Kibbutzlar ve gönüllü çalişma

Seda ŞİREMBu haftaki sayımızda İsrail`de "ortak yerleşim alanı" anlamına gelen "kibbutz"lara yer veriyoruz. Geçtiğimiz yaz kibbutzta tatilini geçiren Seda ŞİREM, bu yerleşimlerin kuruluşunu, gelişimini ve bugününü okurlarla paylaşıyor

Perspektif
9 Ocak 2008 Çarşamba
Kibbutz, İbranice’de "ortak yerleşim alanı" anlamına gelen, İsrail’de kooperatif ilkelerine dayalı müstakil bir sosyo-ekonomik oluşumdur.  İsrail’in ekonomik gelişmişliğinde ve kuruluşunda önemli rol oynamıştır.
19. yüzyılın sonlarında bireysel çiftçilik yapmak ve yerleşim alanı kurmak, Filistin’deki halkın çıkardığı sorunlar ve Osmanlı’nın genel asayişi sağlamasındaki problemler nedeniyle mümkün değildi. Buna bir de kibbutzların kurulmasında etkili, sosyalist hareketleri de ekleyince en mantıklı ve güvenli olan toplu hâlde yaşamaktı; ancak kibbutzları daha iyi anlamak için İsrail’e yapılan I. ve II. Aliya’ları, bunların nasıl olduklarını bilmek gerekir.
Avrupa ve Rusya’daki Yahudi düşmanlığının artmasıyla 1880’lerde çoğunluğu Güney Rusya’dan olan 15.000 Yahudi İsrail’e göç ederek I. Aliya’yı gerçekleştirdiler ve kendilerine yerleşim yeri kurma çabasında kibbutz hareketinin ilk tohumlarını attılar. I. Aliya’ya üye olanlar dindardı ve kendilerini Siyonist olarak görüyorlardı.  İki amaçları vardı: orda yaşamak ve çiftçilik yapmak. I. Aliya’nın üyeleri çiftçilik hakkında fazla deneyimleri olmadığından hep bağışla ve Arapları çalıştırarak ayakta kalmaya çabaladılar.
20. yüzyılın başlarında kan iftiraları ve 1905 Devrimi, Rus Yahudilerini tekrar İsrail’e göç etmeye zorladı. Böylece göç edenler II. Aliya’nın parçası ve kibbutzların ilk kurucularından oldular. Kendi yerleşim alanlarını, çiftliklerini kurarken rahat işlerde kendileri; fakat daha zor işlerde Arapları çalıştırıyorlardı. Joseph Baratz, bu duruma karşı çıktı; fakat bağımsız bir çiftçi olmak o zamanın zorlu koşullarında gerçekliğe aykırıydı. Joseph Baratz yanına dokuz erkek ve iki kadın alarak, 1909 yılında, sosyalizmden de esinlenerek Filistin’de Arap kasabası Umm Juni’de ilk kibbutzu kurdu. Kendi topluluklarına "Degonya" (Degania) adını verdiler ve hayalleri kendileri için çalışıp, kendi topraklarını çalıştırmak oldu. Daha sonra bu topluluğun kurucuları tarımın ve sosyalizmin yeni açılan kibbutzlarda havarileri olmak için Degonya’yı terk etti. Diğer Aliyalarla da kibbutzlar büyümeye ve çoğalmaya devam etti.
II. Aliya ile oluşan diğer kollektif yaşam alanı ise Moşavlardır. Moşav, İsrail’de kırsal alanlarda kurulmuş olan köylerdir. Kibbutzlara benzemelerinin yanında, çeşitli şekillerde birbirlerinden ayrılırlar. Moşavlarda belli bir orana kadar özel mülkiyet sahibi olunabilir. Her aileye kendi toprak parçası verilir, gelirlerini tarımsal üretimden sağlarlar. Kibbutzlarda tarımla ilgilenen aileler toprakları kollektif olarak işleyip, elde edilen geliri de paylaşır. Moşavlarda ise tarımla uğraşan aileler sadece kendilerinin olan toprakları işlerler; ancak her biçimde de toprak mülkiyeti İsrail Devleti’ne ait olduğundan ikisi de kolektif işletme olarak kabûl edilmektedir.
Kibbutz felsefesi, hem Yahudi gelenekleri ve Yahudi dininin kurallarına göre hem de sosyalist sistemin gereklerine göre bir yapı oluşturmaktır. Günümüzde üç farklı kibbutz vardır, bunlar: Laik, ateist ve dindar kibbutzlardır. Dindar kibbutzların dışındaki, laik ve ateist kibbutzlar da Yahudi geleneklerinden kopmak istemediklerinden Şabat, Bar Mitzva gibi önemli dini kurallar yerine getirilir; ama genellikle Kaşerut kurallarına uyulmaz. Yâni etler kaşer olmasına rağmen; sütlü, etli aynı ortamda aynı gereçlerle yapılır.
Kibbutz üyeleri, Kibbutztaki tüm varlıkların ortaklaşa sahipleridir. Öte yandan, Kibbutz dışında çalışanların gelirleri Kibbutz bütçesine doğrudan aktarılır. Tüm ekonomik, sosyâl ve kültürel faaliyetler birlikte gerçekleştirilir. Gelirleri tarımsal üretime dayanır ve bunun yanında farklı yan gelir kaynakları (fabrika, balıkçılık vb.) da vardır. Kibbutzlar İsrail’de sosyâl ve toplumsal bir vazife görmenin dışında, gelişen İsrail ekonomisinin de en sağlam yapı taşlarını oluşturmuşlardır. Somutlaştırmak gerekirse, özellikle 1967–1992 döneminde 100’den fazla fabrika kibbutzlar tarafından kurulmuştur. 1960’larda kibbutzların sanayileşmeye başlaması, kibbutz üyelerinin yaşam standartlarının yükselmesini sağlamıştır. Ağırlıklı olarak tarımsal alanda faaliyet gösteren kibbutzların, bir diğer güçlü olduğu alan ise, plastik sektörüdür; ancak dünyada birbirini izleyerek yaşanan ekonomik krizler ve değer yargılarındaki değişimler kibbutzları da etkisi altına almıştır. Günümüzde kibbutzlarda çalışanların sadece %38’i kibbutz üyesidir. Kibutzlarda daha çok dışardan işçi çalıştırılmaktadır. Bu, kibbutzların kurucusu Joseph Baratz’ın görüşüne ters olsa da kibbutzlar da ayakta kalabilmek, gelir kaynağı sağlayabilmek için değişen koşullara ve hayata ayak uydurması gerekiyordu.  Her ne kadar temel felsefesinde ödün vermese de birçok kibbutzda katı kurallar günümüze göre daha yumuşatılmış, insanların şahsi bütçelerini yönlendirmelerine izin verilmiş, özel hayata tanınan serbestlik biraz daha arttırılmıştır.          

