´Neden Dünyaya Haykırmadık´

Varşova Gettosundaki Nazi vahşeti gözler önüne seren kanıtlar arasında çok önemli bir yere sahip olan Ringelbaum Arşivi kamuoyuna sunuldu.

Dünya
29 Kasım 2017 Çarşamba

‘Neden Dünyaya Haykıramadık?’ adlı sergi tarihçi Emanuel Ringelbaum başta olmak üzere, gettoda yaşamış birçok Yahudi’nin bugüne kadar saklamış olduğu 35 bin belgeyi içeriyor.

Ringelbaum Arşivi olarak da anılan belgeler, on metal kap ve iki metal süt kasesi ile gettonun ve II. Dünya Savaşı’nın yıkıcılığını gözler önüne sermekte. 

Sergi geçtiğimiz perşembe günü Polonya Yahudi Tarihi Enstitüsü içerisinde kapılarını açtı. Belgelerin yanı sıra sergilenen öğeler ise dönemin Yahudi hayatı hakkında ve Nazilerin gerçekleştirdiği yıkımı gözler önüne sermekte.

Koleksiyon, Lehçe, Almanca ve Yidiş dillerinde birçok belgeyi, Nazilere ait bildirileri ve Yahudilerin itirazları; getto karnelerini, tren biletlerini, özel mektupları ve getto hayatını anlatan fotoğrafları içermekte.

Polonya Başkanı Adrzej Duda, sergiyi gezmesinin ardından Holokost konusunda doğruların söylenmesini çok önemsediğini belirten bir açıklama yaptı, “Ringelblum Arşivi, Polonya ve Yahudi tarihinin en trajik dönemine ait paha biçilemez bir vasiyettir” diye ekledi.

1940 yılına Naziler 400 bin Yahudi’yi şehrin çok küçük bir bölümü olan Varşova Gettosuna taşınmaya zorladı. Bu nüfusun birçoğu çekilmez yaşam koşullarından, diğer bir kısmı ise kamplara gönderilerek hayatlarını kaybettiler. 1943 yılında, bir grup Yahudi kamplara yapılan tehcir işlemine karşı ayaklandı, bu ayaklanma Nazilerin gettoyu yıkması ile sonuçlandı.

Ringelblum, tarih eğitimi almış bir kişi olarak, Polonya’da Ortak Dağılım Komitesinde çalıştı ve gettoda yardım çalışmaları yürüttü. O ve arkadaşları bu arşivi hazırlamak için, cumartesi günleri ‘Oneg Şabat’ adını verdikleri küçük toplantılar düzenledi. Kendisi ve üçü hariç tüm ekip arkadaşları Holokost’ta hayatını kaybetti. 1999 yılında, UNESCO, Ringelblum Arşivine Dünya Mirası statüsü verdi.

Sergi, uzun yıllara dayanan bir çalışma sonrasında ortaya çıktı. Birçok, zarar görmüş belgenin ihyası ve tercümesi uzun zaman aldı. Serginin ismi, Ringelblum’un yardımcılarından, o dönem 19 yaşında olan David Graber tarafından, onun yine sergilenen öğelerden biri olan vasiyetine dayanarak belirlendi.