Ağaçlar Ayakta Ölür

Klara Perahya´nın ardından...

Toplum
27 Eylül 2017 Çarşamba

"Los Arboles Mueren de Pie":  Ağaçlar Ayakta Ölür 

İspanyol yazar Aleksandro Casona imzalı tiyatro eserinin (1949) belleğime yerleşen bu başlığının bende uyandırdığı imajı layık gördüğüm nadir kişilerden biri idi, geçen hafta sonsuzluğa uğurladığımız Klara Perahya…

Beni etkileyen bir kişi olarak kültür ve hikmet abidesi Eli Perahya ile 50’lı yıllardan beri tanışıyordum. Yaşamıma dolaylı da olsa katkıda bulunan, bildiklerimi, gördüklerimi, bulduklarımı kitap olarak bastırıp gelecek kuşaklara devretmeme itekleyen, adeta zorlayan bir diğer kişiyi, eşi Klara’yı ise ancak 60’lı yılların sonlarında tanıyabildim.

Eşim İvet’e ve bana yeni ufuklar açan Klara’nın yaşamında, esasında her biri diğeriyle örtüşen üç ana dönem vardır: Aile yaşamı, toplumsal yardım dönemi ve Yahudi İspanyolcası’nın yani Judeo-Espanyol’un canlandırılması serüveninde ön safhada yer alıp yaşamının son haftasına kadar sürdürdüğü dönem. Çalışmalarını paylaşmaktan mutluluk duyduğu sevgili hayat yoldaşı Eli ve sevdikleriyle gerçekleştirdiği sözlükler, diçaslar, yurt içi ve dışı seminerlerde sunduğu bildiriler, son yıllarda Şalom’da ve El Amaneser’de kesintisiz yayınladığı felsefi ve siyasi analizleri ile Klara, Judeo-Espanyol rönesansının unutulamayacak önderlerinden biridir.

Yaklaşık 50’li yılların başında Ester Tani - Klara Perahya ikilisi olarak başladığı ve kısa zamanda peyderpey birçok gönüllüyü etkilendiren hümanist yaklaşımı ile ihtiyaç sahiplerinin ve hastaların yardımına koşan, maddi gereksinmelerinin yanı sıra kendilerine moral ve destek aşılayan bir acil kuvvetti.

70’li yılların ikinci yarısında başlayan Matan Baseter’in yeniden yapılandırılması çalışmalarımda en büyük destekçim, yeni planın temelini oluşturacak gönüllü eleman faktörünü sağlayan eksen Klara olmuştu. O güne kadar “kalplerinden ve vicdanlarından yükselen sesi dinleyerek” hareket eden bu özverili kadınlar grubunu, rahmetli Avram Leyon’un deyimiyle Los Angeles Bienfetores’i, bir kurumun daha kuramsal ve kaçınılmaz yapısı altında çalışmaya ikna eden Klara idi. 

Böylece Neve Şalom Vakfına bağlı bir hayır ve yardım komisyonu olan Matan Baseter yeni kimliğine kavuşuyordu. ‘Matan Baseter’ kurumunun adını bilmeyen çok kişi tükenmez enerjisini tevazu ile süslemeyi bilen, hiçbir zaman öne çıkmayı istemeyen Klara’yı ‘Madam Baseter’ olarak algılıyor ve tanıyordu. Nöbeti peş peşe devralan başkanların yönetiminde kurum günün ihtiyaçlarına göre şekilleniyor, iaşe paketleri dağıtımı, kaparotlar, ev kirasını ödeyemeyecek durumda olanları ve maddi olanakları varsa dahi kimsesiz kalanlara sıcak bir aile ortamı yaratacak Barınyurt ve nihayet La Casa Catering gibi projeler gerçekleşiyordu. 2000’li yıllara kadar fiilen yönetimde yer alan Klara daha sonra duayen, demirbaş danışman, her zaman görüşüne müracaat edilebilecek bir iyilikseverlik uzmanı olarak Matan Baseter’in gündemindeydi.

