Beklenen gün geldi.. Ve teknopark Türkiye`de!!!

Nur ŞAUL BAROKASBetül BENARDİTİ BİLMENTeknopark zincirinin son halkası olan, Gebze Organize Sanayi Bölgesi (GOSB)`nde kurulan, Türkiye`nin ilk üretim odaklı teknopark projesi, İsrail`deki 5 teknopark sahibi Stef Wertheimer tarafından hayata geçirildi. 20 Aralık Salı günü açılan, Üretim Odaklı GOSB teknoparkı kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı

Ekonomi
9 Ocak 2008 Çarşamba
Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Adım Stef Wertheimer, İsrailliyim, mesleğim endüstriyel park kurmak. Bugün burada, Gebze’de kurmuş olduğum endüstriyel parkın açılışı için bulunmaktayım. 1982 yılından beri  İsrail’de beş endüstri parkı kurdum. Hayatımı İsrail’in ekonomik bağımsızlığını geliştirip komşularıyla barış içinde varolmasına adadım. Bunu politikayla olduğu kadar, ortak projelerde birlikte çalışarak, ortaklıklar kurularak yapılacağı inancındayım.

Bu parkın Türkiye’deki diğer teknoparklardan farkı nedir?
Türkiye’de bugün toplam 15 park bulunmaktadır. Bu parkı, diğerlerinden ayırt eden en önemli özellik, endüstriyel yolla işgücü sağlamaya yönelik oluşudur. Diğer parklar, işgücü yaratmayı hedeflese de, onlar kısıtlı sermaye ile araştırma geliştirmeyi temel alırlar. Kurulan tüm parkların iki amacı bulunuyor: Birincisi işgücü yarartmak; İkincisi araştırma geliştirmeyi bir üniversite ile ortak olma yoluyla desteklemek.
Çünkü, üniversitelerle birlikte çalışarak sadece bir ürün geliştirmiyoruz, o ürünün satış kanalına da girerek, gençlerin yeni girişimler yapmasını sağlıyoruz. Burada, İsrail’de yapmış olduğumuz modelleri örnek aldık.

İsrail’deki teknoparklar hakkında bize kısaca bilgi verebilir misiniz?

Birinci park, İsrail’in kuzeyinde bulunan Tefen’de yer alıyor. İkinci ve üçüncü kuzeyde Tel’hai ve Galilee Dalton’da bulunuyor. Diğerleri ise  Lavon, Negev ve Omar’da yapılmıştır. Teknoparkların hepsi şehir dışına kurulmuştur, yalnız Omar Berşeva yakınlarındadır. Şehir dışında kurulmasındaki amaç yeni bir alanda işgücü yaratmak, tarıma dayalı işgücünü endüstriye yöneltmektir.
Bu parklarda, yeni kuşak girişimcileri teşvik etmek amacıyla, onların yararlanabileceği kuluçka tesisleri bulunmakta, yerleşim birimleri, parklar, kültürel tesisler, okullar ile çevre daha kullanışlı hale getirilip güzelleştirilmektedir.
Aynı zamanda, özellikle teknoparklardaki insanların yarısı Arap yarısı Yahudi ve onların birlikte çalışarak bir anlamda barışı yaratmada katkıda bulunduğuna inanıyorum. Burada herkese eşit fırsatlar tanıyarak, belki de özel çabalar sarfederek yeni sanayiler, yeni hedefler oluşturmalarını sağlıyoruz.

Bu teknoparklarda hiç Filistinli ve İsrailli ortaklıklar oluyor mu?

Şimdiye kadar yapılan ortaklıklar İsrailli Araplarla oluyordu. Garba Bölgesi’nde benzer bir park yapma çabasındaydık fakat intifada yüzünden bu proje askıya alındı.

Bireysel başarı örneklerinden birkaç tanesinden bahseder misiniz?

