Nobel buraya ödül havaya

Einstein’ın İzafiyet Teorisiyle başladı herşey. Zaman eğilip, bükülebilen bir boyutsa, zamanda geriye veya ileriye gidilebiliyorsa, solucan deliklerinden geçmek söz konusu ise, ışık hızında hiper uzaya (zamanda) sıçramak mümkünse özetle rölativite gerçekse o zaman bu zaman kavramını finansa, faize, paraya nasıl uyarlayacağız?

Cüneyt DİRİCAN Ekonomi
4 Ocak 2018 Perşembe

Bu yazımızdan sonra bir sabah telefonda, “Nobel Ekonomi Ödülünü siz kazandınız” diyen bir sesi duymak hoş olurdu diye önce Kraliyet Akademisindeki ilgililere mesajımızı vererek başlayalım. Akademik çalışmasını ayrıca yayınlayacağım diye not düşelim. Fizik, matematik, ekonomi, finans, astronomi gibi birçok bilimi içerdiği için üzerinde biraz daha çalışmam lazım. Şimdilik burada Montaigne’in ‘Denemeler’i gibi dursun. Aslında bu alanda ilk çalışan ben değilim ancak muhtemelen böylesine çılgın bir fikri sorgulayıp kaleme alan dünyadaki üç kişiden biriyim bu yazı itibarı ile. Tabii zaman bükülebilen bir kavramsa muhtemelen galaktik seyahatte bu konuyu sorgulayan ilk kişi de olabilirim, sonuncu da. Daha şimdiden uçmuş bu finans doktoru “huuuu” diyor olabilirsiniz. Soru(n) da buradan çıkıyor zaten. Uzaya doğru uçtuğumuzda finans işleri, parasal kavramlar, faiz, getiri, finansal hizmetler ne olacak? Gitmezsek sorun yok (!) ama gidersek soru çok. Şimdi birkaç tane soru soralım, kemerlerinizi bağlayın, G-Shock fena çarpar, demedi demeyin, beyin yakan bu sorular astronotların veya pilotların maruz kaldığı en üst seviye olan dokuzuncu seviyede G kuvveti uygulayabilir. Tarihe bir kayıt atmak adına sormaya başlayalım o zaman (da hangi zaman, hangi tarih?).

Uzayda faiz hesabı

İlk sorumuz şu, dünyada hesaplanan faiz formülü uzayda geçerli midir? Faiz formülü anapara, faiz oranı, faize esas sürenin, sürenin cinsine göre (gün) belirlenen zaman dilimine (gün) bölünmesi ile bulunur. Faiz oranı zamanın fiyatı, getirisi veya maliyeti olarak tanımlanır. Bu durumda faiz oranını uzay zamanda nasıl dikkate almak gerekecektir? Hadi diyelim enflasyon oranı, risk primi ve kâr toplamıdır dedik faize. Enflasyon yıllık hesaplanan bir endekstir. Dünyada bir yıl 365 gün 6 saat iken Kepler’de veya Mars’ta aynı değil ki! Bu durumda her gezegenin ve yıldızın enflasyonu (faizi) farklı mı hesaplanacaktır? Fiyatlar genel seviyesi artacak ki enflasyon olsun. Dünyada yetişen patates ile Mars’ta yetişen patatesin üretim maliyeti aynı olacak mı ki fiyatında farklılık olsun. O zaman fiyat farkları nedeni ile arbitraj imkânı olacaksa bu durumda iki gezegende uygulanan faiz oranlarına ihtiyacımız bulunuyor. Döndük mü en başa. O zaman ilk hipotezimizi finansal olarak ispatlamış bulunuyoruz. En baştaki sorumuz uzayda faiz hesabı nasıl olacaktı? Arbitraj gereksinimi bizi farklı gezegenlerde uygulanan faiz oranlarına geri getirdi. Demek ki zamanda yolculuk mümkünmüş. Bir nevi ‘back to the future’ yani. Şimdi ‘back to the future’ dediğimize göre ikinci sorumuzu soralım.

