Çanakkale ile ilgili mitler ve “Troyalilar Yahudi miydi?” iddiasi ü

Mustafa KULUODTÜ Öğretim Görevlisi"Troyalılar Yahudi miydi?"iddiası birçoğumuzun hiç duymadığı bir konu olmasına rağmen, yabancı ülkelerde gerek basılı gerekse sanal ortamlarda uzun zamandır tartışılan konulardan biridir. Troyalıların tarihsel olarak önemli olmaları ve birçok devlet adamının kendilerini Troyalılara bağlamalar&#

Perspektif
9 Ocak 2008 Çarşamba
Troya hakkındaki tartışmalar günümüzde özellikle, "Eski Ahit" ile "Yeni Ahit"in devamlılığını savunan topluluklarca sıkça dile getirilmektedir. Bu iddiayı ortaya atanlar, isim-bilim yöntemlerini kullanarak mitolojide geçen olay ve isimleri Tevrat’taki veya diğer yazılı kaynaklardaki kişi ve olaylarla karşılaştırarak iddialarını desteklemeye çalışmaktadırlar. Mitlerin tarih yazımında kullanılması gereken kaynaklarda olduğunu; çünkü bunların kuşaktan kuşağa aktarılırken değişmelerine ve olağanüstü bir görünüm kazanmalarına rağmen, abartılı ifadelerin altında gerçeklerin saklı olduğunu söyleyerek tezlerini desteklemeye çalışmaktadırlar.
Troya’nın da içinde bulunduğu Çanakkale Bölgesi mitolojik efsanelere konu olmuş yerlerden birisidir. Troyalıların Yahudiliği tartışmalarında daha iyi anlaşılabilmesi için kısaca bu bölge ile ilgili mitler hakkında bilgi vermek doğru olur.
Çanakkale Boğazı’nın Yunan mitolojisindeki bilinen ilk adı Hellespont’dur ve boğazı Deniz Tanrısı Poisedon, karaların arasına girerek açmıştır. Mite göre, Yunanistan’ın Thebai kentinin kralı Anthamis güzel karısı Nephele’den ayrıldıktan sonra evlendiği yeni eşi,  kocasının eski eşini ve çocuklarını kıskandığı için onlardan tamamen kurtulmayı planlar. Kâhinleri etkileyerek, sürmekte olan kıtlığın giderilmesi bahanesiyle onları kurban edilmesini kabûl ettirir; fakat kurban sırasında Nephele, oğlu Phriksos ile kızı Helle’yi kanatlı ve altın bir posta sararak Karadeniz’e gönderir. Çanakkale Boğazı’nı geçerken kopan bir fırtınadan dolayı Helle denize düşer ve boğulur. Bu olaydan sonra buraya Helle’nin denizi anlamına gelen "Hellespont" adı verilir.
Bu bölge ile ilgili diğer bir mit ise Hero ile Leander’in efsanesidir. Bu mite göre de, Anadolu kıyısındaki Abydos kralının oğlu Leander, bu kentin karşısında Avrupa kıyılarındaki Sestoslu güzel Hero’ya âşık olur; fakat,  Hero,  Aphrodite’nin rahibesi olduğu için onunla evlenemez. Ne var ki bu durum, sevgililerin sık sık görüşmelerini engelleyemez. Leander her gece yüzerek karşı kıyıya, sevgilisi Hero’yu görmeye gider. Hero her gece bir kuleye çıkarak denizde yüzmekte olan sevgilisine meşaleyle yol gösterir. Yine bir gece meşalesi ile sevgilisine yol gösterirken Leander boğazın ortasında bir fırtınaya kapılır. Rüzgârın etkisiyle Hero’nun meşalesi de sönünce nereye yüzeceğini bilemeyen Leander, sonunda dalgalara yenik düşerek boğulur. Leander’in cesedi sabahleyin Sestos kıyılarına vurunca, Hero da kendisini denize atarak canına kıyar.
