Büyük Bayramlara Hazırlanırken

Elul, Moşe Rabenu’nun yolculuğunun öyküsüdür. Tehlikeye düşmüş olsa bile, arada ciddi kırgınlıklar olsa bile, gerçek ve kalıcı olmasını istediğimiz değerli bir ilişkiyi kurtarmanın mümkün olabileceğinin öyküsüdür.

Nazlı DOENYAS Kavram
8 Ağustos 2018 Çarşamba

Roş Hodeş Elul 11 - 12 Ağustos

 

Elul ayı ve kırk özel gün

Elul ayı, ‘Yamim Noraim- Ulu Günler’, Roş Aşana-Yom Kipur için bir hazırlanma döneminin başlangıcı ve takvimdeki son aydır.

Roş Hodeş Elul’den başlayan kırk günlük özel dönem, yoğun bir içe dönüş, Tanrı’ya dönüş ve insanın kendisiyle hesaplaşma dönemidir.  Kişi, aslında sene içinde de dönem dönem durup kendi hayatına, davranışlarına bakar ve gerekli değerlendirmeleri yapmaya, düzeltilecek yönlerini tespit etmeye çalışır. Elul ayının özel yapısından faydalanarak bu kırk günlük dönemde bunu daha da yoğunlaşarak, daha da büyük bir farkındalıkla yapar. Davranışlarını daha da dikkatle gözden geçirmeye, samimiyetle durum değerlendirmesi yapmaya çalışır, eksik ve hatalı olduğu noktaları tespit etmeye, bunları tamamlamaya niyet eder, ‘teşuva’ yapar, yaklaşan ve herkesin yargılanacağı Ulu Günler, Roş Aşana ve Yom Kipur’a tüm benliğiyle hazırlanmaya başlar.

R. Jonathan Sacks der ki: “Kişinin hata yaptığını kabul etmesi kolay bir şey değildir, insan beyni, yaptığını kendi kendine doğrulamak için mantıklı gözüken düzinelerce sebep bulmaya çalışır. Ama bir an gelir, kendimize karşı dürüst olacak cesareti toparlarız. Ve eğer ‘gerçekten’ kendimizle dürüst olursak, kalbimizin içinde, mükemmel olmadığımızı, her zaman doğru olanı yapmadığımızı biliriz.”

İşte o an, içimizdeki Tanrı parçasıyla temasa geçtiğimiz andır. O anın içinde yaptığımız hataları kabullenebilir, itiraf edebiliriz ve o an Tanrı’nın, bizim idrak edemeyeceğimiz sonsuz sevgisi ve affediciliği ile bizi sarmaladığını, bizimle beraber ağladığını hissedebiliriz. Bu özel anı yaşadıktan sonra, bir daha bizi Tanrı’dan uzaklaştıran o hatayı tekrar etmeyi düşünemeyiz.

Roş Hodeş Elul -  Tarihçesi

Yahudiler, Tanrı’nın kendilerini Mısır’daki esaretten kurtarması sonrasında, çölde kırk dokuz günlük bir hazırlanma ve arınma dönemi geçirirler. Bu dönem sonunda, Şavuot’ta, tarihte benzeri görülmeyen bir şekilde Tanrı ile İsrailoğulları bir araya gelir, onların düğün günü sayılan Şavuot’ta Tanrı halkına seslenerek On Sözü söylemeye başlar. Tanrı’nın Sesi’nin Yüceliğinden ürküp ölmekten korkan Yahudi halkı, Moşe Rabenu’nun Tanrı’nın Sözlerini ve Tora’yı öğrenip, halka aktarmasını ister. Bunun üzerine Sina Dağına çıkan Moşe Rabenu, kırk gün kırk gece sonra On Söz Tabletleri ile dağdan indiğinde (17 Tamuz-Şiva Asar BeTamuz), halkının başka tanrılara tapmama sözünü kabul etmelerine rağmen, altın bir buzağı yapıp ona taptıklarını görür ve tabletleri kırar. Tanrı’ya ihanet eden halk, aslında kendine, kendi ruhuna, kendi özüne, İlahi İsteğe ve hayattaki en büyük görevlerine, Tanrı ile bağlantıda kalıp Tanrı’yı bu dünyaya getirme görevlerine ihanet etmiş olurlar. Bu olayın ertesi günü, 18 Tamuz’da Moşe Rabenu, Tanrı’nın halkını yok etmemesi ve affetmesi, Tanrı’nın Kutsal Varlığı’nın tekrar İsrailoğullarının arasına dönmesi için yakarmak üzere tekrar Sina Dağına çıkar. Moşe Rabenu, kırk gün ve kırk gece Sina Dağında kalıp dua eder. Bu dönem Tanrı’nın, halkına karşı ‘öfkeli’ olduğu bir dönemdir. Bu 40 günlük süreye, ‘Gazap Günleri’ adı verilir. Ancak Moşe Rabenu vazgeçmez, Tanrı’nın sonsuz Merhametine ve bağışlayıcılığına olan sarsılmaz inancı, Tanrı’nın bize olan inancı, bizimle Tanrı arasındaki koşulsuz sevginin gücü ve umutla Roş Hodeş Elul’de tekrar Sina Dağına çıkar. Bu üçüncü kırk gün ve kırk gecenin sonu, Yom Kipur’dur.