Eğer zamanda yolculuk mümkünse veya zamanda sıçrama, o zaman iskontolama veya faizle geleceğe taşımaya ne gerek var? Yani interstellar bir arkadaş zamanın farklı kesitlerinde aslında aynı boyutta ise faiz var mıdır? Zamanda yolculuk eden bir Doctor Who, kredisinin anaparasına faiz işlemeye başladığı döneme geri gidebilirse ve kredisini gelecekteki elde ettiği tutarlar ile geçmişte öderse, sağladığı fonu faizsiz olarak işletmiş ve kredisini erken kapatmış olur mu? Olursa ilgili kreditörün faiz getirisi götürüye dönüşürken kredi müşterisi lehine oluşan bu arbitraj imkânını zaman gezginimiz bir tahvile bağlayıp seküritize ederek geçen zaman içerisinde piyasalarda satabilir mi? Sizi bilmem ama benim kafam karıştı, Tardis’im sallanmaya başladı. O zaman bireysel bankacılıktan çıkıp kurumsal bankacılığa dönelim. Uzayda kurulacak bir otel yatırımının net bugünkü değeri ve iç verim oranı nasıl hesaplanacak? Rölativite söz konusu ise ya onca ışıkyılı uzaklıktan gelen faiz ve anapara ödemesi dünyaya ulaşana kadar otel kalmaz veya dünya yok olursa. O zaman uzayda evrensel bankacılık değil lokal bankacılık mı mümkün olacak? Radyo sinyalleri uzayda dağılmaya devam ederken ya uzaylı hackerlar para transferini kendilerine yönlendirirlerse? Hadi diyelim ki bu mümkün değil, uzayda ışık hızına ulaşamayan para transferinde geçen süreler için faiz hesabı gerekecek mi? Konuyu şöyle açalım. Mariner IV Mars’a 228 günde gidebildi. Normalde bugünkü teknoloji ile 115 gün civarında sürmesi gerekiyor ancak işin içine astronomi girince süre uzuyor. Şimdi havale yaptık parayı koyduk rokete, 228 günde Mars’taki kasamıza ulaşacak. 228 koca günün getirisini veya kaybını kim üstlenecek? Fiziki taşımayalım kripto para olarak taşıyalım desek kripto paralar faiz taşımıyor ki. Taşısın o zaman desek kaydi para sahasına giriyoruz, kaydi para çarpan etkisi ile çoğalır. Bu durumda uzayda velocity nasıl hesaplanacak? Işık hızı ile mi çarpacağız yoksa insanlar faizi daha hızlı elde etmek için daha hızlı giden uzay gemilerini mi tercih edecektir? Bu durumda ışık hızından daha hızlı bir hıza ancak solucan deliklerinden atlayarak ulaşmak mümkünse solucan deliğinden geçerken duran zamanın maliyetini kim üstlenecek? Bir de ışınlama teknolojisi var tabii. Tabii herşeyi yutma gücüne sahip kara delikleri unutmamak lazım. Parayı ışınladık diyelim, yolda “hooop” kara delik veya karanlık madde (dark matter) yuttu. Bu durumda iç kontrol ve denetim konuyu nasıl araştıracak şirkette? “Paran var derdin var” uzay için de geçerli yani.

Diğer iki kişi kim?

Buradan Espen Gaarder Haug (2010) ve Paul Krugman’a (1978) selamlarımızı iletelim. Merak edip Google’da bu konuyu araştırırken karşıma çıkan iki zaman gezgini finansçıya. Gerçi bu iki zaman gezgininden üçüncüsü olarak farkım onlar makalelerinde uzayda volatiliteyi ve volatilitenin finans matematiğine, yatırımlara etkisini ve yıldızlararası ticareti çalışmışlardı, ben işin içerisine G kuvvetini, finansal hizmetleri, faizin farklı yerlerdeki hesabını dâhil ettim. Konuyu şöyle bağlayalım, Einstein demiş ki, evrendeki en büyük güç bileşik faizdir. Bu durumda kendisinin bir bildiği vardır mı diyelim, yani faizin etkisi katlanarak çoğalacaktır mı, yoksa faizin olmadığı bir sistem olabilir mi? Faizin olmadığı bir sistem varsa bu ancak sosyal adaletin, paylaşımın eşit dağıldığı bir yerde olabilir. Bu durumda Drake Denklemine göre galaksimizdeki bizim gibi olası akıllı yaşam formlarının bu konuyu bizden önce çözmüş olması olasılığını tartışmamız gerekiyor ki faizi sıfırlayabilelim. Sosyal adalet, eşit paylaşım dediğimiz noktada bu sefer sermaye piyasaları, endüstri devrimleri gibi kavramları çürütüyoruz. Sonuçta kâr yoksa bunlar da yok noktasına geliyorsak, işsizlik kavramını nasıl bükeceğiz? Uzayda herkese iş varsa emeğin karşılığı zaman mı olacak? O zaman 2011 tarihli Justin Timberlake’in başrolünü oynadığı Netflix’teki ‘In Time’ filmini insanlık tekrar gerçeğe çevirir mi? Yani zamanın farklı sektörler arasında kıymet arz ettiği, transfer edilebildiği bilimkurgu.

Boşuna dememişler o zaman “Time is money”. Zaman paraysa faiz formülünde zamanı zamanla çarpıp zamana böleceğiz gibi bir adat ortaya çıkıyor. Bu durumda uygulanacak faiz oranı esas belirleyici olacaktır. Sonuç, faiz oranı sıfıra giderse para ortadan kalkacaktır. Bu durumda parayı (faizi) ortadan kaldıracak sistem var mıdır sorusu ile yazımızın içinde zamanda yolculuk hipotemizi tekrar kanıtlamış oluyoruz önceki paragrafa dönerek.

Emtia yatırımları ne olacak?

