Turuncular, Mavi-Beyazlar`a karşi...

Bu ay istifa eden eski Maliye Bakanı Binyamin Netanyahu, Likud başkanlığına adaylığını resmi olarak açıkladı

Kavram
9 Ocak 2008 Çarşamba

Hay Eytan YANAROCAK

Bu yaza damga vuran Geri Çekilme Planı’nı  her iki kamptan ve o kampın dışından bir mavi-beyaz-turuncu olarak, İsrail’in iç politikasına değinerek yorumladım

İki ay önce İsrail Ben Gurion Havalimanı’na geldiğim zaman her zamankinden farklı olarak arabaların antenlerindeki mavi ve turuncu kurdeleleri gördüm… Bu görüntüler tabii ki alışılmışın dışındaydı… Yerleşimciler ve geri çekilme planına karşı çıkanlar Ukrayna muhalefetinin seçtiği rengi turuncuyu, geri çekilme yandaşları ise devletin rengi olan maviyi seçmişlerdi. Daha sonra bu renge beyazı da dahil ettiler.
İsrail dünyanın birçok ülkesinden oldukça değişik, İsrail, 7’den 70’e son derece politik bir toplumdan oluşuyor. Bu gece haberlerde duyabileceğiniz bir sözü ertesi gün sokakta spreylerle duvara yazılmış ve stikerlarda arabaların arkalarında görmeniz fazlasıyla mümkün…
Gazze’deki ilk yerleşim birimleri İsrail Devleti kurulmadan önce 1940’lı yıllarda kuruldu. İsrail’in bağımsızlık savaşıyla beraber Gazze, Mısır idaresinin altında kalınca 1948 yılında Gazze’deki yerleşim boşaltıldı. 1967 Altı Gün Savaşı’nda İsrail, Gazze Şeridi’ni ele geçirince, devletin kuruluşundan önceki yerleşimleri tekrar kurma politikasına gitti ve yerleşimcileri bu doğrultuda yönlendirdi. Eski Başbakan Yitzhak Rabin’in katıldığı törenlerle yerleşimler açıldı.
Yerleşimciler Gazze Şeridi ve Batı Şeria’yı İsrail’in bölünmez bir parçası olarak görüyorlar. Yerleşimcilerin Gazze’de yaşamak istemelerinin sebebi tamamen ideolojik, amaçları toprakları Yahudileştirmek. Gazze’den geri çekilme İsrail toplumunda büyük yaralar açtı. Turuncu kampın en önemli sloganları "Yahudi, Yahudiyi kovmaz", "Kardeşim yapamazsın", "Kardeşim beni kovma" gibi iç burkucu sloganlardan oluşuyordu. Geri çekilme başlamadan bir gece önce Tişabeav idi… Birçok dindar ve aşırı sağcı Yahudi, Tişabeav ile Geri Çekilme’yi birbiriyle ilişkilendirdi; bu, toplum dinamiklerini daha da gerdi. Herkes yerleşimciler ile polis ve askerler arasında çatışmalardan korkuyordu… böyle çatışmalar da çıktı, bazılarının istediği gibi… Kfar Darom’daki sinagogun damından silahsız asker ve polislere kezzap atanları ve Şirat Yam yerleşiminde devlete bayrak açan Arye Yitzhaki adlı yerleşimciyi, görünce açıkcası onlara karşı hissettiğim bütün içten duygularımın yok olduğunu hissettim. Ancak askerler ile sarılan yerleşimciler, sinagogu boşaltan rav, indirilen bayraklar vb. gibi görüntüler insanı derinden yaralayan görüntülerdi…
Kendimi, değişik gözlüklerden bakmaya zorladım. Yerleşimci olsam geri çekilme hakkında ne düşünürdüm? Ne yapardım? En sonunda anladım ki turuncu çerçeveli gözlükten dünya turuncu, mavi-beyaz çerçeveden ise dünya mavi beyaz gözüküyor…Yani herkes kendisi için sonuna kadar haklı…
Bir tarafta 20 küsür senedir oturduğu evden çıkartılıp, yüklüce bir tazminat alıp ev değiştirmek, işsiz kalmak zorunda bırakılan yerleşimciler, diğer yandan bu küçük toplumu büyük bir Arap toplumundan korumakla yükümlü bir asker ve onun ailesini anlamak gerçekten sadece İsrail’e özgü olsa gerek…
Birçok geri çekilme karşıtı çekilmeyi, Siyonizm’e ihanet, korkaklık, Arapları yüreklendirme, "Teröre Zafer" olarak adlandırıyor. Tıpkı Lübnan’dan ordunun geri çekilmesinin niteledikleri gibi…
Şimdi olaylara Mavi kamptan bakalım. Mavi kampın temel sloganı "Çoğunluk karar verdi, Gazze’den çıkıyoruz!" Mavi kamp tahmin edildiği gibi ateşli barış taraftarlarından, solculardan ve bir kısım sağcılardan destek görüyor. Destek görmesinin en büyük sebebi, imzalanan Oslo Antlaşması, Birleşmiş Milletler’in İsrail’in 1967 sınırları öncesi topraklara geri çekilmesini konu alan 242 no.lu kararı ile meşrutiyet, İsrail’in uluslararası toplumda elinin kuvvetlenmesi-, askerlerin hayatının daha az tehlikeye atılması gibi nedenlerden oluşuyor. Mavi kamptakiler de Yahudilerin, ideolojisi ne olursa olsun evlerinden olmalarından hiç mi hiç mutlu değil, ama bunu barış için bir fedakarlık olarak görüyorlar. Maviler, Gazze’deki yerleşimleri, Sina Yarımadası’nda Camp David Antlaşması ile boşaltılan Yamit yerleşimi ile karşılaştırma yapıyor ve tıpkı Mısır sınırına huzurun geldiği gibi, Gazze İsrail sınırına da huzur gelebileceğini düşünüyorlar…
Kendi rengimi belirtmem gerekirse: Mavi-Turuncu ve Beyaz… Hiçbir zaman hiçbir ülkede değişik düşünceleri bu kadar belirgin bir şekilde sembollerle ifade etmeyi, o devletin dirliği için uygun bulmuyorum…
Ariel Şaron’u başbakan olarak, geri çekilme planını ise stratejik bir güvenlik politikası olarak günümüz politik konjonktürüne tamamen uygun ve akılcı buluyorum.
Şaron teröre karşı başlattığı savaşla Filistin terör örgütlerinin alt yapısını ortadan kaldırdığı gibi, güvenlik çiti ve geri çekilme planı ile vatandaşlarını ve askerlerini koruyup barışa uzanmaya çalışıyor.
Şaron’u Likud Partisi’nin genel başkanlığı seçimlerinde, Netanyahu’ya karşı, olası bir zaferle çıkması halinde İsrail politikasında şu an için rakipsiz görüyorum ve tekrar seçileceğinden de eminim. Netanyahu’yu ise tek kelime ile fırsatçılık ile suçluyorum.
Geri çekilme planından hemen önce Likud’un muhalif kanadının oylarını almak için verdiği "gecikmiş" istifa ile Ortadoğu’nuın istikrarını bozabilir, bu da Başbakan Şaron’un emeklerini boşa çıkarabilir…
Dileyelim ki, Geri çekilme bütün bölge için istikrarı bozacak bir gelişme olarak tarihe geçmesin…