Hamas yetkililerinin merkezlerini Şamdan Ammana taşıma konusunda talepte bulundukları Ürdün resmi kaynakları tarafından doğrulandı. Aynı kaynaklara göre, Ürdün yerel olmayan bir politik hareketin kendi topraklarında etkinlik göstermesine izin veremeyeceğini, Hamas görevlilerinin Ammana dönüşünü, örgütten istifa etmeleri şartıyla kabul edebileceğini bildirdi.
Resmi olmayan kaynaklara göre Hamas, Mısırdan da benzer bir talepte bulunmuş fakat reddedilmişti.
Hamas, Suriyeye yerleşmeden önce Ürdünde faaliyetlerini sürdürmekteydi. Fakat 1999da Kral Abdullahın üst düzey örgüt yetkililerini sınır dışı etmesi üzerine, örgüt ofislerini Katar ve Suriyeye taşıdı.
Hamasın tekrar kendine yeni bir merkez arayışı, Suriyenin Lübnan Başbakanı Refik Haririnin öldürülmesinin ve Birleşmiş Milletlerin bu konu üzerindeki soruşturmasının ardından uluslararası baskı altında kalması nedeniyle başladı. Örgüt, Suriyenin üstündeki uluslararası baskıyı azaltmak amacıyla halen Şamda konuşlanmış Hamas ve İslami Cihat örgütlerinin ülkeyi terketme talebinde bulunmasını bekliyor.
Hamasın politik liderleri yıllardır Şamda bulunmaktaydı. Hamas ve İslami Cihat örgütlerinin ofislerinin İsraildeki militanlarına talimat verdiği ve maddi destekte bulunduğu biliniyordu. Fakat Şam resmi olarak bu merkezlerin örgütün "halkla ilişkiler" ofisleri olduğunu bildirmekteydi. İki sene önce, İsrailde yapılan terörist saldırıların arkasından ABD baskısı ile bu ofisler resmi olarak kapatılmış fakat gerçekte faal olarak varlıkların sürdürmekteydi.
Öte yandan İsrail Güvenlik güçleri Suriyenin düştüğü uluslararası krizin, örgüt merkezleri ile İsrail içerisindeki militanları arasındaki ilişkiyi de etkilediğini bildirdi. Daha bu Şubatta İslami Cihad örgütünün Tel Avivde beş kişinin ölümüne neden olan saldırısının ardından İsrail bu saldırınınn Şamdaki İslami Cihat örgüt merkezinden planladığına dair istihbarat raporlarını Batı hükümetlerine sunmuştu. Fakat yakın zamanda Şamdaki merkez yapılacak saldırıların sadece genel zamanını ve temel kurallarını belirleyip, geri kalan kararları ise eylemi yapacak hücrelere bırakarak El-Kaide tarzı bir yönetime geçti.
Geçen hafta İsrail Güvenlik Güçlerinin Hamas militanı Fevzi el-Karayı öldürmesinden sonra, örgütün durgun olmasının hem Suriyenin, hem de Filistin Özerk Yönetimi ve diğer İslami örgütlerin bu sıralar şiddet eylemlerinin sorumluluğunu almaktan kaçınmalarından kaynaklandığı, örgütün doğrudan sıcak çatışma yerine Gazze Şeridi ve Batı Şeriaya militan yollayarak bölgedeki durumu kızıştırmayı tercih ettiği düşünülüyor. Örneğin bu hafta İsrail İstihbarat Servisi; İsraile Mısır ve Gazze Şeridi üzerinden sızıp Ceninde Kassam füzesi imalathanesi açmaya çalışan üç "Halk Direniş Komitesi" militanını yakaladı. Bu örgütün Hamasın alt kuruluşu olduğu düşünülüyor.
Örgütün bu tarzda faaliyet göstermesi de hem Suriyenin doğrudan suçlanması, hem de İsrail istihbaratınının saldırıları önceden haber almasını zorlaştıran bir durum oluşturdu.