Emtia deyince akla petrol, altın, gümüş, paladyum geliyor. Yok yok, esas yatırım ‘antimadde’ olmalı. O yoksa zaten madde yani emtia yok. Antimadde henüz tam olarak ispatlanamadı, hızlandırıcılar ile çok yaklaştı bilim adamları, İsviçre’de CERN’de bir 15 dakika kadar anti hidrojen atomlarını gözlemleyebildiler. Bitcoin, kripto para filan değil; bir sonraki yatırım enstrümanı antimadde. Demedi demeyin. İşin bir de mevzuat boyutu var haliyle. Yatırım danışmanlığı, tavsiyesi bu dünya için, atmosferle sınırlı bir şekilde mevzuata tabii. “Antimadde yandaki Nebula’da daha ucuzmuş, oradan alabilirsiniz” dersek konunun sınırlarını iyice zorlamış oluyoruz.

Konuyu yine bir soru ile bitirelim

G kuvveti farklı hız seviyelerinde yerçekimsel olmayan diğer kuvvetlerin üzerimizdeki etkisidir. Dolayısı ile altının onsu dünyada farklı uzayda farklı bir ağırlığa sahip olacaktır. Bu durumda altının onsunu fiyatlamak isteyen bir uzaylı yatırımcı bunu kütlesinin en ağır bastığı yerde yapmak isteyecektir. Mesela Sirius B gezegeninde. Ya da Plüton’dan demir ve çeliği dünyaya göndermek isteyen müteahhit atmosfere girerken eriyecek demir çelik için ayrıca teflona yatırım yapmak zorunda mı kalacak?  Öyleyse uzaydaki madenleri işlemek isteyen dünyalı yatırımcıların bunları dünyaya getirme niyeti var mıdır? Her neyse emtiaların vadeli kontratlarında devreye giren faizin G kuvveti dâhilinde kontrat vadesindeki takas işleminde önemi nedir? Eğer fiyatlamada bu nedenle yer önemli ise takas yerinin ve G kuvvetinin faiz oranı gibi formüle dâhil edilmesi gerekmez mi? Uzayda zaman bükülebiliyorsa kâinatın diğer tarafında yapılacak bir takas işleminde vade söz konusu olmayacaktır. O zaman vadeli piyasa kavramı bitiyor denebilir mi? Zaten en önemli varsayımımız bağımlı değişken bu dünyadaki finansal kavramlardı. Standart sapma oranının büyüklüğüne göre bu hipotezlerden uzaklaşılacak, korelasyonun bire doğru gitmesi halinde ise “O Nobel ödülü buraya gelecek” denebilir. Mümkünse ödülün üzerine son zaman bükücü Avatar Finans Doktoru yazılsın. Geriye bir tek konu kalıyor bu durumda çözülmesi gereken. Nobel ödülünü kazananları kendi zaman dilimlerine göre arayıp bilgilendirmek, İstanbul GMT+3.

 

Dünya ekonomisi 2018’e nasıl girdi?

• Birleşik Krallık Brexit sonrası Pasifik Ticaret Grubuna dahil olmayı düşünüyor.

Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’da KDV uygulaması başladı.

• Trump posta işletmesi USPS’nin Amazon’a daha fazla ücret uygulaması gerektiğini söyledi.

Euro, altın ve petrol uzun zaman sonra zirve yaptı. İran’daki protestolar sonrası petrolün varili 66 dolara çıktı.

• Fransa, Rusya ve Çin’le ticari ilişkilerini geliştirmeye bakıyor.

2017’de Amazon ana müşterilerine 5 milyar paket göndermiş.

• ABD’de yeni ev satışları son on yılın zirvesinde.

Kripto paralar arasında Ripple yükselişi ile dikkat çekiyor.

• Venezuela’nın petrole dayalı kripto parası yakında çıkıyor.

Paypal’ın kurucularından Peter Thiel, Bitcoin yatırımı yaptı ve Bitcoin’in küçümsendiğini söyledi.

• İstanbul Arel Üniversitesinde araştırma görevlisi İsmail Canöz ve Yard. Doç. Dr. Cüneyt Dirican’ın salt olarak Bitcoin ve önde gelen borsa endeksleri arasındaki ilişkiyi araştıran makalesi yayınlandı. Journal of Economics, Finance and Accounting uluslararası hakemli dergisinde yayınlanan çalışma eşbütünleşme analizi ile (adademik) dünyada bir ilk. 206 dönemin fiyat analizlerine göre S&P500, DOW30, NASDAQ100, CHINA50 endeksleri ile Bitcoin fiyatları arasında eşbütünleşme var. BIST100, NIKKEI225, FTSE100 ile bir eşbütünleşme görülmemiş.

ABD’deki Meksikalıların ülkesine gönderdiği para transferleri rekor kırdı.

• Burger zinciri Hooters’ın sahibi Chanticleer Holdings, sadakat programında blok zinciri kullanmaya başladığını belirtti, hisseleri yükseldi.

Çinli Alibaba’nın Ant Financial şirketi ile ABD’li Moneygram’in birleşmesi ABD hükümetinin onay vermemesi üzerine başlamadan sona erdi.

• Paris Hilton, Chris Zylka ile kayak tatilinde nişanlandı. Twitter’dan yayınladıkları fotoda dev nişan yüzüğünü gösterdi.

Yapay zekâ 2020’de okul ödevlerini yazacak, 2040’da best-seller kitap yazacak. 

• Adana’da düzenlenen sosyal medya kampanyası ile dünya 2018’e girerken Adanalılar 2019 yılını kutladılar.