1918 Nobel Kimya Ödülü sahibi Fritz Haber’in öteki öyküsü

1918 yılının Nobel Kimya Ödülünü kazanan Alman bilim adamı Fritz Haber’in az bilinen öyküsü…

Dani ALTARAS Dünya
7 Şubat 2018 Çarşamba

 

Fritz Haber daha çok Einstein’la arkadaşlığı ve 1918’de Nobel Kimya Ödülünü kazanmış olmasıyla bilinir. Haber-Bosch süreci olarak bilinen yöntemi icat etmiş, bununla büyük miktarlarda sentetik gübre ve patlayıcı üretilmesi imkânı sağlanmıştı. Ama Fritz Haber’in bir de daha az bilinen bir öyküsü var.

Haber, Aydınlanma Dönemi’nde, 1740’larda Moses Mendelssohn ile başlayan, Alman kültürü ve kimliğine asimile olmaya çalışan Alman Yahudileri dizisinin son dönem kahramanlarından biridir. Yahudi olmasının akademik kariyerinin gelişmesini engellediğini düşündüğünden dinini değiştirip Hıristiyanlığa geçmiş, genç (ve ilk) eşi Clara’yı da buna zorlamıştı.

En tanınmış Yahudi bilim adamlarından

Tarihçi Schulamit Volkov, 1880’den önce doğmuş, aralarından onu Nobel Ödülü kazanmış 39 önde gelen Alman Yahudi bilim adamı belirlemişti. En tanınmışları Albert Einstein ve Paul Ehrlich olan bu on Nobelli isimden biri de Fritz Haber’di. Zengin bir boya tüccarı ve Breslau şehir meclisi üyesinin oğluydu.

Einstein ve Haber yakın arkadaştılar fakat karakterleri ve siyasi görüşleri tamamen farklıydı. Einstein kozmopolit bir bohem, Haber katı ve disiplinli bir Alman yurtseverdi. Einstein bilinçli bir Yahudi’ydi, Haber ise din değiştirmişti. Buna rağmen sıkı bir ortaklık oluşturdular ve birbirlerini hem bilim adamı, hem de Yahudi olarak desteklediler. Yurt içinde ve dışında Alman olarak ünlendiler. Bu hususta Einstein şöyle düşündüğü bilinir: Eğer teorilerimiz doğru çıkarsa Almanlar bizi kahraman olarak selamlayacak, Fransızlar ise Yahudi olduğumuzu söyleyecek. Teorilerimiz yanlış çıkacak olursa bu sefer Almanlar bizi Yahudi olarak lanetleyecek, Fransızlar ise pis Almanlar olduğumuzu söyleyecek.

Her ikisi de Berlin’de Kaiser Wilhelm Enstitüsünde çalıştı. Burası, “Kaiser’in akademik muhafız alayı” olarak bilinen önemli bir ileri araştırma merkeziydi ve burada Yahudilerin hem akademik hem de hayırseverlik olarak oynadıkları mühim rol özellikle dikkat çekiciydi. Yahudi hayırseverler enstitüyü kurmak ve yaşatmak için yapılan bağışların üçte birinden fazlasını yapmıştı. En büyük bağışçı 1,4 milyon Reichsmark ile silah üreticisi Güstav Krupp, ikincisi 1 milyon Reichsmark ile emekli Yahudi banker Leopold Koppel, üçüncüleri de Kaiserjuden (İmparatorun Yahudileri) James Simon ile Eduard Arnhold’du.

Savaşa destek

I. Dünya Savaşına gidilen süreçte ve savaş başladığında Einstein çok kaygılıydı. Haber ise, dönemin çoğu akademisyeni, siyasetçisi ve Hıristiyan ve Yahudi din adamları gibi savaşı destekliyor, Einstein’ın umutsuzluğuna katılmıyordu. Gönüllü olarak orduya başvurmuştu bile. Haber, bilim adamlarının barış zamanında dünyaya, savaş zamanında ise ülkelerine ait olduklarına inanıyordu. O da çoğu Alman gibi savaşta çabuk ve kolay bir zafer kazanacaklarını düşünüyordu. Hiç kimse savaşın uzun ve dehşet verici olacağını ve yarım yüzyıllık bir kitlesel ölüm, ihtilal ve kaos dönemine yol açacağını tahmin etmiyordu: Almanya’da uygarlığın çöküşü; Nazi, Faşist ve Komünist totaliterizmlerinin yükselişli ve 100 milyondan fazla ölü.

Savaşın birinci günü Haber kendini Savaş Bakanlığının emrine sundu. İsteği kabul edildi ve kendisine geçici yüzbaşı rütbesi verildi. Haber aşırı vatansever bir aileden gelen biri olarak savaşı tam bir isteklilikle onaylıyordu. Babası Siegfried, bir şehir encümenine seçilen ve böyle bir göreve gelen ilk Yahudi olmuştu. Oğluna da Hohenzollern Hanedanı’nın kurucularından efsanevi Yaşlı Fritz’in adını vermişti.