Bu iki mit, Çanakkale Boğazı’nın çağlar boyunca değişmeyen tarihsel değerini en güzel biçimde yansıtır; çünkü bu bölge doğu ile batı ilişkilerinde her zaman önemli olmuştur. Osmanlı’nın Avrupa macerasının başladığı bu yerde, bu yıl 91. yılını andığımız Çanakkale savaşlarının meydana gelmesinin tarihsel temelleri daha iyi anlaşılabilir. Leander ile Hero arasındaki aşk ise aslında yüzyıllardır doğu ile batı arasındaki bazen savaşlara bile varan aşkı en iyi biçimde temsil eder.
Troyalılar’ın da atası olan Dardaneller’in ortaya çıkışı ile ilgili olarak mitolojide şu bilgiler verilmektedir. Zeus, Okeanos ile Tethy’nin evlenmelerinden doğan Elektra’ya âşık olur ve onu zorla elde eder. Bu birliktelikten Dardanos adında bir erkek çocuk doğar. Dardanos daha sonra Ege Denizi'ndeki Semadirek (Samothrace) adasından Çanakkale’ye gelerek, bu bölgenin yöneticisi Hitit Kralı Teucer’in kızı Batea ile evlenir ve kral da ona hediye olarak İda Dağı (Kazdağı) eteklerinde toprak verir. Dardanos burada kendi adıyla anılacak şehri kurar. Teucer’in ölümünden sonra, onun yerine kral olur ve tüm bölgeyi Dardania olarak adlandırır.  Zamanla boğaza da Dardanelles denilmeye başlanır. Bu isim daha sonra Yeniçağın başlarında kurulan Çanakkale şehri için de kullanılmaya başlanır.
Mitte verilen bilgilere göre Troya hanedanının soy ağacı şu şekildedir: Cronus, Zeus, Dardanus, Erictanus, Tros, İllus, Laemond ve Priamus’dur. Bu soy ağacının başındaki kişinin gerçekte kim olabileceği ile ilgili olarak yukarıdaki iddiayı savunanlar tarafından şöyle bir açıklama getirilmektedir: Pagan dinlerinde kişilere tanrısal özellikler yüklendiği bilindiği için, mitolojide tanrısal özelliklere sahip kişilerin gerçek kişiler olabileceği gözden kaçırılmamalıdır. Mitteki olaylar, yazılı kaynaklardaki verilerle karşılaştırılarak daha net ortaya çıkarılabilir. Bylloslu Filo’nun aktardığına göre, Fenikeli Tarihçi Sanchuniahon, (MÖ. 1200) Cronus’la ilgili olan Fenike mitleri ve inançları hakkında bilgi vermektedir. Buna göre Cronus Yahudilerin atası olan Yakup (İsrail) peygamberdir.  Zeus ise, adı "Judah" gibi çeşitli şekillerde söylenen Yakup’un oğlu Yahuda’dır. Etimolojik olarak, Zeus ya da Zhe-ut kelimesi Yehud’dan türetilmiş olabileceği iddia edilmektedir. Ayrıca Zeus’un Roma versiyonu olan Jupiter ise Yunanca Zheut-pater'dan alınmıştır.
Bugünkü Çanakkale Bölgesi’ne (Dardanelles) ismini verdiği iddia edilen Dardanus ise, Yahuda’nın soyundan gelen Darda’dır. Tevrat’ta Dara olarak geçen bu isim Darda olarak da okunabilmektedir.  Yahudi tarihi hakkında bilgi veren Yahudi tarihçi Josephus, eserlerinde Darda ismini kullanmıştır. Tevrat’a bakıldığı zaman Darda kelimesinin iki yerde (1 Chronicles 2:6; 1 King 4:31) geçtiği görülür: Bunlardan birisinde Darda Yahudilerin atası olan ve İsrail lakabıyla da anılan Hz. Yakup’un en büyük 12 oğlundan birisi olan Yahuda’nın (Judah) torunudur. İkincisinde ise Mahol’un oğlu olarak geçmektedir. 1. Ayette Zerah’ın oğlu ikinci ayette ise Mahol’un oğlu olarak tarif "oğlu" kelimesi her zaman doğrudan oğlu anlamına gelmeyip, bazen soyu anlamında da kullanılabileceği şeklinde yorumlanır. Ayrıca, ikinci ayette Darda’nın diğer beş kişi ile birlikte Hz. Süleyman’la karşılaştırılmaları, bu kişilerin önemli olduklarına birer işaret olarak görülebilir.
