Seattle`li konuklardan İstanbul`a nostaljik bir gezi"Köklerimizin yeşe

Tamara PURAtaları 1920 yılında İstanbul`dan göçüp ABD`nin kuzeybatısında Seattle`a yerleşen bir Yahudi ailesi, köklerini araştırmak, düşlerindeki anıları yeniden canlandırmak üzere İstanbul`a geldiler. Tekirdağlı İzaac Azose, Albert S. Maimon, Marmara Adalı Lily Da Jaen ve diğerleri ile "bir zamanlar"ı andık bu söyleşide&

Kültür
9 Ocak 2008 Çarşamba
Atalarınızın göç öyküsünü anlatır mısınız? Yıllar sonra bu yolculuğa çıkmaya nasıl karar verdiniz?
A.Maimon- "Ben Seattle Washington’da doğdum, babam Bursa’da. Tekirdağ’a yerleştiler. Dedem Rav Abraham Maimon Tekirdağ’da hahamdı. Annem Rodos’tan gelmişti. Dedem 1924 yılında Seattle’da haham olmak üzere davet aldı. Ve Seatle’a yerleştiler. Ailem bize buradaki yaşantıyı anlatırdı. İçimizde hep bir özlem vardı. Seattle’daki Türk Konsolosu Can Ufuk Gökçen, Türkiye’den göç eden Sefaradlar ve Amerikalılar arasında çeşitli kültürel etkinlikler düzenler. Konsolosun katkıları ile Sefarad Kültürü, Türkiye Mirası adı altında Türkiye’ye bir yolculuk yapmaya karar verdik."

İzaac Azose siz Türkiye’deki yaşantıyı nasıl buldunuz? Seattle’a yerleştikten sonra geleneklerinizi sürdürdünüz mü?
"Buradaki geleneklerle bizim yaşantımız çok örtüşüyor. Seattle’da iki sinagog var. Duaların makamları farklı, sözler tabii hep aynı. 1974’te İstanbul’a geldiğimde Tekirdağ’a gitmek istediğimi söyledim. Bana; ‘Sen orayı unut, yaşadığımız dönemden bir şey kalmadı’ dediler. Gerçekten de hiçbir şey bulamadım.
1991’de ABD Sefarad Cemaati’nin Los Angeles’teki yıllık kongresinde bulundum. Kongrede İspanyol vatandaşlığına kabul edilişimizi kutlamak üzere İspanya’ya gitme önerisi yapıldı. Bu öneriye yanıt olarak 500. Yıl Vakfı Başkan Vekili Naim Güleryüz, verdiği konferansların birinde; ‘Topraklarından kovulduğumuz İspanya’da buluşmak yerine, bizi bağrına basan İstanbul’a gidelim. İspanya’ya gitmek bir anma (Kadiş), oysa İstanbul’da buluşmak bir kutlamadır (Kiduş)’ dedi. 1992’de 500. Yıl Vakfı kutlamaları için İstanbul’a geldim. Yaşım 75. Seattle’da Boeing Şirketi’nde 45 yıl sistem analisti olarak çalıştım. Ailem 1924’te Seattle’a göç etti. Türklerin sinagogunda 44 yıl hazanlık yaptım.

Lily Da Jaen, Eugene Normand, sizlerin Marmara Adası’na ilk gelişiniz. Nasıl etkilendiniz?
Lilly Da Jaen- "Büyükannem Lili Polikar, Marmara Adası’nda yaşadı. Ailem 1920’de ABD’ye göç etti, orada büyük dayım  Jack Polikar ile buluştu. Büyük dayım Jack, Seattle’a Shlomo Calvo ile gitmişti. Calvo ailesi de Marmara Adası’nda yaşamıştı. Bir zamanlar bu adada dut ağaçları çokmuş, kozalardan ipek büküp dokunurmuş. Beyoğlu’ndaki İpek Mağazası adada yaşayan Calvo Ailesininmiş.
Babam Tekirdağlıydı. Babası Hayon Şemerya Jaen Tekirdağ’da öğretmendi. Ona ‘haham ol’ dediklerinde çocukları çok sevdiğini öğretmen olmak istediğini söylemiş. Marmara Adası’nda kendimi evimde hissettim, insanları misafirperver ve dost canlısı. Dedelerimden hiç biri hayatta değil, adada dantel ören iki kadın gördüğümde onları anımsadım. Biz Seattle’da Türk geleneklerimizi sürdürüyoruz. Orada bize; Çanakkaleli, İzmirli, Bursalı, Marmaralı derler."
Eugene Normand- "Türkiye’den Seattle’a göçen ilk nesil çoğunlukla zanaatçıydı. Bazıları toptancı, balıkçı, bir kısmı da mefruşatçıydı. Geçim derdi nedeniyle öğrenim görememişlerdi. Onların çocuklarının çoğu üniversite eğitimi gördüler, doktor, avukat, mühendis gibi meslek sahibi oldular. II. Dünya Savaşı sırasında Bikur Holim’in aralarında iki de kadının bulunduğu 120 üyesi ABD ordusunda askerdi. Dördü savaşta şehit oldu."

Seattle’daki Yahudi Cemaati’nde asimilasyon sorunu var mı?
Nancy Geiger- "Çoğunluğu Rodos ve Türkiye’den göç edenlerden oluşan geniş bir cemaat var. Ben Sefarad değilim ama bu grupla Türkiye’ye gelmek istedim. Türkiye Yahudi cemaati ile ABD Yahudi cemaatinin benzer sorunları var. Toplumlar mesleki açıdan ve eğitim açısından geliştikçe Yahudi kimliğini korumak zorlaşıyor. Çağdaş olmak ve Yahudi kalabilmek… 21. yy Yahudilerinin en büyük mücadelesi bu.
Bizde asimilasyon var. Sefarad bireyler %15 oranında Yahudi olmayanlarla evlilik yapıyor. Bunun yanı sıra, Yahudiliği seçip çocuklarını Yahudi olarak yetiştiren bir kesim de var."
Seattle’dan gelen konuklar, Türkiye’de Yahudi cemaatinden büyük yakınlık gördüklerini, kendilerini kabul eden Hahambaşı Rav İsak Haleva’nın engin bilgisinden yararlandıklarını, 500. Yıl Vakfı Başkan Vekili Naim Güleryüz ile Musevi Cemaati Başkan Vekili Lina Filiba tarafından çok güzel ağırlandıklarını dile getirdiler.