Elul, Moşe Rabenu’nun yolculuğunun öyküsüdür. Tehlikeye düşmüş olsa bile, arada ciddi kırgınlıklar olsa bile, gerçek ve kalıcı olmasını istediğimiz değerli bir ilişkiyi kurtarmanın mümkün olabileceğinin öyküsüdür. Moşe Rabenu’nun Elul deneyimi, “Kral’ın meydanda olduğu” ve On Üç Merhamet özelliğini ışık gibi saçtığı bu ay boyunca, Tanrı’nın bize özel bir sevgi ve merhamet göstereceğinin güvenini verir. 

Benzersiz bir ay: Elul

Elul ayı döneminde içe dönüşün özellikle vurgulanması, Elul ayının benzersiz yapısı ile bağlantılıdır. Roş Hodeş Elul’den (bu sene 11-12 Ağustos’tan) başlayarak Yom Kipur’a (bu sene 19 Eylül’e) kadar süren kırk gün, Moşe Rabenu’nun, Sina Dağına üçüncü ve son kez çıkıp kaldığı kırk güne tekabül eder. Bu kırk gün boyunca Yahudiler de dua ederek,  içlerine dönüp kendileriyle hesaplaşarak, teşuva yapıp Tanrı’ya dönerek kendilerini manevi anlamda kuvvetlendirir ve şofar çalarak Tanrı’nın merhametini dilerler. Bu şekilde Moşe Rabenu’nun ilk kez dağa çıktığı zaman yaptıkları gibi bir günah işleme ihtimalini ortadan kaldırırlar. Bu kırk günün sonunda Moşe Rabenu, ikinci On Söz tabletleri ile Sina Dağından indiğinde, (Yom Kipur’da), Yahudiler, Tanrı’nın onları altın buzağı günahından dolayı affettiğini anlar.

Bu nedenle Roş Hodeş Elul’den başlayan kırk gün, bir içe dönüş, Tanrı’ya dönüş ve insanın kendisiyle hesaplaşma dönemidir. Bu süreçte Yahudiler aynen atalarının yapmış olduğu gibi davranışlarını gözden geçirir, samimiyetle bir durum değerlendirmesi yapmaya çalışır, eksik ve hatalı olduğu noktaları bulmaya, bunları tamamlamaya niyet eder, ‘teşuva’ yapar, ‘Ulu Günler’, Roş Aşana ve Yom Kipur’a tüm benlikleriyle hazırlanmaya başlar.

Kişinin bu ilahi merhamet ve af dönemindeki en güçlü yardımcıları; Teşuva (Tanrı’ya, özümüze dönüş)  Tefila (Tanrı’ya bağlanmak) ve Tsedaka’dır (Tanrı’nın bize bağışladıklarını adaletli bir şekilde dağıtmak).

