Öncelikle Kobe’dir yapar dedim ve kafama fazla takmadım. Sonuçta önünde 19 sayılık bir farkla Wilt Chamberlain duruyordu. Ayrıca, sadece Chamberlain’in üç haneli rakamlara ulaşabildiğini düşünmek bile onu çok daha fazla yükseltiyordu gözümde. Fakat bu durum hakkında daha kafa yorunca 81 sayı atmanın da gerçekten insan üstü bir performans gerektirdiğini anlıyorsunuz. Hatta biraz zorlayıp araştırınca bu performansın Wilt’in çok altında kalmadığını da fark etmek mümkün. (Daha iyi olduğunu bile iddia edenler var)
Kobe’nin son dönemdeki performansına bakıldığında zaten böyle bir patlamanın sinyallerini veriyordu. Son 10 maçta yaklaşık 45 sayılık bir ortalama tutturdu ve bundan sadece 1 ay önce Mavericks’e karşı 62 sayı atarak kendi rekorunu kırmışrı. Arada atlamadan belirteyim bu maçın son periodunda Kobe oyundan çıkmış ve bu başarıyı sadece üç periodluk bir zaman diliminde göstermişti. Toronto maçında ise son periodları seven Kobe, eline geçen bu fırsatı elbette sonuna kadar kullandı. Kobe, ilk yarıda 26 sayı atmasına karşılık üçüncü periodda 27, son periodda ise tam 28 sayı attı.
Şu da bir gerçek ki Kobe son periodda artık Raptors’a karşı değil de 60, 70 sayıdan fazla atan oyunculara karşı oynuyordu. Chamberleain, Michael Jordan, David Robinson, David Thompson… Ama azımsanacak gibi değil NBA’in en çok sayı atan oyuncusu Kareem Abdul Jabaar’ın kariyer rekoru 55 sayı. Yani Kobe’nin sadece ikinci yarıda attığı kadar. Bunun dışında basketbol ilahı Jordan’ın rekoru 69 sayı. Kobe’den önce NBA’de 70 sayı barajını geçebilen sadece dört, 80 sayı barajını geçebilen ise sadece bir kişi vardı. Ayrıca Kobe bu maçta takımının 122 sayısının 81’ini atarak yaklaşık yüzde 66,4 lük bir oranla daha önce takımının 71 sayısını atan David Robinson’un rekorunu da kırmış bulunuyor.
Kobe’nin yaptığı işi Chamberlain ile karşılaştırmak gerekirse; Kobe’nin 32 dakika sahada kaldığını ve 81 sayısını bu zaman diliminde attığını unutmamak gerekir. Bunun dışında Chamberlain 100 sayısını takımının 169 sayısına oranladığımızda yaklaşık olarak 59 luk bir oran elde ediyoruz. Kobe’nin oranının çok altında. 1962’deki bu efsane maçı izleyemedim fakat bildiğim kadarıyla 76ers takımının tamamı son periodda Chamberlain’in rekoru kırması için uğraşıyorlardı. Şut yüzdelerine bakacak olursak Chamberlain, kullandığı 63 atıştan 36 sında isabet bulurken Kobe attığı 46 atışta 28 isabet kaydetti ki bunun içinde 13 te 7 lik bir üçlük isabeti söz konusu. Ayrıca Kobe, kullandığı 20 serbest atışın 18’inde isabet bulurken Chamberlain, 32 atıştan 28’ini isabet ettirmiş. Yani şut oranlatında Kobe’nin üstünlüğü gözle görülebiliyor. İki oyuncunun da ikinci yarı performanslarına bakacak olursak Chamberlain’in 59 sayısının yanında Kobe 55 sayı atmış. Anlaşılıyor ki Kobe’nin performansı Chamberlain’in çok da altında denemez. Bence burda Chamberlain’in tek avantajı üç haneli bir skora imza atmanın büyüsüne sahip olması. Elbette ki böyle bir karşılaştırma yapmak, geçen 44 seneye, zamanın değişen koşullarına bakacak olursak, çok sağlıklı değil fakat benim anlatmak istediğim Kobe’nin gerçekten müthiş bir performans sergilemiş olduğu.
Hidayet’i 30 sayı attığı zamanlarda göklere çıkardığımızı düşünürsek 81 gerçekten akıl almaz bir sayı; fakat şunu biliyorum ki, bu olay Kobe’nin hayatında bir ‘tek’ olmayacak. Bunu bize Mavericks’e karşı üç periodda attığı 62 sayıyla da gösterdi zaten. Bundan sonra sadece oturup Kobe’nin başka bir çılgınlık yapmasını bekleyeceğiz.