Yahudilerin dünyanın çeşitli bölgeleri ile ilişkilendirilmesinde çeşitli göç teorileri ortaya atılmaktadır. Yahuda’nın oğulları Exodus’tan sonra çeşitli nedenlerle dünyanın farklı bölgelerine göç etmişlerdir. Bu bölgelerden birisi de Girit’tir. Buna göre Hz. Yakup’un torunu olan Darda,  Yahudilerin kölelik dönemlerinde Mısır'da yaşamıştır. Çıkış (Exodus, MÖ 1314–1313)’dan 34 yıl önce grubuyla beraber Mısır’dan deniz yolu ile ayrılmıştır. Önce Girit’e yerleşir. Daha sonra Girit’ten Semadirek adasına doğru yol alırken fırtınaya yakalanmıştır. Yunan mitlerinde önemli olduğu gibi Yahudi tarihinde de fırtına önemlidir. Yahudiler’in Mısır’dan çıkışı esnasında Akdeniz’de yıkıcı tsunamiler oluşur ve Darda bugünkü Çanakkale kıyılarına sürüklenir. Burada Hitit kralının kızı ile evlenerek, Dardanos şehrini kurar.
Troya’ya yerleşen kişilerin Girit’ten geldiklerini ispatlamak için çeşitli deliller ortaya koyulmaktadır. Buna göre Troya’nın eteklerinde kurulduğu İda Dağı Yahudi (Judah) kelimesinden gelmektedir ve benzer adla bu dönemde Yahudilerin yaşadığı Girit’te de bulunmaktadır. Ayrıca benzer isimli dağın Milet’te bulunması ve bu bölgede İbranice yazıtların bulunması Çıkış zamanından sonra Küçük Asya’daki Yahudi varlığının izleri olarak değerlendirilmektedir.
Strabon’a göre, Dardanos’un kızıyla evlendiği ve toprak verdiği Teucer ve Teucrianlar Girit kökenlidir. Bunlar Cnossus’un düşmesinden sonra bu bölgeye yerleşmiş olabilirler.
Yahudilerin Mısır’dan çıkışından sonra, Yunan kralının bu bölgedeki müttefiki Mısır’dan kurtulan Yahudileri, Yahudi hizmetçisi ile ziyaret ederek onlardan, şehir kurmalarını ve düşmanlarına karşı sağlamlaştırmalarını istediği ve bunun üzerine de Troya’nın da kurulduğu da bazı kaynaklarda aktarılmaktadır.
Mısır papirüslerinde ise de Kadeş Antlaşması’nda (MÖ 1287) Hititlerle müttefik olan Darenui’lerden bahsedilmektedir.  Bu kişilerin bu bölgeye daha sonra gidenlerin atası ve Homeros’un Troyalılar yerine kullandığı Dardenoilerin atası olabileceği iddia edilmektedir.
Ayrıca, Troyalıların Yahuda’nın da sembolü aslan ve kartallardan oluşan heraldik işaretlere sahip olmaları bu konuda delil olarak gösterilmektedir; çünkü bu işaretlerden aslan Yahuda’nın kartal ise Dan’ın işaretidir. Bu iddiayı ortaya atanlar, Spartalılar’ın da İsrail’in oğlu Dan’in soyundan geldiğini ve benzer işaretleri taşıdıklarını söyleyerek, bu savaşı benzer kavimlerin savaşı olarak kabul etmektedirler.
Zeus’un düşmanı olan Hera, Elektra’dan doğacak Zeus soyunu lânetlediği için, daha sonra Dardanos’un torunu olan Tros’un kurduğu Troya’nın yok olması ile bu lânetin tuttuğuna inanılır. Troya’nın yok olmasına giden olayların sebebi mitolojiye şu şekilde yansır: Mitolojik tanrılar bir şölen düzenler, bu şölene davet edilmeyen fesatlık tanrısı Eris, şölenin huzurunu bozmak için şölenin ortasında yere üzerinde "en güzele" yazılı bir altın elma atar, şölende atmosfer bir anda gerilir, herkes bu elmaya sahip olmak ister. Bunun üzerine orada bulunanlar arabuluculuk etmesi için tanrıların tanrısı Zeus’a gider,  Zeus da bu elmayı Troya prenslerinden olan; ama talihsiz bir şekilde dağlarda çobanlık yapan Paris’e verir. Bu elmayı Paris'ten almak için gök tanrısı Hera, Paris’e Asya’nın en güçlü krallığını vaat ederken, zekâ tanrısı Athena, en bilge kişi olmayı, güzellik tanrısı Afrodit ise dünyanın en büyük güzelliğini vaat eder. Troyalı Paris gel zaman git zaman Sparta kralının karısına âşık olur  ve Afrodit’in yardımı ile Helen’i kaçırır.  Bunun üzerine ise Spartalılar, yaklaşık MÖ.1200’lerde Troya’ya saldırırlar ve Troya’yı yıkarlar.
