Tarihe farkli bakiş açilari…

Nelly BAROKASGünümüzde İsrailli araştırmacı/tarihçiler -resmi tarihçiler dışında: Geçmişe eleştirel bir bakış açısı ile yaklaşan "Yeni Tarihçiler", İsrail toplumunu şiddetle eleştirerek, yazdıkları ile tabuları yıkıp polemiklere yol açanlar ve Antisiyonist ideologlar olarak sınıflandırılabilir

Kültür
9 Ocak 2008 Çarşamba

Bugün İsrail’de Kudüs, Tel-Aviv, Bar-İlan, Ben-Gurion ve Hayfa olmak üzere beş büyük üniversitenin yanısıra ülkenin her tarafında akademik eğitim veren kolejler bulunmaktadır. Eğitim kalitesi açısından oldukça yüksek düzeye sahip bu kurumların eğitim  kadrosunda yer alan çok sayıda tarihçi öğrencilere verdikleri kursların yanısıra araştırmalarını yoğun şekilde sürdürerek kitaplar ve makaleler yayınlıyorlar. İsrail’deki üniversite sistemi Amerikan modeli üzerine kurulmuş olduğundan, kariyerlerinde ilerlemek isteyen öğretim üyeleri çok sayıda yayın yapmak zorunda.
Öğretim üyeleri araştırmalarının bir bölümünü İbranice’nin dışında İngilizce, Fransızca ve farklı   lisanlarda hazırlıyorlar. Bu araştırmacı/tarihçilerin bir kesimi çalışmalarını Yahudi halkının, siyonizm ve İsrail devletinin yakın tarihi konusunda yoğunlaştırmaktalar. Bu yayınlarda -bir zamanlar olduğu gibi- artık; "Palmah’ın cesur savaşçıları acımasız düşmana karşı haklı bir zafer kazandılar" veya "Bizi denize atmayı isteyen silahlı Araplar, geriye bakmadan kaçtılar" ya da "Ben Gurion’un öngörüsü ve cesareti sayesinde ülke gelişti ve ezilen Yahudiler için huzurlu bir yuvaya dönüştü" türünden anlatımlara rastlanmıyor.
1950’li ve 1960’lı yıllarda üniversitelerin bu amaca yönelik hareket ettiği, tarihçilerin gözlemci olmak yerine siyonizmin etkin oyuncuları olmayı yeğledikleri bir dönem olmuştu. Ancak o dönemden sonra İsrailli araştırmacıların bir bölümü bu tutumlarından sıyrılarak kendilerini ilgilendiren her konuda yazmaya, herşeyi açıkça konuşmaya, bazı şeyleri de yalanlamaya başladılar.
Bugün İsrailli araştırmacı/tarihçileri resmi tarihçiler dışında: 1-Geçmişe eleştirel bir bakış açısı ile yaklaşan "Yeni Tarihçiler", 2- İsrail toplumunu  şiddetle eleştirerek, yazdıkları ile tabuları yıkıp polemiklere yol açanlar. 3-Antisiyonist ideologlar olarak sınıflandırabiliriz.
1987񮖔’den itibaren bugün Ben Gurion Üniversitesi öğretim üyesi olan Prof. Benny Morris’in başkanlığındaki bir araştırmacı ekip İsrail tarihinin önemli dönemlerinde belirleyici ve etkili olan  mitleri yeniden sorgulamaya başladılar. Bu tarih araştırmacıları kendilerini "Yeni Tarihçiler" olarak adlandırdılar.
Araştırmalarının ana konusu, İsrail’in Özgürlük Savaşı (1948񮕭) oldu. Çalışmalarının en çarpıcı sonucu, Filistinlilerin büyük göçüne sebebiyet veren tetikleyici olaylardı. Şöyle ki resmi tarih; Tsahal’in bu göçte hiçbir sorumluluğu olmadığını, Filistinli liderlerin Arap halkını bu toprakları terk etme çağrısında bulunduklarını yazarken, Benny Morris ve ekibi belgesel kaynaklara dayanarak Filistinli Arapların gidişinin çok çeşitli sebepleri olduğunu, en önemli nedenin de İsrail Ordusu’nun bilinçli bir rahatsız etme politikası güttüğü savını ortaya koydular.
Yeni tarihçilerin iddialarına göre; Yahudi ordusu birlikleri sadece Deir Yassin’de değil, başka mekanlarda da saldırı girişimlerinde bulunmuşlar bu nedenle Filistin köylülerini kaçmaya zorlamışlardı.
