Devletleri'ne 1ǂ yenilmekten kurtulamadılar.
Son şampiyon İtalya'nın İsveç'e yenilmesi, Brezilya'nın İsviçre ile 2DŽ berabere kalması, kupanın diğer konuşulan maçlarıydı. Kupanın bir başka özelliği de ilk kez hiçbir hakemin kırmızı kartını kullanmamasıydı.

1954 İsviçre
Şampiyon Almanya...

Türk futbol tarihine altın harflerle geçen bir kupaydı 1954... Kupaya katılmak için İspanya ile oynadığımız ilk maçı 4ǃ kaybettik, ikinci maçı 1ǂ kazandık. Puan eşitliği olduğu için üçüncü maçı tarafsız bir sahada; İtalya'nın başkenti Roma'da oynadık. 2DŽ biten maç sonunda iş kuraya kaldı. Tribünlerden çağırılan Franco isimli bir çocuğun çektiği kura sonucu Türkiye kupaya katıldı. İşte böylece, herkesin İspanya'yı beklediği bir anda Türkiye, sürpriz yaparak kupaya katılma hakkını elde etti.

Güney Kore’yi topa tuttuk

Türkiye, Macaristan, F.Almanya ve G.Kore'nin bulunduğu zor bir gruba düştü. Macaristan ile hiç oynamadık.F.Almanya karşısında Suat'ın golüyle öne geçtik; ama maçı 4ǃ kaybettik. Güney Kore'yi 7ǂ yenerken Burhan hat-trick yaptı Diğer gollerimizi ise Suat (2), Lefter ve Erol attı. F.Almanya ile aynı puana sahip olduğumuz için bir maç daha yaptık ve bu maçı 7DŽ kaybettik. Sonuçta biraz statünün garipliği, biraz da deneyimsizlik yüzünden kupadan elendik. Ama 7ǂ'lık Güney Kore maçı, kupa tarihinin en farklı 10 skorundan biri olarak istatistiklere geçti.