Troya’nın bu hazin sonu, tarihte önemli izler bırakmıştır. Troya, ulusların kendi tarihleri olarak sahiplenmek istedikleri ender tarihi gelişmelerdendir. Türk tarihinde de Troya Savaşları batı medeniyeti ile doğu medeniyetinin savaşı olarak algılandığı için, Troyalıların doğuyu temsil ettikleri düşünülerek sahiplenilmektedir: Fatih Sultan Mehmet, kimi kaynaklar, bugün Çanakkale şehrinin etrafında kurulduğu Çimenlik Kalesi’ni inşa ettirmekle Troya ordusunun komutanı Yunanlılar’dan Hektor’un intikamını aldığı İmrozlu Kritopulos tarafından iddia edilmektedir. Benzer şekilde, Sabahattin Eyüboğlu Mavi ve Kara adlı kitabında Atatürk’ün Dumlupınar’da Yunanlıları yenince, yanındaki bir subaya "Dumlupınar'da Troyalıların öcünü aldık" dediğini aktarmaktadır.
Batı tarihinde ise Roma devletinin kurucusu K, Troya yıkıldıktan sonra İtalya’ya sığınan Aeneas’ın torunu olarak kabûl edilmektedir. Bu sebeple, Roma nezdinde ve dolayısı ile Avrupa tarihinde Troya önemlidir. Daha sonra birçok, Avrupa kralı Roma İmparatorluğu’nun devamı olmayı Kutsal Roma Germen İmparatorluğu’nun tekelinden kurtarmak için, kendilerini Troya savaşının kahramanlarına bağlayarak devletlerini siyasi olarak Troya’nın devamı gibi göstermek istemişlerdir.
Troyalıların Yahudiliği savı, tarihte bazı devlet adamlarının kendilerini Troyalılar’a bağlamaları ve devletlerini de siyasi mânâda Troya’nın devamı gibi göstermeleriyle birleşince kanıtlanması olanaksız bağlantılar ortaya çıkmaktadır. Buna göre Avrupa’daki bazı hanedanlıkların orijinlerinin Yahudi olabileceği iddia edilmektedir. Örneğin, bu kişiler İngiltere devletinin kurucusu Brütüs’ün ve hanedanın Yahudi olduğunu söylemektedirler. Delil olarak da tarihçi Geoffrey, Kral Edward I’in (1272񮋫) Roma’daki Papa’ya gönderdiği mektupta İngiltere devletinin kurucusu olan Brütüs’ü "Brütüs Troya" olarak adlandırdığını, ki bunun Geoffrey’den 300 yıl önce yaşayan Nennius tarafında bile aktarıldığını yazarak kanıtlamaya çalışmaktadırlar. Troya ile Londra’nın Scamnenderia (Karamenderes) ve Thames gibi nehir kenarına kurulmasını Londra ile Troya arasındaki benzerliklerden birisi olarak göstermektedirler.

Bu yazıda kısaca Çanakkale ile ilgili mitlere değinerek, "Troyalılar Yahudi miydi?"  savları hakkında kısaca bilgi vermeye çalıştık. Konu ile ilgili araştırma yapmak isteyenler kaynakçada verilen makalelerden yola çıkarak daha geniş bilgiye ulaşabilirler.
Kaynakça:
John D. Keyser, "The Trojan Origins Of European Royalty!"
<http://www.hope-of-israel.org/i000109a.htm>   (16/03/2005)
Tom Robinson, "Bible Reading Program- Supplementary Material" <http://cgca.net/ucg/brp/materials/throne.pdf>