Şalom yazarları Limmud’a renk kattı

Şalom yazarlarımız da birikimlerini, çalışmalarını paylaşmak üzere festivalin konuk konuşmacıları arasındaydılar.

Toplum
7 Kasım 2018 Çarşamba

KAREL VALANSİ

Geçmişten Günümüze  Türkiye-İsrail İlişkileri

Türkiye-İsrail ilişkilerinin mevcut durumunu anlayabilmek için tarihi arka plana da bakmak gerektiğini belirten Karel Valansi, Türkiye-İsrail ilişkilerinin diplomatik başlangıç noktası kabul edilen, Türkiye’nin yeni kurulan İsrail Devleti’nin tanıdığı 1949 yılının öncesinde gerçekleşen olay ve söylemlerle konuşmasına başladı. Adım adım Türkiye-İsrail ilişkilerinin son 70 yılda devam eden inişli çıkışlı gidişatını aktarırken, bu çalkantılı ilişkilerin iki ülke arasındaki en önemli bağ olan Türk Yahudi Toplumuna etkilerine de değindi. İki ülke arasındaki güncel durumu esprili bir dille aktaran Valansi, iki ülkenin ilişkilerindeki bu yeni durumun sürdürülebilirliğini tartıştı.

PROF. DR. METİN SARFATİ

 Modern Zamanlarda Birey ve İstek; Bugünün Dünyasında Kendi Arzusuna Aşık Olmak

Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Metin Sarfati, felsefe bazlı konuşmasına iki çarpıcı cümle ile başladı: “İnsanın karnını doyurmaya yeten, zevkinin tatmininde yetersiz kalacaktır” ve “Doyurmak için kendimizi, her şeyi yutmak zorunda kaldık.”  Sarfati, dünyanın gidişatı konusunda André Gide gibi karamsar olduğunu ve toplumların Jankélévitch’in uyarısına kulak vererek “Olabilecekleri olmadan düşünüp” tedbir almaları gerektiğini belirtti. 20. yüzyılın çok büyük felaketlere sahne olduğunu ve bu dönemin ağızlarda buruk bir tat bıraktığını söyledi. Sarfati’ye göre önümüzde bizi bekleyen üç dehşet olay var: Tabiatın yok olması, iktisadi kriz ve nükleer kriz. Çağımız insanının yalnızlığına ve tatminsizliğine de değinen Sarfati, bireyin arzuları ile istekleri arasında kaybolduğunu ve Spinoza’nın söylediği gibi ‘temkinli’ olunması gerektiğini hatırlattı.

BAHAR FEYZAN

Kişilik mi, Dişilik mi?

Bahar Feyzan kişilik ve dişilik arasında gidip gelen kadının toplumsal rolünden ve kendi çatışmasından bahsetti. Kadının tarih boyunca sosyal bir rolünün olamayışını, Antik Yunan’da ise kadının sesinin çıkmasının çıplaklıkla hemen hemen eşdeğer olduğunu anlattı.

Feyzan, Phryne’den Veronica Franco’ya, Sada Abe’den Kleopatra ve Matahari’ye birçok örnek üzerinden kadın zekâsını ve kadının toplumdaki yerini dinleyicilerle paylaştı.