Ladino Yaz Kursu öğrencileri gazetemizdeydi

Nelly BAROKAS4 - 14Eylül tarihleri arasında gerçekleşen Ladino Yaz Okulu kursu başarı ile sona erdi. İsrail Ben Gurion Üniversitesi`ne bağlı Moshe David Gaon Judeo-Espanyol Kültürü Merkezi, İstanbul Bilgi Üniversitesi ve Osmanlı-Türk Sefarad Kültürü Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen Ladino Yaz Kursunun dil sınıfı

Kültür
9 Ocak 2008 Çarşamba
İki ülke gençlerinin tanışma olanağı bulduğu bu kursta Türk öğrenciler büyükannelerinin konuştuğu Ladino’nun bir üniversitede öğretilecek kadar önemli bir dil olduğuna, bu dilin  dilbilgisine ayrıca bunların öğretilebilmesi için kitapların bulunduğuna tanık oldular. Derslerde sıkılacaklarını düşünüp gelenler ise (biraz kalıp sonra kaçmak amacıyla) o kadar eğlendiler ki, değil bir saat sonra kaçmak, kursun bütününe kaldılar!
Kursun öğretmeni Dr. Eliezer Papo durumu şöyle özetledi: "İsrailli öğrenciler buraya daha önce bütün bir sömestr başlangıç kursunu okuyup geldiler ve tabii grameri ve dilbilgisi kurallarını iyi biliyorlar; ama bu bilgi onların rahat konuşmasına yetmiyor.  Türk öğrencilerde ise gramer bilgisi yok. Ama onların en büyük avantajı, farkında olmadan kulaklarının dolu olması, bu da  çok daha çabuk bir şekilde gramer kurallarını uygulayıp konuşmalarına sebep oluyor.  Tabii buna kendileri de şaşırıyorlar!"
İlk gün dilleri tutulmuş bir halde tek kelime bile edemeyen Türk öğrenciler ikinci günden itibaren dillerinin çözüldüğünü fark edip çok sevindiler. Bunun üzerine bu kurs bittikten sonra devam etmek istediklerini beyan ettiler ve açılacak bir kursun iş ve okul saatleri dışına alınması durumunda en az 50 gencin ilgilendiğini belirttiler. Bu ilgi üzerine Cervantes Enstitüsü Müdürü Dr. Pablo Martin Asuero, kendi kurumlarında bir Ladino kursu açılabileceğini ve bunun için hiç bir engel olmadığını söyledi. Açılacak bir Ladino dil kursunun yanı sıra ilgilenenler için ayrıca Türkçe olarak verilecek bir Sefarad kültürü kursunun da açılabileceğini belirten Asuero, Ladino dil ve kültürünün İspanyol dil ve kültürünün bir parçası ve variyantı olarak kabul edildiği için bu konuda Cervantes Enstitüsü’nün tam desteğini verebileceğini söyledi.
Ladino Yaz Okulu’nun bir diğer sınıfı da Prof. Tamar Alexander’ın kültür ve folklor sınıfı idi. Bu, İsrail’de başlayan dersin alan çalışmasının yapılacağı bir kurs olduğu için sadece Ben Gurion Üniversitesi öğrencilerinin katılımıyla gerçekleşti.  Türk Musevi cemaati üyeleri ile "görüşmeler" olarak planladıkları alan çalışmalarında son derece yardımsever olan toplumumuz üyelerinden birçok şeyler öğrendiklerini ve kendi yaşıtları ile de hemen kaynaştıklarını belirten öğrenciler bu kursun  son derece faydalı olduğunu söylediler.
İlk kez bu yıl gerçekleştirilen bu tip uluslararası projelerin devam etmesinin şart olduğu bu yılki kursun başarısından anlaşıldı. Diğer ülkelerde yapılanlardan bizim insanımızın birebir haberdar olması kendi kültürümüzün değerinin anlaşılmasına ve bundan gurur duymamıza sebep olmakta. Özellikle gençlerimizin ilgisi, 500 yıllık kültürünü kaybolmaktan kurtarmaya çalışan bizler için büyük bir sevinç kaynağı oldu.

