Soykırım kurtulanının Mengele’yi affettiği video izlenme rekoru kırdı

Bir Soykırım kurtulanının, Auschwitz’de bulundukları dönemde kendisi ve ikizi üzerinde tıbbi deneyler yapan meşhur Nazi doktoru Josef Mengele’yi affettiğini söylediği video, son haftalarda 120 milyondan fazla izlenerek rekor kırdı.

Dünya
4 Ekim 2017 Çarşamba

Bir Soykırım kurtulanının, Auschwitz’de bulundukları dönemde kendisi ve ikizi üzerinde tıbbi deneyler yapan meşhur Nazi doktoru Josef Mengele’yi affettiğini söylediği video, son haftalarda 120 milyondan fazla izlenerek rekor kırdı.

 

Yapımı geçen ay Buzzfeed tarafından gerçekleştirilen ve ‘Yaşamın ve Affetmenin Gücü’ başlığı verilen videoda, 83 yaşındaki Eva Mozes Kor, on yaşındayken üzerinde ‘Ölüm Meleği’ tarafından deneyler yapılan çıplak bir kızdan, bu adamı affetmeye doğru giden yolculuğunu anlatıyor.

Kor’un affetmekten kazandığı gücü anlattığı video, Facebook üzerinde yayınlandığı 27 Eylül’den beri 120 milyondan, YouTube üzerinde yayınlandığı 15 Eylül’den beri de 3 milyondan fazla kez izlendi.

Videoda Kor, ailesinin geri kalanı ile birlikte, kendisi ve ikizi Miriam’ın 1944 yılı mayıs ayında, Romanya’dan toplanarak Auschwitz’e yollanmaları ile anılarını anlatmaya başlıyor.

Kor’un anılarına göre, kampın girişine geldiklerinde tüm aileyi, “İkizler! İkizler!” diye bağırarak gezen bir adam karşılamış. Kor’un annesine on yaşındaki kızlarının ikizler olup olmadığını soran Nazi’ye anne, “Bu iyi bir şey mi?” diye sormuş. Nazi’den, “Evet, iyi bir şey,” cevabını alınca, çocukların ikiz olduğunu kabul etmiş. Bu an, Kor’un dakikalar önce ölüme yollanan babası ve büyük kardeşlerinden sonra, annesini de son gördüğü an olmuş. Vagondan indikten sadece yarım saat sonra, bütün aile bu şekilde dağılmış.

Kor videoda, “İki tür deneyde kullanıldım. Pazartesi, çarşamba ve cuma günleri beni, ikiz kardeşim ve başka pek çok ikizle beraber sekiz saate kadar çıplak halde bir odaya koyarlardı. Vücudumun her yerini ölçer, ikiz kardeşiminkilerle ve tablolarla karşılaştırırlardı. Salı, perşembe ve cumartesi günleri ise kan tahlili laboratuvarına götürürlerdi. Her iki kolumu da kan akışını yavaşlatmak için lastiklerle bağlar, sol kolumdan bolca kan alır, sağ kolumdan ise bugün halen içeriklerinin ne olduğunu bilmediğimiz en az beş iğne yaparlardı. İğnelerden sonra yüksek ateşim çıkar, çok hasta olurdum. Kollarım ve bacaklarım şişer ve ağrırlardı. Bir keresinde, Ağustos güneşi tenimi yakarken dahi titremiş, vücudumu kocaman kırmızı lekeler kaplamıştı. Acilen hastaneye götürüldüm. Mengele, yanında dört doktor daha olduğu halde geldi. Beni hiç incelemedi. Ateş takip tablolarıma bakıp, ‘Yazık, çok genç. Sadece iki haftalık ömrü var’ dedi” diye anlatıyor.

Bu olayı takip eden iki hafta boyunca yürüyemeyen ve barakalarda sürünerek gezebilen Kor yine de yaşamaya kararlı olduğunu hatırlıyor.

