Barguti, El Fetih ile Hamas`i birlik olmaya çağirdi

Hapisteki El Fetih lideri Mervan Barguti, Hamas ve diğer Filistinli grupların seçimlerden sonra milli bir koalisyon oluşturmak üzere birleşmeleri için çağrıda bulundu. Barguti, El Fetih ve Hamas`ın sahada ve mecliste ortak olmaya doğru gittiklerini belirtti

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba
İsrail’e karşı düzenlenen terör saldırılarındaki rolü sebebiyle beş kez ömür boyu hapis cezasına çarptırılan El Fetih lideri Mervan Barguti, 2002 yılında tutuklanmasından itibaren ilk kez röportaj verdi. Arap televizyonu El Cezire ile yapılan röportajında tutuklu lider Barguti, Filistinlilerin El Fetih’in Hamas’ı yenip yenmeyeceğine odaklanmamaları gerektiğini söyledi. Hücresinden, genç yaşlı tüm Filistin halkına seslenen Barguti, seçimlere herkesin katılmasını istedi. "Seçimler, özgürlük, geri dönüş hakkı ve bağımsızlık kazanmak için temel unsurlardan biri olarak görülmeli. 25 Ocak seçimlerinin amacı koltuk kazanmak olarak düşünülmemeli. Amacımız, geniş tabanlı ve tüm halkın katılımıyla sağlanmış ulusal, reformcu bir hükümet olmalı" dedi. Barguti seçimin önde giden iki partisini koalisyon yapmaya çağırdı.
Barguti, Filistin Yönetimi’ne katılmak üzere seçimlere girmeye karar veren Hamas, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi ve diğer grupları cesaretlerinden ötürü kutladı. El Fetih lideri ayrıca Batı Şeria’daki askeri varlığını sonlandırması için İsrail’e çağrıda bulundu. İsraillilerin bu işgalin geleceği olmadığını fark etmelerini isteyen Barguti, işgalin artık bir yük olduğunu ve bu yükten kurtulmaları gerektiğini söyledi.
Filistin Yönetimi İstihbarat Bakanı Nabil Shaath, Barguti’nin Hamas’la koalisyon kurulması önerisini reddederken, El Fetih’in 132 koltuktan yeteri kadarını kazanarak tek parti hükümeti kuracaklarından emin olduğunu söyledi. Shaath, ancak Yol Haritasını kabul eden ve İsrail’i tanıyan partilerle iktidarı paylaşabileceklerini açıkladı. Seçimlerden sonra solcu veya bağımsız adaylarla koalisyon kurulacağını düşünen Shaath, İsrail ile müzakerelere başlanması, Yol Haritasının uygulanması ve ateşkes içeren bir program için ancak bu tür insanlarla anlaşılabileceğini, Hamas ile bu koşulları kabul etmemesi halinde ortak bir program uygulanamayacağını söyledi.
Röportaj, bazı Filistinliler tarafından, İsrail ve Amerika’nın seçim arifesinde zor durumda olduğunu fark ettikleri El Fetih’i desteklemek için yaptıkları bir hamle olarak değerlendirildi. Bağımsız adaylardan biri ise İsrail, ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin seçim kampanyalarında etkili olmaya başladıklarını söyledi. İsminin açıklanmasını istemeyen aday, "Bazı aday ve listelere milyonlarca dolar yatırılıyor. Birçok Filistinli, bu kadar paranın nereden geldiğini merak ediyor. Barguti ile yapılan röportaj İsrail ve Amerika’nın Hamas’ın zaferini engellemek için ürettikleri yeni çözüm" dedi. Yabancı partilerin paralarıyla oy satın alınması hakkında yapılan açıklamalarda bu tür hareketlerin eskiden Arap ülkeleri tarafından yapıldığı, şimdi ise Batılı ülkelerin Filistinli parti ve kuruluşları satın aldığı da vurgulandı.
Seçimler öncesinde kampanyaların yürütüldüğü Ramallah ve Al Bireh, Pazar günü çeşitli adayların taraftarlarının gösterilerine sahne oldu. El Fetih taraftarları şarkı ve sloganlarla Yaser Arafat’ı ve partilerini yüceltirken polis araçları üzerideki posterler eleştiriye sebep oldu. Hamas ise örgütün yeşil bayrağı, İslami şarkılar ve öldürülen Hamas lideri Abdül Aziz Rantisi’nin şiddetin Yahudilerin anladığı tek dil olduğunu söyleyen ses kayıtlarıyla kendi gösterisini yaptı. Hamas taraftarı bir eylemci, halkın artık yolsuzluğun bitmesini istediklerini, El Fetih ve liderlerinin onları hayal kırıklığına uğrattığını söyledi.
Öte yandan İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Gideon Ezra bir açıklama yaparak hükümetin Barguti’yi serbest bırakma gibi bir düşüncesi olmadığını ve beş kez mühebbet hapse çarptırılan Barguti’nin cezasını çekeceğini söyledi.
El-Cezire televizyonunu röportaj verdiği için, İsrail’in Barguti’yi serbest bırakacağı yönünde söylentiler çıkmıştı. Ancak Ezra, Barguti’nin röportaj hakkının kendisine yüksek mahkeme tarafından verildiğini ve hükümetin bu konuda bir karar yetkisinin olmadığını hatırlattı.