Aynı tarihçiler, ülkenin bazı bölgelerinde, örneğin Hayfa kentinde Yahudi yetkililerin, Filistinlilerin terk etmemesi için büyük bir mücadele verdiklerini vurguluyorlar. Bugün Filistinlilerin yoğun olarak  bu bölgelerde varlıklarını sürdürüyor olmaları tarihçilerin iddiasına kanıt oluşturmakta.
Kendilerini ‘siyonist’, ‘vatansever’, ‘tarihsel gerçekler konusunda endişeli’ olarak tanımlayan “Yeni Tarihçiler”;  sağlam temeller üzerine kurulmuş olan İsrail Devleti’nin artık geçmişine nesnel bir açıdan bakabileceği görüşünü paylaşıyorlar.
Geçmişe eleştirel bir bakış açısı ile yaklaştıkları halde halkla yakın temasta olan “Yeni Tarihçiler”, İsrail toplumunun gelişimi yönünde katkıda bulunmaktalar.
“Yeni Tarihçiler”in kitaplarını çok sayıda İsrailli ilgi ile okuyor. Bu okurlar,  varlığının yasallığı tartışma götürmeyen İsrail Devleti’nin Filistinlilere karşı tarihsel bir sorumluluk taşıdığı ve bu halkın acılarının dünya ülkeleri ile işbirliği içinde giderilmesi gerektiği kanısına varmaktalar.
Tarihçilerin diğer bir kesimi ise İsrail toplumunu haksız yere ve şiddetle eleştirmek yolunu seçtiler. Bu tarihçiler yazdıkları ile tabuları yıkıp polemiklere yol açmayı hedefliyorlar. Onların görüşlerine göre, İsrail toplumu yaşamı, mutluluğu, umudu, neşeyi tenefüs etmiyor, ölüm olgusu üzerine kurulmuş, ölümü ve yasın acısını alet olarak kullanan bir toplum.
Bu türden kuramlar, ülkenin kimliğinin Holokost’ta ölenler ve İsrail-Arap savaşlarında şehit düşen askerler üzerine oluştuğu gibi olumsuzlukları güçlendirmeye yol açıyor. Bu tarihçilerin nesnel olmaktan uzak kitapları, polemiklere neden oluyor ve iyi satış yapıyor.
Oysa ki gerçek bu değil. İsrail’de Holokost unutulmaya çalışıldı. Yıllar sonra bir Holokost’u anma günü  tespit edildi. Her ne kadar yakınları acıları ile başbaşa kalsa da savaşlarda ölen askerler toplum olarak sadece Yom Azikaron’da anılıyor. Bu örneklerden İsrail toplumunun ölümü temel olarak kabul ettiği savının inandırıcı olmadığı anlaşılıyor. Havada kalan bu teoriler ne yazık ki, İsraillilerin sevinç, umut ve barışa olan inançlarını olumsuz olarak etkilemektedir.
Hayfa Üniversitesi’nden İlan Pappe’nin başını çektiği Antisiyonistler veya Post- siyonistler, siyonist söylemi tamamen terk edip, Filistin söylemini benimsediler. Bu tarihçiler açısından siyonizm basit bir sömürgecilikti, Yahudiler bu topraklara gelmemeliydi, siyonistlerin planı Filistinlileri kovmaktı, Yahudi milisler onları kovmak için saldırılar programlamıştı, 1967’den sonra toprakları işgal etmek devletin planları dahilindeydi. 
Hayfa Üniversitesi düşünce özgürlüğü ilkesine saygısı nedeniyle bu türden  ideolojileri savunan ve bazen de mazoşist bir girişimle yabancı araştırmacılara İsrail üniversitelerini boykot etme çağrısında bulunan bu öğretim üyelerine çatısı altında yer vermeye devam ediyor.
İsrail toplumu herkese serbestçe görüşlerini ifade etme hakkını tanıyor; Guş Katif yerleşimcisinden, Hayfa Üniversitesi’ndeki İlan Pappe’ye…
Görüldüğü gibi İsrail’de bir tarihsel araştırma patlaması yaşanıyor. Ancak tarihçiler araştırmalarını yaparken günümüz İsrail toplumunun içinde bulunduğu durum  ve gerçekleri hiçe sayarak resmi tarihi çökertmek adına  teoriler üretmemeli…

Kaynakça/L’Arche