Kiş soğuğunda evinizde `Baroque` eğilimler...

Jasmine FRESKOGenellikle tiril tiril giyinip dolaşamayacağınız bir mevsimdir sonbahar. Sonbahar cesaret ister, üstümüzün başımızın hiç beklemediğimiz bir anda ıslanacağını, çamurlanacağını, saçımızın başımızın dağılacağını, hatta üşüteceğimizi bilerek Bağdat Caddesi`nde dolaşma

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba

Nancy AZARBAT, İç Mimar

1800’lerin Eklektisizm’ini; belirli bir stilin kendi döneminden farklı tekrar yorumlanmasını,ilk olarak 1700’lerin ikinci yarısında Neo-klasik stil adıyla dönem evlerinde, Herkülanyum ve Pompeii de görmeye başlıyoruz. Klasik değerlere dönüş antik şehirlerin tekrar bulunuşu ile parlıyor

Pompeii ve Herkülanyum şehirlerinde yaşamış olan varlıklı ailelerin duvarlarını süsleyen freskler, yüzyıllar sonra Avrupa sosyetesinin yeni stil arayışına yeniden hatırlanmış cevap niteliğinde bulunuyor. Keşiflerin tadına doyamayan sosyete Neo-clasiği takiben gelen Ampir dönemde de o zamanın çok amaçlı yatak veya çalışma masası olan valizleriyle ve uşaklarıyla keşfe gittikleri Mısır seyahatlerinin etkilerini dönüşte evlerine mobilyalarına taşımayı ihmal etmiyorlar. Koltukların kolçakları heykelimsi bronz parçalarla süsleniyor.  Daha önceki görkemli Fransız stillerinde döneme ad veremeyen Turquarie ve Chinoserie evlerde aksesuarları, maksimum Osmanlı Sarayı stilinde döşenmiş tek bir oda ile şatolarda yer alabilirken bu sefer tüm stile adını verme cürretinde bulunabiliyor.18.yy da Neo-klasikle başlayan bu akımlar kendi döneminde safça kullanıldığı tarzlarından bize sadece küçük bir tad bırakabiliyorlar.
19. yy.’ın ikinci döneminde kiliselerde neo-gotiği; opera binalarında rokokoyu; orta sınıf evlerinde geç barok veya rönesansı, mahkemelerde neo-klasiği ve daha nice tek bir tarihi koca bir yüzyıla sığdırılmaya çalışılmış buluyoruz.
"Atlı karınca dönüyor, dönüyor
Dünya durmadan dönüyor, dönüyor
Birtek dönmeyen bana sensin
Bekliyorum hep sen neredesin’’ deki gibi, giyim dünyasında da, tasarımda da eski; makyaj yapıp karşımıza yine yeniden çıkmaya devam ediyor. Eski zaman sevdiklerimde güzelim gül oymalı ahşap sandalyeleri ne zamandan beri atlı karıncaya binip gelecekler diye merak ediyorum. Atlıkarıncayla dönerek gelen başka şeyler de var bu sezon. Sanki aristokrat bir kışı yüklemişler atlıkarıncaya, kışlık evlerimizi şenlendirsin diye. Dönüyor taşıyor..dönüyor taşıyor..İçinde coco halılar yerine antika Ferhan halılar, ahşap jaluziler yerine  Fransız dantellerini görüyoruz romantik pencerelerimizde .İçeride şöminenin yanıbaşında otururken kuğu gölü çalıyor döne döne...
Şimdilerde ise eskiden kalma ahşap oymalı vişne cilalı veya varaklı sandalyelerinizin cilalarını söktürüp, natürel veya patine meşe cila ile yeniliyorsunuz. Döşemecinize ketenden, satenden veya kadifeden seçtiğiniz kumaşla üzerlerini yeniletiyorsunuz. Yenilenmiş gül oymalı FrenchCountry sandalyelerimizi antrede, salonda, misafir odalarında dilediğiniz yere koyup seyre dalıyoruz. Yüzyılların geçişinin bugüne ait olmasını Phillipe Starck yine durduramamış. 14. Louis sandalyelere sihirli değneğiyle dokunup pleksiye dönüştürmüş, sırf aristokrasimizi modern evlerde de devam ettirelim diye. Yeniden yorumlanan 14. Louis sandalyeler anti-antika severlere cevap niteliğinde modernizmin vazgeçilmezleri arasında yerini aldı bile. Siz misiniz antika evime sokmam diyen “Louis ghost”lar ofislerde mutfaklarda, salonlarda heryerde.
Son olarak peşine düşmeniz gereken  kristal aplikleri eklemeden geçemeyeceğim. Tavan arasında sakladığınız anneannenize ait herşey salonlarda. Gümüş tepsilerinizin misafir servis ve tabaklarınızın özel günleri bekleme zamanı çoktan gerçmişte kaldı. Evinizin yeni misafirleri sizsiniz artık . Rönesansta evde mobilyaların lüks kabul edildiği günler gibi sandalyeler nasıl duvar diplerinden ortalara çekildiyse, misafirlere gösteriş için alınan her parça sizleri sevindirmek üzere kullanılmaları adına ortaya çıkıyor.
Kış kapıdan burnunun ucunu göstererek daha başında olduğunu da hatırlatsa, tıpkı buzlar kraliçesi masalının sonunda gözyaşlarıyla eriyen kraliçenin buz tutmuş kalbi gibi kışın da yerini ilkbahara bırakacağını yüreğinin taa derinliklerinden bilir.