Son Filistin seçimlerinin ardından ortaya bir çok kişiye göre sürpriz, fakat bir çok kişiye göre de son derece beklendik bir tablo ortaya çıktı. Hamas 132 sandalyeli Filistin Parlamentosundan 74 sandalye kazanarak, seçimlerden ezici bir çoğunlukla birinci parti olarak çıktı. Tabi bu seçim sonuçlarından sonra tüm dünyanın gözü İsrailin Hamasın seçim zaferine vereceği tepkiye çevrildi. İlk tepki olarak İsrail, İsrailin varlığını tanımadıkça ve silah bırakmadıkça Hamas ile kesinlikle görüşmeyeceğini açıkladı. Fakat her ne kadar İsrail tarafından bu açıklamalar yapılmış olsa da, Filistin topraklarındaki önümüzdeki seçimlere kadar Hamas Filistin siyasetinin bir gerçeği durumda. İsrail de bu duruma er yada geç bir tepki vermek zorunluluğunda. İsrailin Hamasın seçim zaferine nasıl bir tepki vereceğini anlamak için şu üç soruyu cevaplamamız gerekiyor. İktidarda olmak Haması hangi yönlerden nasıl değiştirebilir? Hamasın bu seçim zaferine uluslararası camiyanın tepkisi hangi yönde olacak? Hamasın bu seçim zaferi seçim arifesindeki İsrail iç siyasetini nasıl etkileyecek?
İlk olarak iktidarda olmanın Haması hangi yönlerden değiştirebileceğine değinmek istiyorum. Hamasın iktidarda olduğu müddetçe en dikkatli olması gereken konu Filistin seçmeninin laik yapısına saygı göstermesi olacak. Yapılan bir çok ankette Filistin seçmeninin yaklaşık yüzde sekseni laik bir devlet yapısından yana olduğunu söylüyor. Dolayısıyla Hamasın dini ağırlıklı programı bir çok Filistinlinin laik devlet modeli ile çelişebilir. Unutmamak gerekir ki Hamasın seçim kazanmasında dini duygulardan ziyade, El Fetihin yıllardan bu yana süre gelen başarısız ve özellikle rüşvet ve kayırma üzerine kurulu sisteminden Filistin halkının memnuniyetsizliğinin büyük payı var.
Bu yüzden Filistin halkının içindeki bu laik çoğunluk Hamasın iktidarda olduğu sürede aşırı pozisyonunu yumuşatıp Filistindeki laik kesimin de onaylayacağı daha ılımlı bir pozisyon almasına sebep olabilir. Tabi bu durumda daha ılımlı bir pozisyonu benimsemiş bir Hamasa karşı İsrailin de pozisyonunda belli bir yumuşama görülebilir.
İktidarda olmanın diğer bir zorluğu da Hamasın sosyal yardım projelerinde kendini gösterebilir. Hamasın Filistin halkı arasında popüler olmasının en önemli sebeplerinden birinin; fakir öğrencileri okutmak, opersayonlarda ölen eylemcilerin yakınlarına para ve yiyecek sağlamak, cami ve kütüphane yaptırmak gibi toplumsal projeleri hayata geçirmek olduğunu biliyoruz. Tabi ki muhalefette olmanın verdiği rahatlıkla bu projeler daha kolaylıkla yürütülebiliyordu. Fakat iktidar olduğunda ülke ekonomisinin işleyişinden artık Hamas sorumlu olucak. Ülkedeki kamu çalışanlarının maaşları dahi zorlukla ödeniyorken bu tip toplumsal destek projelerine ne kadar fon ayrılabileceği de bir soru işareti şu an için. Dolayısıyla Hamasın popülerliğinin sürmesi için bu toplumsal yardım projelerinin de devamı gerekiyor, eğer devamı sağlanamazsa bu Hamas için ciddi sıkıntı yaratabilir. Bu durumda İsrailin vereceği tepki de Hamasın bu yukarıda sayılan sorunlarla nasıl baş edeceğine, yani iktidardan güçlenerek mi, yoksa zayıflayarak mı çıkacağına göre değişecektir.
İsrailin tepkisini anlamak için bakılması gereken ikinci konu ise uluslararası camiyanın Hamasın iktidar olması fikrine bakış açısı. Şu an itibari ile Ortadoğu barışının en önemli dörtlüsü olan Quartetin (ABD, AB, Rusya ve BM) iki büyük ortağı ABD ve AB Hamas İsraili tanıyıp silah bırakmadığı müddetçe örgüt ile görüşmeyi reddediyorlar. İsrail bu politikadan memnun ve bu ülkelerin de yardımıyla Hamasın İsrail devletinin var olma hakkını tanıyana ve silah bırakana kadar uluslararası arenada tecrit edilmesini sağlayamaya çalışıyor. Bu siyaset belli oranda sonuç vermiş durumda. ABD Filistine her sene yapılan 400 milyon dolarlık yardımın durdurulacağını açıklarken, AB de İsrailin var olma hakkını tanımaması ve silah bırakmaktan vaz geçmemesi halinde Filistine yardımların kesileceğini duyurdu. Buna ek olarak İsrail, Filistinlilere yapılması gereken aylık 50 milyon dolar tutarındaki gümrük vergisi geri ödemesini durdurduğunu açıkladı. Diğer yandan Quartetin diğer üyesi Rusya ve ona ek olarak İran, Hamasın tecrit edilmesinden yana olmadığını belirtirken, özellikle İran örgüte mali destek sözü verdi.
Buradan anlaşılacağı gibi İsrailin Hamasın seçilmesine vereceği tepki uluslararası alanda Hamasın tecritini sağlayıp sağlayamayacağına göre değişecektir. İsrailin kuracağı ittifaklarla Hamasa karşı sağlayacağı bir tecrit politikası İsrailin elini güçlendirecekken, Hamasın kuracağı ittifaklarla mali yardım bulup bu tecritten kurtulması Hamasın elini güçlendirecektir.
İsrailin tepkisini anlamak için son olarak analiz edilmesi gereken konu, Hamasın seçim zaferinin İsrail iç siyasetini nasıl etkileyeceğidir. Burada dikkatle takip edilmesi gereken konu İsrailin seçim arifesinde olduğu ve Hamasın seçim zaferinin İsrail seçimleri öncesinde tüm partiler tarafından seçim propagandalarının bir parçası olarak kullanılacak olmasıdır. Özellikle Likud Partisi lideri Binyamin Netanyahunun, geçici Başbakan ve yeni kurulan Kadima Partisinin lideri Ehud Olmerti çok sert bir dille eleştirerek Olmertin zayıf olduğunu ve Hamasa karşı güçlü duramayacağını söylemesinden sonra İsraildeki siyasal partilerin seçime dört hafta kalmışken Hamasa karşı olan tutumlarında bir sertleşme görülebilir. Tabi ki Hamasın Filistin seçimlerini kazanması genel olarak İsrail seçmenini sağ partilere oy vermeye kaydırabileceği gibi İsraildeki seçimlerinden hangi partinin galip çıkacağı da İsrailin Hamasın zaferine nasıl tepki vereceğinin belirleyicisi olacaktır.