İsrail İstatistik Departmanı`nın yaptığı açıklamaya göre 2005 yılının ilk yarısında İsrail`e göç edenlerin sayısında bir düşüş yaşandı. Yılın ilk altı ayı İsrail`e 8120 kişi göç ederken, bu sayı 2004 yılının aynı döneminde %5 daha fazlaydı
İsrailli psikiyatrların raporuna göre; yaşlanmakta olan ama hala travma geçiren Holokost kurtulanlarının intihar riski, diğer yaşlılara göre 3.5 kat daha fazla
Tel-Aviv Üniversitesi’nin Bat Yam’daki Sakler Tıp Okulu ile bağlantılı Abarbanel Ruh Sağlığı Merkezi’nde yaşlılık psikiyatrisi uzmanı ve Holokost Kurtulanları hakkında bir araştırma yürüten Prof. Yoram Barak’ın raporuna göre, beş sene önceki tıbbi raporlar incelendiğinde, intihara teşebbüs eden 502 hastadan 374’ nün Holokost Kurtulanı olduğu göze çarpıyor. Uzmanların önerisi ise Holokost Kurtulanlarının mutlaka psikolojik yardım almaları. Psikiyatrlar Nazi Kampı’nda en çok "dayanıklılık" gösterenlerin intihara en az eğilimli kişiler olduğuna inandığı için, Holokost tecrübesi ve intihar eğilimi arasındaki bağ psikolojik açıdan incelenmedi. Holokost Kurtulanlarının intihar eğilimi üzerindeki bu çalışmanın bir ilk olduğuna inanılıyor.
İntihara teşebbüs edenlerin en sık başvurduğu yöntemin ilaç içmek olduğu (90 kişinin 60’ı), bu hastalardan 23’nün de daha önce intihar teşebbüsünde bulunduğu bildirildi. Holokost Kurtulanları ve II. Dünya Savaşı Gazileri sık sık travma belirtileri, fiziksel bozukluklar, kayıp ve psikolojik stresle baş etmek zorunda kalıyorlar.
Prof. Dov Aizenberg, Dr. Henry Szor, Dr. Marnina Swartz, Dr. Rahel Maor ve Dr. Haim Knobler’den oluşan araştırma ekibi II. Dünya Savaşı’nın insanlık tarihinin en büyük travması olduğu görüşünde birleşiyor. Savaş Gazileri ve Holokost Kurtulanları’nda travma ertesi stresin %54 ile %90 arasında değiştiği bildirildi. Savaştan uzun yıllar sonra da kabuslar, beslenme ve uyku bozuklukları, depresyon, endişe ve sinirlilik gibi sorunlar devam ediyor.