12 Ocak 1945 tarihinde Rus ordusu tarafından kurtarılan ikiz kız kardeşlerden Kor, Auschwitz’de yaşadıkları korkunç zulüm hakkında ancak 1985 yılında konuşabilmeye başlamış.

1963 yılında İsrail’de ikinci çocuğuna hamileyken, Miriam’ın üzerinde yapılan deneylerin böbreklerine verdiği zararı gören doktorların tavsiyeleriyle ikiz kardeşinden böbrek nakli yapılmasına rağmen Miriam, muhtemelen Auschwitz’de kendisine yapılan iğneler yüzünden, hayatını kaybetmiş.

Kor, bir Boston medya kanalının tetiklediği olaylar zinciri sayesinde, 1993 yılı ağustos ayında, Auschwitz’de görevli bir Nazi doktoru olan Dr. Hans Munch’ı evinde ziyaret ettiğini anlatıyor.

Cinayetlere katılmayı reddettiği için ‘Auschwitz’deki iyi adam’ diye çağrılan Munch, ölen her grubun ardından toplu tek bir ölüm sertifikası hazırlıyordu. Munch, 1947’de Krakov’da gerçekleştirilen savaş mahkemelerinde yargılanıp, tutukluların ifadeleri sayesinde tek beraat eden adamdı.

Auschwitz kampının özgürleştirilmesinin ellinci yılında, 1995’te, Munch’ı gaz odalarının ve Yahudi katliamının varlığıyla ilgili bir teyit belgesi imzalamak üzere kendisiyle beraber Auschwitz’e gelmeye davet eden Kor, bu davetine olumlu yanıt aldı. ‘Genel Af Beyannamesi’ başlığı verilen belgenin, Soykırım’ı inkâr edenlere karşı bir belge olması istenmiş.

Kendisiyle buluştuktan sonra Munch’a teşekkür etmek isteyen Kor, aylarca bu konuya kafa yorduktan sonra kendisine bir affetme mektubuyla teşekkür etmeye karar vermiş.

O günleri hatırladığı videoda Kor, “Bu Nazi doktoruna teşekkür etmek istiyordum. Bir Nazi’ye nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyordum. On ay sonra bir sabah kalktım ve basit bir fikir kafamda belirdi. Dr. Munch’a bir affetme mektubu nasıl olurdu? Bunun onun hoşuna gideceğini ve son derece anlamlı bir hediye olacağını hissettim. Ama kendimle ilgili keşfim hayatımı değiştirecekti. Ben, affetme gücümün farkına vardım. Bana bu gücü kimse veremeyeceği gibi bu gücü benden kimse alamazdı. Bu güç, dilediğim gibi kullanmak üzere, tamamen bana aitti” diyor.

Affetme gücünün kendisinde olduğunu keşfetmesinin hayatını değiştirdiğini belirten Kor, elli yıl kurban olarak yaşadıktan sonra, birden içinde kimsenin ondan alamayacağı büyük bir kuvvetin farkına vardığını söylüyor.

Yazmasının dört ay sürdüğü mektubu tamamladığında biri ona Mengele’yi de affetmesini önermiş.

Kor, “Mengele’nin odada benimle olduğunu hayal ettim. Elime bir sözlük aldım ve bulduğum en edepsiz yirmi kelimeyi yazıp, odada olduğunu hayal ettiğim Mengele’ye onları yüksek sesle söyledim. En sonda da bütün bunlara rağmen onu affettiğimi ekledim. Bu bana kendimi iyi hissettirdi. Ben, elli yıllık deney faresi, Auschwitz’in Ölüm Meleği’nden daha güçlüydüm” diyor.

Affetme açıklaması yüzünden Soykırım’dan ve Mengele’nin deneylerinden diğer kurtulanların kınadığı Kor yine de, “Yaptığım kendimi iyileştirmek, özgürleştirmek ve güçlendirmektir. Olanları değiştiremeyiz fakat olanları nasıl karşıladığımızı değiştirebiliriz” diyor.