Dürzü bir bayandan bahsedeyim, adı Gamila. Gamila evinde zeytinden sabun yapıyordu. Gamila’nın iki oğlu vardı, iş bulamadıkları için yurtdışında iş aramaya başladılar. Gamila bize gelip, ‘Biz de teknopark’a katılabilir miyiz?’ diye sordu, Teknoparkın sadece bilgisayar yazılımları veya yüksek teknoloji ürünleri için kullanılabileceği konusunda bir endişesi vardı. Biz de ona teknoparkta bulunmak için böyle bir gerekçenin olmadığını söyledik. Burada sabunlarını üretip ihraç edebilir ve hem kendi hem başka insanlara işgücü sağlayabilirdi. Gamila, bunu üzerine parka katıldı. Ona bir bina verdik ve oğullarını da yanına alarak bu işe koyuldu. Oğulları, sabunun pazarlamasını yapmaya başladı ve dünya pazarına girmeye başladılar. Gamila bugün Yahudilere, Hıristiyanlara ve  Müslümanlara iş imkanı sağlamaktadır.
Buradaki  farklı dinden, kültürden veya ülkelerden gelen insanlar politikayı bir kenara atıp işe odaklanmaları. Bir başka başarı öyküsü ise Filistinliler ile ilgili. Filistinlilrin sattıkları en önemli ürünlerden biri zeytin. Zeytin satarak ihracat kapıları açılabilir; rekabet açısından uygun fiyat sağlama, daha kaliteli zeytin üretme gibi konularda bilgilenebilirler.
Japonlarla konuştuk. Onlara yardım etmeyi kabul ettiler Biz de Japon Hükümeti’nden Filistinlilere Japonya’da satılabilecek kalitede zeytin yağı üretme konusunda yardımcı olabilmeleri icin gelmelerini istedik. Japon Hükümeti gelirken beraberinde süpermarketlerde yetkili iki kişi ve bir de uzman profesör getirerek nasıl daha kaliteli zeytinyağı elde edilebileceğini öğrettiler. Süpermarket yetkilileri de istenilen kalitede üretildiği takdirde zeytin yağlarını onlardan ithal edebileceğini bildirdi. İşte biz bu şekilde ortaklıkların kurulmasını destekliyoruz, dünyanın bir ucunda Filistin öbür ucundaki Japon Hükümeti’yle işbirliği yapılabileceğini kim düşünebilir?

Teknopark’ın hedefi nedir?

GOSB teknopark, Türkiye’deki ilk üretime de odaklanan teknopark modelidir. Girişimcilerin projelerinin geliştirilmesi için, başta Sabancı Üniversitesi ve Kocaeli Üniversitesi olmak üzere tüm ülkeden ve dünyadaki nitelikli insan gücünü girişimcilerle buluşturup bir işbirliği sağlama hedefindedir. Burada iş imkanı yaratıp, Türkiye’nin bu konuda rekabetçi gücünü artırma, Türkiye’den yurtdışına giden beyin göçünü engelleme, araştırmacı ve vasıflı kişilere iş imkanı yaratma, küçük ve orta ölçekli işletmeleri ve girişimciliği destekleme amacındayız.
‘Burada neden yer almalıyım’ diye soracak olursanız; burada iş imkanı, fırsat, yenilik, ihracat var ve hepsi Türkiye ekonomisine büyük katkı sağlar. Biz Türkiye’nin iş gücü potansiyeline inanıyoruz ve Türkiye’nin dünya pazarında başarılı olmasını istiyoruz. Aksi takdirde, bu parkın hayata geçirilmesi için bu kadar çok zaman ve çaba sarfetmezdik. Burada Sabancı Üniversitesi’nin Tel Aviv Üniversitesi ile yerel girişimcileri eğitmek ve onlara destek sağlamak için kapsamlı eğitim programları olacak. Amacımız, Türkiye’deki potansiyelin burada kalıp başarmasını ve ülke ekonomisine katkıda bulunmasını sağlamak.

Son olarak bu teknoparkta yer alabilmek için neler gerekiyor?

Burada yer alacak girişimcilerin iki önemli soruya cevabı olması gerekiyor:  Birincisi: satmayı düşündüğünüz ürünü üretebilecek misiniz; bir başka deyişle rakiplerinizi biliyor musunuz ve  bu ürünü onlar kadar iyi yapabilecek misiniz? İkincisi: bu ürünü satabilecek misiniz?
Burada yer alan girişimciler bir ürün üretiyorlar, para kazanıp başarılı olunca  işi büyütüp, daha büyük tesislere geçiyorlar. Onların yerine yeni girişimciler geliyor. Biz zaten onların burada belli bir süre boyunca olmalarını istiyoruz, sonsuza kadar kalmalarını istemiyoruz. Tabi ki yeni ürün yapabilmek için tekniği öğrenmek, ar-ge yapmak gerekiyor. Fakat önce benzer bir ürün baz alınarak yapılabilir. En önemlisi ürününüzü sevmeniz, pazarı sevmeniz. Biz burada büyümek isteyen, hırslı, yapacağı işe gönülden inanan ve bunun için çalışan girişimcileri bekliyoruz.