Kibbutz Bayramı
Kibbutzlar aslında sosyalist bir köyden çok, kan bağının değil hayat bağının olduğu, senin benim kavramının ortadan kalktığı, her şeyin herkesin olduğu, temel ilkenin yardımlaşma olduğu kocaman bir ailedir.
Kibbutzlar hakkında daha net bir resim oluşturmak için üç kız arkadaş gittiğimiz Kibbutz Bayramı’nı anlatmak istiyorum.
Lübnan sınırında bir tepede, dünyanın her yerinden 70 gönüllünün çalıştığı, havuzlu ve İsrail’e göre dondurucu diyebileceğim bir kibbutztaydık... Kibbutzu gezerken oldukça etkilendim. Yaşlı bakım evi, yuva, müze, süpermarket, çocuk parkı, barbekü alanı, havuzuna kadar kendilerine ufak bir dünya yaratılmış ve her şeyi ile kibbutz sakinleri ilgileniyor. Turun sonunda bize bir oda dolusu kıyafet sunuldu, çok şaşırdık ve ortaklığın bu kadarını da beklemiyorduk; ama bunu yaşamadan öğrenmek imkânsızdı.
Kibbutzta ağırlıklı kazanç tarım olmasına rağmen tarla dışında da fabrika, gönüllü binaları, yaşlı bakımevi, kreş, çamaşır odası, tuvaletler, bahçe, yemekhane ve mutfak gibi çalışmak için birçok farklı iş seçeneği bulunmaktaydı...
İsrail’in her yerinde olduğu gibi kibbutzta da Şabat günü çalışılmıyordu. Aileler genelde kendi pişirdikleri veya yemekhanenin kapısından gelip aldıkları yemekleri evlerinde yiyorlardı; ama Şabat akşamı herkes en güzel ve bakımlı hâliyle, bütün kibbutzlularla birlikte Şabat sofrasında Şabat’ı kutlamakta... Haftada bir Şabat akşamı bar gecesi yapılıyordu. Ufak mütevazı bir bar; ama yeterliydi. Bar kibbutzniklerle gönüllülerin iş dışında bir araya geldiği ve kaynaştığı tek yerdi. O ufacık bar yorucu bir hafta sonunda çok şey ifade ediyordu.
Kibbutz eğlencenin yanında da insana birçok şey katıyor. Birçok farklı kültürle tanışıp dünyanın her tarafından arkadaş ediniyorsunuz. Ufkunuzu genişletip, sizinle aynı gelenek ve kültürden olmayan insanlarla ortak noktada buluşmayı, birlikte eğlenmeyi öğreniyorsunuz. Yardımlaşmanın tek taraflı da olabileceğini, her verdiğinizde almak gerekmediğini görüyorsunuz.
Siz de böyle bir hayat tecrübesi edinmek isterseniz sadece uygun olduğunuz bir anda gitmek isteyin ve ertelemeyin. Tek yapacağınız Tel Aviv’deki Kibbutz Office’le iletişime geçmek ve gitmek.


Daha fazla bilgi için:
http://www.kibbutz.org.il/eng/welcome.htm