İlk göz ağrim sevdiğim benim

Batya KEBUDİÇocukluktan bu yana olan en yakın kız arkadaşınız evlendi, ve siz bekarsınız, işte o zaman yandınız…

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba
Birlikte büyüdünüz, yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmedi, son çıktığı çocuk ona evlenme teklifi etti. Mutluluğunu paylaşıyorsunuz, ama başınıza geleceklerden henüz haberiniz yok. O yüzden rahatınız yerinde, ben olsam benim de öyle olurdu.
Aradan kısa bir süre geçiyor, başka bir yakın arkadaşınız daha bir teklif alıyor. Amanın herkes mi evleniyor? Belli bir yaş grubu aralığındaysanız evet öyle oluyor. Herkes aynı dönemde evlenmeye başlıyor.O dönemi bekar atlatırsanız sonrasında yandınız, yok evlendiyseniz kurtuldunuz. Neden mi?
İşte açıklıyorum: Bir kere çevrenizdeki herkes evlenir ise aileniz, akrabalarınız, eş dost sizin için üzülmeye başlar. Neden üzüldüklerini hiç sormayın, onların da bildiğini hiç zannetmiyorum. Herkes kendi tarzıyla üzüntüsünü dile getirir. Mesela, bir düğünde tebrik sırasında anneannenizin en yakın arkadaşına rastladınız. Önce halinizi hatırınız sordu. Sonra ‘Darısı başına’ deyiverdi. Kibarca teşekkür ettiniz, gözlerinizin içine bakmaya devam ettiğini fark edince hemen ‘Amin’ dediniz. Sıra ilerliyor. Bu sırada yanınıza kuzeniniz geliyor. Hadi sorsun o da hal hatırınızı, ardından ‘darısı başına’ demeyi ihmal etmez zaten. Siz baygın gözlerle etrafa bakınırken birden amcanızı görürsünüz.O da sevgi dolu gözlerle ‘Ah, inşallah biz de seni böyle görelim, hanumika’ der. Sizde en sempatik gülüşünüzle ‘Amin, hep beraber’ der, bir an önce oradan kurtulmanın yollarını düşünürsünüz. İçinizde bir ses ‘yeteeeer’ diye haykırırken, etrafa gülümsemeyi unutmamalısınız. Merak etmeyin elbette bir gün beyaz atlı prensiniz sizi bulacak, muhtemelen aramaya başlamıştır bile. Umarım…
Düğünleri atlattıktan sonra hayatınızda büyük değişiklikler olacağını sanmayın. Zaten birlikte olan arkadaşlarınızla ilişkileriniz aynı şekilde devam edecek, ta ki o haberi duyana kadar… Hangi haber mi?
Bir düşünün, hayatınız ne olsa tamamıyla değişirdi?
Evet bildiniz, en yakın arkadaşınız hamile! İşte esas değişim o zaman başlıyor… Hani, o da tıpkı sizin gibi, çocuk sahibi olmayı istemezdi?, hani daha çok erkendi?, hani çocuklarınızı beraber büyütecektiniz? hani çocuklarınız da arkadaş olacaktı?. Hani, hani…
İlk şoku atlattıktan sonra olayı kabullenmeye başlarsınız. Hayatı boyunca diyet yapan, salatayla beslenen o kız, şimdilerde canının istediğini yiyor. Buna her şeyden çabuk alışırsınız. Her geçen gün arkadaşınızdaki farklılıkları görürsünüz. Bende öyle oldu. Ayların geçmesiyle birlikte sizde her şeyi yakından gözlemlersiniz. İlk aylarda kız/erkek tartışmasını yaşarken heyecanlanmaya başladığınızı önce kendinize sonra arkadaşınıza itiraf edersiniz.
Bebekle ilk tanışma ne zaman mı oluyor? Valla ben, anne karnında iken attığı ilk tekmeyi hissettiğimde ona içim ısındı, artık bir yeğenim olacağından çok mutluydum. Siz ne zaman kendinizi yakın hissedersiniz ? Benim hayatımda önemli biri olacaktı, bende onun hayatında bir yerim olmasını istiyordum. Kim istemez ki?
Sıra faşadura’ya geldiğinde aslında içiniz biraz rahat olur. Kimse ‘Darısı başına’ demez, nispeten keyfiniz yerindedir. Artık bebeğin cinsiyeti de bellidir. Valla, benim arkadaşımın bir kızı olacaktı, heyecan içinde barbie bebeklerle oynayacağım o kızı bekliyordum. Barbie bebeklerle herkes oynamak ister herhalde, ben severim.
İsim savaşında anne ve babanın önüne geçmek için çabalar durursunuz. Benim araştırmadığım bebek ismi kalmadı. Sadece kulağa hoş gelmesi yetmez, anlamlı olmalı… Sonunda bu savaşı daha fazla devam ettirmemek adına, arkadaşlarınızla ortaklaşa çalışır, isim için bir karar verirsiniz. Benim önerimi çok beğendiler, siz de önerin bakarsınız severler.
Arkadaşım hayatındaki bu yeniliğe hazırlanırken, ben de ona özel bir hediye almaya karar verdim. Beni hatırlatacak bir hediye olmasını, tabi işe yarar bir şey olmasını istiyordum. O yüzden ona puset hediye almaya karar verdim. Bu nedenle, daha önce hiç girmediğim bebek mağazalarında buldum kendimi. Ciddi bir araştırma gerektiriyormuş, ben detaycı biriyim, özelliklerini bir bir inceledim.
Joker mağazalarının teşhir reyonu birçok seçeneği bir arada değerlendirmeme olanak sağladı. Onlarcasının arasından Graco ve  Baby2go’nun pusetleri ilgimi çekti. Her ikisinin de birbirinden kullanışlı özellikleri var.Baby2go pusetinin hem ana kucağı, hem de oto koltuğu olması birçok ihtiyacı gideriyor.O yüzden ben Baby2go’yu seçtim. Arkadaşımı arayıp seçimimi yaptığımı söyledim. Tabi ki ilk sorusu ‘Özellikleri ne?’ oldu. Bir çırpıda  ‘hem puset, hem ana kucağı, hem de oto koltuğu özelliği var’ dedim.Ve ekledim ‘üstelik çok pozisyonlu yatma özelliği var. Ayarlanabilir tentesi, frenlenen arka tekerlekleri, tek elle kapatabilme özelliği ve 360 derece dönebilen ön tekerleri de var’ deyince arkadaşımın telefonun diğer ucunda kahkahalarla güldüğünü duyabiliyordum. Neden güldüğünü gayet iyi biliyordum. Benim pusetlerle ilgili bunca detayı bir satış danışmanı edasıyla sıralamam onu şaşırtmıştı. Bir gün benim de bir puset alacağımı hiç düşünmemiştik. Ama oldu işte, ve çok da iyi oldu. Tabi ben tüm bu özellikleri saydıktan sonra o  ‘Süspansiyon,  beş noktalı emniyet kemeri, kafa koruyucu başlık, yağmurluk ve ayarlanabilen sepeti var mı? diye sordu. ’Elbette var’ dedim. Bunun üzerine ilk Baby2go’mu böylece almış oldum. Arkadaşım pusetten o kadar memnun kaldı ki bebeğine park yatağını ve mama sandalyesini de Baby2go’dan aldı. Benden size tavsiye, bu renkli dünyayı keşfedin…