2006 yılında özel bir merasimle ve bir plaketle onurlandırılan Klara, Matan Baseter’in bugünkü özel ve örnek seviyesine gelişinin kaldırım taşlarını döşeyenlerin başında gelen kişi idi.

Kalbinde barındırdığı, tüm yakınlarıyla paylaştığı, paylaşmaktan mutluluk duyduğu sevgisini etrafına yayan kişiliği ile Klara Perahya’yı ebedi âleme uğurlarken, seyahatte olduğumdan hazır bulunamamanın hüznü ile, kendisine Tanrı’dan rahmet ve tüm sevdiklerine başsağlığı diliyorum.

 Eminim ki ruhunu en çok sevindirecek şey, hedeflerine odaklanmak ve hümanist yoldan sapmamak olacaktır.

 NAİM AVİGDOR GÜLERYÜZ


Sevgi ile geçen bir ömür:   KLARA  PERAHYA

1970’li yıllarda Ester Tani - Klara Perahya Hanımlar Grubu olarak çalışmaya başlayan grubun ‘ihtiyaç sahibine anında yardım’ prensibi Matan Baseter’in felsefesini oluşturur. 

Klara ihtiyaç sahibine nasıl yaklaşılması gerektiğinin yol göstericisi oldu. Bu kişilere maddi yardımın yanında manevi dayanışmanın önemini hepimize öğretti. Prensiplerinden biri, “Hata yapılacaksa, eksiğimiz hiçbir zaman ihtiyaçlı tarafında olmasın” olmuştur.

Klara ayrı yerlerden gelen, ayrı altyapılara, donanımlara sahip gençleri bir araya getirdi; onları aynı çatı altında, aynı hedefler için topladı. İşe ciddiyetle sarılmayı, iyilik için çalışmanın tadına varılması gerektiğini öğretti.

Her zaman yapılan yardımların kişileri küçültmeden, yaralamadan yapılmasına dikkat etti ve bunu hepimize öğretti.

Klara’dan öğrendiğimiz slogan, “Hiçbir Yahudi akşam yatağa yatarken aç yatmasın, başının üstünde bir dam, üstünde uygun giysiler olsun, hastalanırsa ona çare bulunsun” oldu.

Karşılık beklemeden vermeyi, işlenen sevabın insanı zenginleştirdiğini, birlikte tek vücut halinde çalışmayı, aynı ideal paylaşıldığında yaş farkı olmadığını, tatlı dille dağların aşılabildiğini, coşku, sevgi ve uyumla çalışıldığında aşılamayacak zorluk olmadığını, ne kadar başarılı olursan ol tevazuyu elden bırakmamak gerektiğini öğretti.

Rahat uyu, mekânın cennet olsun sevgili Klara Ablamız.

MATAN BASETER AİLESİ

 

 

Klara Perahya'nın ailesinden topluma  teşekkür mesajı 

“Büyük kaybımız  Klara Perahya’nın acısını bizimle paylaşan ve bizi yalnız bırakmayan, gerek şahsen, gerekse dolaylı arayan, gerek çelenk gönderen, gerekse hayır kurumlarına bağışta bulunan sayısız kişiye bütün kalbimizle teşekkür ederiz.

Balat Or-Ahayim Hastanesi yönetimine, doktor ve personeline özel teşekkürlerimizi sunmak isteriz. Bu hastanenin cemaate olan katkısının sonsuz olduğunu bilhassa belirtiriz.

Ayrıca, Hahambaşılığın, Türkiye Yahudi Toplumunun, Fakirleri Koruma Derneğinin, Osmanlı Türk Sefarad Kültürü Merkezinin, Matan-Baseter’in ve Şalom Gazetesi'nin ve katkısı olan herkesin içten teşekkürlerimizi kabul etmelerini rica ederiz."

Asseo, Perahya ve Franko Aileleri