Öğrencilerin izlenimleri...
Prof. Tamar Alexander’in kültür ve folklor öğrencilerine gazetemizin geçmişi, amacı ve yapısı hakkında bilgi verdik ve sorularını yanıtladık. Ardından Ladino lisan kursunun İsrailli ve Türk öğrencileri ile birlikte öğretmenleri Dr. Eliezer Papo’yu konuk ettik.
Tümü Ben Gurion Üniversitesi öğrencileri olan İsraillilerden biri dışında hiçbiri Ladino konuşulan bir ailenin mensubu değildi, kursa katılma amaçları salt bu lisanı öğrenmek ve kültürünü yakından tanımaktı. Türk öğrenciler ise kendilerine aktarılmayan atalarının lisanına ilgi duymaktaydı. Tamamladıkları Ladino yaz kursu konusunda bazı öğrencilerin izlenimlerini aldık.
Raveh Eytan: "Bizler bu yaz kursunun dil ağırlıklı olacağını düşünmüştük, oysa lisan eğitiminin yanı sıra bir kültür aktarımı şölenine dönüştü. Lisanın gerisinde yatan kültür ve gelenekleri öğrendik."
Revital Halbi: "Üniversitede Ortadoğu konusunda eğitim görüyorum. Burada lisan öğreniminin yanı sıra Yahudi yaşamını da yakından gözlemleme olanağını bulduk. İlerde Ladino eğitimimi geliştirmeyi planlıyorum."
Meital Elişa: "Dünyanın çeşitli ülkelerinin Yahudi toplumlarını tanıma fırsatım oldu. Türkiye Yahudi toplumunun ne denli kenetlenmiş bir durumda olduğunu ilgi ile gözlemledim. Kursun Türkiyeli gençleri ile bir araya geldiğimizde biz İsraillilerin Sefarad kültürü ve geleneklerini onlardan daha iyi bildiğimize üzülerek tanık oldum. Ne denli değerli bir mirasa sahip olduklarının bilincinde değiller."
İnbal Ahrak: "Eliezer Papo İsrail’de gördüğümüz Ladino kursunda bize deyim ve atasözlerinden örnekler de vermişti. Ancak havada kalan bu bilgiler İstanbul’da Karen Gerson Şalhon ile karşılaştığımızda hayatiyet kazandı."
Aviad Moreno: "Burada Ladino’nun hala işlevsel olduğunu gördüm. Benim için olağanüstü bir deneyim oldu. Ben gelecekte de bu lisanda eğitimimi geliştirmeye ve Ladino’nun yaşatılması yönünde çalışmaya karar verdim."
Stella Rak: "Bu kursa lisan eğitimini, özellikle de Ladino’yu çok sevdiğim için katıldım. Henüz ilk derse katılmamla önüme geniş ve zengin bir kültürün kapılarının açıldığı izlenimini edindim. Türkiye’de yaşlıların bu lisana çok bağlı olduklarına, gençlerin de ilgi duymaya başladıklarına tanık oldum. Bu lisanın yaşatılması için çalışmaya gönüllüyüm."
İsel Horada: "Kursa ilgi duymamın nedeni ailelerimizin konuştuğu bir dil olması. Bize aktarılamamış olması, bizden sonraki nesillere de aktarılamayacağı anlamına geliyor. Bu kursta kaç sözcük öğrendimse bana kardır diyorum. Kültür ve geleneklere bağlı kalma isteği lisanı öğrenme konusunda itici güç oldu."
Arie Gözlüklü: "Bence gençlerden bu lisanı öğrenmeye büyük ilgi var. Katılım daha çok olabilirdi ama gençler çalışıyor, zamanları müsait olmadı. Kursa katılım sebebim aileden gelen kültürel bağlar, biraz da merak. Öğretmenimiz Eliezer Papo gibi genç birinin bu lisanı konuştuğunu görmek kafamdaki o ölü lisan imajının tamamen değişmesine sebep oldu. Bu beni çok etkiledi ve motivasyonumu arttırdı. Gözlemlerime göre ortak bir dil olmadan kültür ve gelenekleri devam ettirmek, ortak paydayı yakalamak zorlaşıyor."
Gülay Faraci: "Zengin bir kültürümüz var. Bu kültürümüzü yaşatmak istiyoruz. Lisanımız çok  fazla konuşulmadığı için maalesef kitaplarda ve şarkılarda kalıyor. Bu lisanın gençlere iletilmesi gerektiğini düşünüyorum."
İsrailli ve Türkiyeli öğrenciler "Ladino öğrenme isteği"nin aralarında ortak bir nokta oluşturduğunu,  ifade ettiler.