Suudi Arabistan, İsrail’i konuşuyor

Suudi Arabistan’da devlete bağlı kaynaklar İsrail ile Suudi Arabistan ilişkileri hakkında günlük güneşlik bir tablo çizerken, geleneksel medya ve Twitter kullanıcıları Krallığın değişen politikası ile aynı fikirde değil.

Dünya
28 Mayıs 2018 Pazartesi

İsrail ile Suudi Arabistan uzun bir süredir birçok konuda işbirliği ve iyi ilişkiler içinde ancak tüm ikili görüşmeler üçüncü bir ülkede ve basından gizli yapılıyordu.

Ancak son zamanlarda iyi ilişkilerin gizli olmaktan çıkıp hatta fiili sonuçlara neden olması Suudi Arabistan basınını zor duruma sokuyor.  Suudi basını pozitif gelişmeleri direkt olarak vermekten kaçınırken, Twitter’da sesini duyuran Suudi halkı İsrail ile normalleşmeye muhalefet ediyor.  İsrail-Suudi Arabistan  ikili ilişkileri su yüzüne çıktıkça, haberler gazetelerin manşetlerinin ve köşe yazılarının, negatif bir yaklaşımla da olsa, en popüler konularından biri oluyor.  İsrail-Suudi Arabistan ilişkilerinin düzelmesinde yenilikçi ve reformist Veliaht Prens  Muhammed Bin Salman’ın rolü kadar  İran tehlikesi de var.

İran’ın tüm Arap ülkelerine kendi geleneklerinin baskın olduğu bir rejimi getirmek için sarf ettiği politik ve askeri çaba, birçok Sünni inançlı yönetimi tehdit ediyor.

Ancak İran tehlikesine rağmen Suudi medyası ve halkın internetteki sesi Twitter mesajları, Veliaht Prens Muhammed Bin Salman’ın  dostane  İsrail politikasını onaylamaktan kaçınıyor, hatta muhalefet ediyor. 

Veliaht Bin Salman geçtiğimiz ay  The Atlantic’ten gazeteci Jeffrey  Goldberg’e verdiği söyleşide, İsrail’in kendine ait bir toprağı olması gerektiğini savundu.  Batı basını haberi devrim niteliğinde görüp manşetlere çıkarırken, Suudi Arabistan’ın en büyük gazeteleri haberi ya görmezden geldi ya da söyleşinin pek de önemli olmayan bir noktasını manşete taşıdı. 

Ancak tüm bu tepkilere rağmen ilişkilerin geliştiği, eski düzenin geçersiz olduğu fiili örneklerle ortaya çıkıyor. Geçtiğimiz günlerde Suudi Arabistan, İsrail’e giden Hindistan hava yolları için  hava sahasını açtı.  Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsünden analist Simon Henderson, Times Of Israel’e durumu şöyle özetliyor: “Biraz İran tehlikesi, biraz ülkede güç kazanmakta olan gelecekteki Kral ve biraz da elitlerin tarafında olma isteği ile Filistin sorununa bir çözüm getirme arzusu bize yeni bir dönem getirdi. Artık Krallık için Filistin sorunu bir engel değil, sadece düzenleme gerektiren bir konu oldu. Dahası Filistin sorunu Suudi Krallığın önceliğinden çıktı.”