Gidenlerin ardindan bize kalanlar

Heymi BAHARBahsettiğim grup 1997 yılında kurulan Kübalı Buena Vista Social Club. Grup henüz resmi olarak dağılmadı ancak grubun en önemli müzisyenlerinden üçü hayatını geçtiğimiz senelerde kaybetti. İbrahim Ferrer, Compay Segundo, Ruben Gonzalez grubun vazgeçilmez elemanlarıydı. Geçen hafta yaşamını yitiren İbrahim Ferrer belki de grubun yık

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba

Bir sokak hayal edin fakir insanlarla dolu, yaşamları sadece müzik ve karınlarını doyuracak kadar yemeğin etrafında dönen. Böyle yaşamak zorunda olan insanlardan bahsediyorum. Her sokağın konser verilecek ışıksız, tozlu bir sahne ve yaşayan insanların yarısının şarkıcı, diğer yarısının da bu şarkılarla dans ettiğini düşünün bir an. Çalınan her enstrümanın sokaklar kadar tozlu, eski olduğunu ve insanların onlardan çıkan doğal ama belki de bozuk seslere taptığını düşünün. Işığın tüm dünyada hareketliliği simgelemesine rağmen burada ışıklar kapandığı zaman bile müziğin doğal sesi her tarafta olsun. Konuşmak yerine enstrüman çalmak, hissetmek yerine şarkı söylemek hayal ettiğiniz sokakların gerçekliği olsun. Müziğe aşık olan onca insan için müzik sadece bir yan iş olabilsin, ya da hobi.
Gidenler var bu sokaklardan hayatlarının sonlarında ancak müzik hayatlarının başında. Kendilerini bulmak ve insanların onları keşfetmeleri oldukça zor olmuş birkaç yaşlı insandan bahsediyorum. Şu anda çoğu hayatta değil, Küba tarihinin tozlu sayfalarına kendilerini altın harflerle yazdırdılar ve bu dünyadan gittiler. Hepsi müzik adına dünyaya çok şey kattılar; en zor koşullarda bile nasıl tüm dünyaya kendilerini tanıtabileceklerini gösterdiler. Bahsettiğim grup 1997 yılında kurulan Kübalı Buena Vista Social Club. Grup henüz resmi olarak dağılmadı ancak grubun en önemli müzisyenlerinden üçü hayatını geçtiğimiz senelerde kaybetti. İbrahim Ferrer, Compay Segundo, Ruben Gonzalez grubun vazgeçilmez elemanlarıydı. Geçen hafta yaşamını yitiren İbrahim Ferrer belki de grubun yıkılan en son ve en güçlü taşı oldu. Bu insanların yaşadıkları hayatlar ve kariyerleri gerçekten okumaya ve öğrenilmeye değer.
İbrahim Ferrer Santiago yakınlarındaki San Louis kasabasında doğdu ve yaşamının ilk yıllarını burada geçirdi. 12 yaşında annesi öldükten sonra akrabaları tarafından zorla sokakta şarkı söylemeye itildi. Müzik hayatına girişi böyle oldu. Ardından kazandığı parayla bir müzik grubuna üye olmaya çalıştı ve onlarla beraber çalmaya başladı. El Platanal de Bortodo adlı parçasıyla Küba’da ün kazanmaya başladı. Ardından başkent  Havana’ya geçti. Ferrer ardından ‘guarchas’ adlı Küba davullarıyla da uğraşmaya başladı ancak Küba’da müzik sektöründe para olmadığından ve yurt dışına çıkış yasağının zor koşulları yüzünden bu işten geçimini sağlayamamaya başladı. Bundan sonraki adım Ferrer için kunduracılık yapmak oldu. 1998 yılına kadar bu işini sürdürdü. Buena Vista Social Club’ın 1999 yılında kurulmasıyla ün kazandı ve aynı yıl bir adet Grammy kazandı. Şu anda bestelediği ve yeniden düzenlediği Küba ezgileri ülkedeki bir çok genç sanatçı tarafından örnek alınıyor ve modern olarak yorumlanıyor. Ferrer 74 yaşında geçtiğimiz hafta hayata gözlerini yumdu. Kendini adadığı Küba’nın tozlu sokaklarında 1999 yılından itibaren eskisinden çok daha az dolaştı. Buena Vista Social Club devlet özel izni ile Amerika’da konser veren sayılı Kübalı sanatçılar arasında yer almakta. İbrahim Ferrer ve 25 kişilik grubu New York’ta 2000 yılında 7000 kişiye konser verdiler.
Gelelim Compay Segundo’ya. Segunda 1907 yılında Küba’da doğdu. Kendi yarattığı bir müzik aletini tüm Küba’ya tanıtmak için uğraştı. Bu normal giter boyutundan biraz daha küçük bir enstrüman olan "armonico" idi. 1997 yılında Buena Vista Social Club ile buluşmasından sonra ünlendi. Ödül alan ve dünyada herkesin dilinde dolaşan "Chan Chan" parçasının yazarı Segunda’dur. Bunun dışında yüzlerce parça yazdı ve çaldı. Fidel Castro ile yakınlığı ile de tanınır Segundo, karşılıklı puro içtikleri ve şakalaştıkları herkes tarafından biliniyor. Ayrıca Vatikan’da Chan Chan adlı parçayı Papa John Paul’a da söylemiştir. Ölmeden bir hafta önce yaptığı açıklamasında 115 yaşına kadar yaşayacağını söylemişti. Ancak 2003 yılında hayata gözlerini yumdu. Türkiye’de 2002’de verdiği konserde yaptığı esprilerle 4000 kişilik Açık Hava’yı şaşkına uğratmıştı. O ayağa kalktığında tüm salon da saygıdan ayağa kalkmıştı.
Ruben Gonzalez 1919 yılında Küba’da doğdu. Piyano çalmayı lisede öğrendi ve kendini geliştirdi. Ancak bir süre sonra bu iş ile geçimini sağlayamayacağını anladı ve tıp okumaya karar verdi. Öğrenimini ekonomik problemler nedeniyle yarıda bırakmak durumunda kaldı. 1943 yılında tanınmaya başladı ve Latin Amerika’da ünü yayıldı. 1980 yılına gelindiğinde müzik hayatından çekilmek durumunda kaldı. Ancak 1997’de Buena Vista Social Club ile geri döndü. Grammy ödülüne aday gösterildi. 2000’li yıllarda hastalandı ve durumu kötüleşti. 2002 yılında İstanbul’da konsere yardım alarak çıkıyordu ve 3 şarkı çalıp sahne arkasına geri gidiyordu. Yine de tek bir el hareketiyle tüm konser salonunu ayağa kaldırabilme yeteneğine sahipti. Omara Portuondo’ya yazdığı parçalar hala popülerliğini korumakta. 2003 yılında hayata gözlerini yumdu. Ardında binlerce müzik sever ve beste bıraktı. Yol göstericilerin ardından, her zaman yollar açık kalır derler. Bu insanlar Küba müziğinin dünyadaki yol göstercisiydiler. ‘Geride ne bıraktılar’ sorusunun en iyi cevabı, onlarca beste ve müziksever olacak. Ancak üzücü olan, geç kurulmuş bir grubun sona erecek olması. Umarım genç birileri bir gün bu grubu onların adıyla yeniden canlandırır, dünyaya duyurur ve bundan sonra haberini alacağımız konserler Compay’ın, Ferrer’in ya da Gonzalez’in anısına olur. Böylelikle gidenlerin ardından bize kalanlar sonsuza kadar yaşatılır.