Formula 1 gibi dünya üzerinde milyonlarca insan tarafından takip edilen bir sporun, varolan en başarılı, en yetenekli pilotu olarak nitelendiriliyorsanız, isminiz birgün mutlaka herkes tarafından duyulacaktır. 7 şampiyonlukla en fazla şampiyonluğu bulunan, bir sende en çok puan toplayarak şampiyon olan, toplamda en çok yarış kazanan, Formula 1, tarihinde en çok puanı toplayıp, en çok podyuma çıkan, en fazla en hızlı tur başarısına imza atan, kelimenin tam anlamıyla yaşayan efsane tanımına uyan bir pilotsanız, isminiz mutlaka bilinir.
Elbetteki bu yazının amacı Schumacheri yüceltmek onu iltifatlara boğmak değil. Zamanında dünya medyası tarafından yeterince yüceltildi zaten. Kesinlikle bir Schumacher hayranı değilim! Ben bir Formula 1 hayranıyım ve hayranı olduğum sporun efsanesini izleyebilme şansını yakalama sevinci ile doluyum. Bu yazının amacı da bu zaten. Ben, henüz yaşamakta olan efsanenin gerçek bir efsane olarak, F1 tarihinde yer etmesini istiyorum. İleride Schumacher efsanesinden bahsedildiğinde, ben onu gördüm, ben onu izledim demek istiyorum.
Son çıkan haberlerde Schuminin yaptığı bir açıklamayı okuduk. Bu açıkamada Schumacher, devam edip etmeyeceğine henüz karar vermediğini, fakat devam edecekse bile yarışacağı takımın yüzde 99 ihtimalle Ferrari olacağını belirtti. Schumacherin geçtiğimiz sezondaki başarısızlığını Ferrarinin performans düşüklüğüne bağladığını ve eğer bu performansta önümüzdeki sezon bir değişme olmazsa sezon sonu bırakmayı düşündüğünü biliyorduk. Fakat bu son açıklamasında Ferraride kalma şansını yüzde 99 olarak belirten Schumacher, acaba başarıyı yakalayamaması durumunda şansını başka bir takımda deneyebileceği sinyallerini mi vermekte?
Bu açıklamadan sonra, ilk aklıma gelen, 37 yaşında ve şu anda pistlerde bulunan en yaşlı pilotun geçmişte kalan başarısını başka bir takımda arama çabasıydı. Özellikle Schumacherin Ferrari ile bütünleştiği ve Ferrarinin Schumacheri bir marka haline getirdiğini düşünürsek, bu olayın yaşayan efsaneyi öldürebileceğiydi aklıma gelen.
Öncelikle Schuminin son durumunu incelediğimizde, 13 birincilikle tamamladığı ve artık F1 severlerin şikayet etmeye başladığı 2004 sezonunun ardından bir anda böyle bir düşüş yaşaması; insanların, 5 şampiyonluğun ardından yorulmuş olabileceğini düşünmesine neden oldu. Bildiğimiz gibi geçen sezon tek birinciliğini lastik sorunu yüzünden 7 takımın protesto ederek çekildiği ve yalnızca 6 pilotun katıldığı Amerika Grand Prixinde almıştı. Başka bir duruma bakarsak, Ferrarinin F1de Toyotadan sonra en geniş bütçeli ikinci takım olması ve Schuminin Alonzo , Raikonen gibi iki genç pilotun ardında kalması, başarısızlığın tek sorumlusunun Ferrari olmadığını da göstermekte. Elbette ki, Ferrari-Bridgestone ortaklığının geçen sezon çok başarılı olduğu söylenemez fakat Schumacherin 2004 yılındaki o müthiş performansından çok uzak olduğu da su götürmez bir gerçek.
Genel olarak önümüzdeki tabloya baktığımda, efsanenin geleceğini 2006 sezonunun belirleyeceğini düşünüyorum. İçimden geçen Schuminin Ferraride kalarak eski başarılarını yakalayabilmesi; fakat 37 yaşına gelmiş olduğunu düşündükçe bu durum biraz zor gibi gözüküyor. Bana en olası gelen durum, Schumacherin mantıklı bir seçim yaparak, zirveden yavaş yavaş inmeye başladığını görüp pilotluğu bırakması ve pistleri gençlere devretmesi. Schumacherin 2006 sezonunda başarısız olup yine de devam etmesi halinde ise karşımıza iki durum çıkıyor. Yüzde 99 olarak gördüğü Ferraride kalması ve artık ikinci pilot konumuna düştüğünde bırakması; veya en korkunç senaryo ise, yoluna başka bir takımla devam etmesi. Belki de oldukça karamsar bir yaklaşım fakat nedense Schumacherin 40ına basamak dayadığı günlerde başka bir takımda aynı başarıyı gösterebileceğini bir türlü düşünemiyorum.
Diğer yandan, çok az pilot henüz yarışırken efsane lakabını alabilir. Asıl sorun ise, ilerlediğin yolu nasıl bitirdiğinin bu lakabı etkileyecek olmasıdır. Umalım ki Schumi, bu yolu en iyi şekilde bitirsin, biz de gerçek bir efsaneye tanık olmanın mutluluğunu yaşayalım.