 

Yom Kipur Katan - Küçük Yom Kipur

Yom Kipur Katan-Küçük Yom Kipur, büyük kabalist R’Moshe Cordovero’ya mal edilen bir gelenektir. Bu geleneğe göre, (bazı istisna aylar dışında), her Roş Hodeş’den önceki gün, bir pişmanlık ve tövbe günü olarak kabul edilir ve o gün (gün doğuşuyla başlayan) oruç tutulur ve yakarış duaları-Selihot okunur. Bu gelenek, kişilerin manevi gelişimlerine daha duyarlı oldukları geçmiş nesillerde sıkça uygulanır olmasına rağmen, günümüzde pek az kişi tarafından gözetilmekte. Ancak Roş Hodeş Elul’den önceki Yom Kipur Katan, günümüzde de bazı cemaatlerde birçok kişi tarafından uygulanmakta. Bu yıl Roş Hodeş Elul’den önceki gün cuma olduğu için, oruç tutacaklar için Yom Kipur Katan, 9 Ağustos Perşembe günüdür.

Elul Teşuvası ve Aseret Yeme Teşuva Günleri Teşuvası

Teşuva, sadece Elul ayında veya Roş Aşana ile Kipur arasındaki Aseret Yeme Teşuva’da  (On Teşuva Günü) yapılan dönemsel bir uygulama değil, devamlı yapmamız gereken bir süreçtir. Kişi, Teşuva uygulamasında kaç kere tökezlerse tökezlesin, kendini toparlamalı ve Tanrı ile bağlantıda kalmaya gayret etmeli.

R.Şimşon Pinkus’a göre, sene boyunca ve Elul ayı süresince yaptığımız Teşuva’da, yaptığımız hareketler üzerine yoğunlaşırız. Her bir ihlalimizin üzerinden tek tek geçer, pişmanlık duyarak bu hareketleri terk eder, bunları itiraf eder, bir daha tekrarlamamaya niyet eder, bunlardan geriye dönüş yaparız. Buna karşılık On Teşuva Günü’nde, kişi, kendi yapısını geliştirmek üzerine yoğunlaşır. Yardım almadan kendimizi yenilememiz mümkün olmadığı için, burada Tanrı en büyük destekçimiz olarak devreye girer. Birinin hareketlere, diğerinin insanın yapısına odaklanması, Elul ile Roş Aşana ve On Teşuva Günü Teşuvasının farkını oluşturur.

 

Elul fırsatlarını değerlendirmek

I) Tanrı- Kral aramızda

Hasidik Üstad Rabbi Schneur Zalman, Elul ayından, “Kralın aramızda” olduğu bir zaman olarak bahseder. Kral (Tanrı), bu ay boyunca halkının içinde, halkının arasındadır. Tanrı, bu dönemde herkesi hoşgörülü bir ifadeyle ve güler yüzle karşılar, ona dönen her kulunun tek tek duygularını, düşüncelerini, kaygılarını ve isteklerini bilmek ister. Bu Tanrı’ya ulaşmak isteyenler için benzersiz bir fırsattır.

II) Teşuva- Tefila- Tsedaka

Elul ayı, gelecek sene için yazgıların kararlaştırıldığı Roş Aşana ve Kipur gibi mübarek günlere bir hazırlık dönemi olarak kabul edilir. Elul ayı boyunca, sürekli içe dönüş ve Tanrı ile bağlantıyı güçlendirme üzerine yoğunlaşılır.

Teşuva (Tanrı’ya, özümüze dönüş) Tefila (Tanrı’ya bağlanmak) ve Tsedaka (Tanrı’nın bize bağışladıklarını adaletli bir şekilde dağıtmak) ,bu hazırlık döneminin ana temelini oluşturur.

III) Özür dilemek-affetmek

Tanrı’ya karşı yapmış olduğumuz hataların farkına varıp bunları samimiyetle kabul edip, bir daha tekrarlamamaya niyet eder, teşuva yaparız. Yahudi geleneklerine göre, Tanrı, başkalarına karşı işlediğimiz günahlarımızı, ancak o kişi bizi bağışladıktan sonra affeder. Bu yüzden özellikle Elul ayı, hayatımızdaki kişilerle aramızda geçmiş kırgınlıklar, yapmış olduğumuz hatalar, sebep olduğumuz üzüntüler için, o kişilerden özür dilemeye başlamak ve bizden özür dileyenleri affetmemiz için çok uygun bir zamandır.