Haber, icatlarından birinin savaşa hizmet etmek amacıyla kullanılmasından memnundu. Savaş Bakanlığı rekor bir hızla Haber’in yöntemini kullanacak tesisler kurdu. Bu yöntemle üretim kısa zamanda artırılarak gübre ve patlayıcı eksikliği giderildi.

Haber kısa süre sonra enerjisini başka bir projeye yoğunlaştırdı. Yeni ve nihai olması umulan bir silah: Zehirli gaz. Bu projeye en yüksek öncelik derecesi tanındı. Haber tüm hazırlıkların tamamlanması ile görevlendirildi. 1914’ün ekim ayında açık alandaki ilk denemeler yapıldı.

Zehirli gaz kullanımı uluslararası savaş anlaşmalarına aykırıydı fakat Haber vicdan azabı hissetmiyordu. Geleneksel askeri akıl, bir insanın gazla zehirlenmesinin, o insanın havaya uçurulmasından daha merhametli olduğu yönündeydi. Hatta gaz vermenin belki de daha insanca olduğu düşünüldü, çünkü oksijensiz kalmanın her zaman ani ölüme yol açması gerekmiyordu. Gerçek ise gazın, süngü, makineli tüfek ve topların yerine değil, ek olarak kullanıldığıydı. Haber, barbarlığın bilimsel hale gelmesine yardım ediyordu.

Einstein arkadaşının kişilik kusurlarını görmeyecek kadar kör değildi. Daha savaş başlamadan, “diğer zamanlarda öylesine muhteşem olan bu insanın” kendini beğenmişlik ve zevksizlik karşısında yenik düşmesinden şikâyet etti.

1914’ün aralık ayında Haber (kendi çizdiği acayip üniformasıyla) zamanının çoğunu çalışmalarını geliştirmek için Batı Cephesinde geçirdi. Haber’in yardımcıları arasında James Franck ve kimyacılar Richard Willstätter ile Max Kerschbaum vardı. Bunların üçü de Yahudi’ydi.

Savaş alanında ilk gerçek deneme bugünkü Belçika sınırları içerisindeki Ypres yakınlarında 22 Nisan 1915’te yapıldı. Gaz maskesi takmış Alman askerleri çatışma hattını kırk, elli metre ileri taşımayı başardılar ama gazdan kavrulmuş toprak, ağızlarından sarı salyalar köpüren ölü, yaralı ve oksijensiz kalmış Cezayirli Fransız askerleriyle doluydu.

Bir hafta sonra Haber Berlin’e döndü. 1 Mayıs gecesi eşi Clara, aralarındaki bir tartışmanın ardından kocasının tabancasıyla kendini vurdu. Söylentilere göre Clara savaştan ve kocasının savaştaki rolünden dehşete kapılmış ve kendini umutsuzluk içinde vurmuştu. Bu söylentiler hiçbir zaman doğrulanmadı.

Haber bu olaydan sonra cephedeki görevine geri döndü. Neredeyse savaşın son günlerine kadar çalışmalarına amansızca devam etti. Sonunda adı müttefiklerin savaş suçluları listesinde göründü ve o da ruhsal bir çöküntü içine girdi.

Savaş sonrasında 1919-1923 yılları arasında Almanya’nın gizli kimyasal silah geliştirme çalışmalarına yer almayı sürdürdü. 1920’lerde enstitüsünde çalışan bilim adamları, II. Dünya Savaşı’nda Yahudi Soykırımı Holokost’ta Nazi ölüm kamplarında kullanılacak Zyklon B gazının öncülü sayılan Zyklon A’yı geliştirdiler.

Almanya’dan ayrılış

Haber 1930’ların başında Almanya’da Nazilerin güçlenmesinden kaygılanmaya başladı. Kaiser Wilhelm Enstitüsündeki bilim adamları özellikle hedef alınıyor, Enstitü bilim dünyasına Yahudilerin doluşmasına yol açmakla itham ediliyordu. Haber 1933’te Almanya’yı terk etti, Paris, İspanya ve İsviçre’de yaşadı. Artık kalbi zayıflamış, sağlığı bozulmuştu. Ocak 1934’te Haim Weizman’ın davetiyle Filistin’e gitmeye hazırlanırken yaşamı Basel’de bir otel odasında kalp yetmezliğinden son buldu.

Şanslı bir ölüm sayılırdı, çünkü iki farklı veçhede gelişen öyküsü sona erdiğinde, yarı kız kardeşi (babaları bir, anneleri ayrı) Frieda’nın kızı Hilde Glückmann’ın, kocası ve iki çocuğuyla birlikte II. Dünya Savaşı’nda Nazi kamplarında öldüklerini görmeyecekti.