IV) Mezuza ve Tefillinlerin kontrolü

Bu ay Mezuza ve Tefillinlerin, konu hakkında yetkili biri tarafından incelenerek, iyi durumda oldukları, yazılarının silinmediği ve halen geçerli olduklarının teyit edilmesi, Tallit ve Tanrı hizmetinde kullanılan diğer eşyaların elden geçirilip kontrol edilmesi tavsiye edilir. 

V) Selamlaşırken ve mektuplarda iyi dilekler

Bu aydan başlayarak, arkadaşlarla selamlaşırken ve mektup veya e-postalarda yeni yıl için güzel dileklerde bulunulur: “Ketiva Vehatima Tova - İyi ve hayırlı şeyler kitabına yazılasın ve mühürlenesin.”

VI) Teillim

Tzemach Tzedek şöyle der: “Teillim okumanın içindeki gücü gerçekten idrak edebilsek, hiç durmadan Teillim okurduk.”

R. Raşab da, Elul ayının, Teillim okuma dönemi olduğuna dikkat çeker.

Baal Shem Tov, Elul ayının 1’inden başlayıp, Yom Kipur’a kadar  her gün Teillim kitabından ek üç bölümün okunması geleneğini getirir. Yom Kipur’da da kalan 36 bölüm okunarak, bütün Teillim kitabı tamamlanır.

R’Ephraim Zalman Margulies de, başka bir gelenekten bahseder. Buna göre, hafta arası her gün en az on mezmur okunur, bu şekilde Roş Aşana’ya kadar, 150 mezmurdan oluşan Teillim kitabı, iki kere tamamen okunmuş olur. Bu şekilde çifte okunan Teillim kitabında okunan mezmur sayısı, üç yüz olur. Affetmek – kaper fiilinin sayısal değeri de üç yüzdür.

VII)  Selihot

Kişinin iç hesaplaşması yapıp pişmanlığını dile getirmesine yardımcı olan Selihot duaları, Elul ayında başlar. Sabaha karşı yapılan Selihot duaları,  Kipur sonuna kadar devam eder.

Selihot dualarının ana hattını, Tanrı’nın On Üç Merhamet özelliğinin defalarca tekrar edilmesi oluşturur: “Aşem, Aşem, Tanrı, Merhametli, Lütufkâr, Öfkesini Geciktiren, İyilikte Cömert, Gerçek, İyilikleri bin nesil için hatırda tutar, bile bile, kasıtlı işlenen günahları ve dikkatsizlikle işlenen günahları affeder, temizler.” Bunun yanında, Viduy (itiraf) kısmında, toplumun olası müşterek günahları itiraf edilir ve af için yalvarılır. Bir diğer kısımda da, işlenen günahların, atalarımız Avraam, Yitshak, Yaakov, Moşe, Aaron, Yosef, David ve Şlomo’nun hatırına affedilmesi için dua edilir.

Tanrı’nın On Üç Merhamet özelliğini tekrar etmek, bu özellikleri anlamaya, içselleştirmeye, hayatımıza geçirmeye çalışmak anlamına gelir. Kişi, Tanrı’nın On Üç Merhamet özelliğini kendi hayatında uygulamaya, O’na benzemeye gayret ettiği zaman, Tanrı’nın da ona aynı şekilde davranacağını umut etmeyi düşünebilir. Kişi, etrafındakilere nasıl davranıyorsa, Tanrı da ona aynı şekilde davranır. “Tanrı senin Gölgendir” (Teillim 121:5).

Elul ayı ve önemi: http://www.sevivon.com/index.php?option=com_content&task=blogcategory&id=63&Itemid=57

Önemli Not: Yazıda kısa bir özet olarak verilmiş olan bilgiler, okuyucuya bu konular hakkında fikir vermek amacıyla, El Gid Para El Pratikante (Gözlem), Roş Aşana (Gözlem), 60 Days-A Spiritual Guide to High Holidays, Rosh Hashanah-Its Significance, Laws and Prayers, Daily Dose of Torah, Torah Studies kitaplarından ve www.chabadorlando.org, www.morashasyllabus.com sitelerinden derlenerek hazırlanmıştır. Cemaatlerin farklı gelenekleri ve uygulamaları olabildiği için Bayramlar ve özel günler hakkında en doğru ve detaylı bilgiler için, cemaatin kendi Rabi’lerine başvurması gerekir.

*Katkıları için Rav İzak Peres’e teşekkür ederiz.