Tesadüfün gerçek mimarı

Luiza UÇKİ Kavram
20 Temmuz 2017 Perşembe

Bu hafta sizinle gerçek bir hayat hikâyesini paylaşmak istiyorum. Beni çok etkileyen bu öykünün kahramanı her cumartesi sabahı Ortaköy Sinagogunda görüşüp, sohbet etme imkânım olan çok değerli bir insan. Kendisinden izin almış olmama rağmen şayet sürç-ü lisan edersem af ola...

    Kahramanımız yurt dışında eğitimini tamamladıktan sonra oda arkadaşı ile beraber iş başvurularında bulunmaya başlar. Sinema ile ilgili tüm kurum ve kuruluşlara CV yollayan bu genç günlerce yanıt bekler. Ancak uzun bir süre geçmesine rağmen hiçbir yerden geri dönüş alamaz. Gençtir. Damarlarındaki adrenalin ve hırs onun ve arkadaşının umutsuzluğa kapılmamaları gerektiğini gösterse de günler geçmekte ve bazı firmalara defalarca başvuru yapmakta ancak cevap alamamaktadırlar.

Bir cuma akşamı ne yapalım diye plan yapacaklarken biri diğerine “Bu akşam Şabat. Sinagogda kesin dua vardır. Gel gidip biraz dua edelim,” diye fikir verir. Beraber sora sora civardaki sinagogun yerini bulurlar ve içeri girerler. Duaya katılırlar. Ardından kahramanımız Ehal'in önüne gelip çok büyük bir içtenlikle ellerini havaya kaldırararak “Allah'ım ne olur duy sesimi! Hayallerimin gerçeğe dönüşmesi için bana yol göster. Beni çaresiz bırakma. Her şeyin senin elinde olduğunu biliyorum. Lütfen dualarımı kabul et,” der büyük bir samimiyetle. Ardından yanlarına oranın rabisi gelir, “Bu akşam Şabat ve biliyorsunuz özellikle Şabat akşamları misafir ağırlamak büyük bir mitsvadır. Ben her cuma eve birçok insan toplar, Şabat'ın coşkusunu beraber yaşarım. Katılırsanız çok sevinirim” diye ifade eder. Bizim ikili seve seve bu teklifi kabul ederler. “Uzun zamandır ev yemeklerine hasretiz. Şabat akşamı kim bilir ne yemekler vardır? Hadi kalabalığa biz de katılalım” diyerek konvoya katılırlar. Zaten ev yakındır. Birkaç dakika sonra tam bir ziyafetin ortasındadırlar. Balıklar, etler, tavuklar, inanılmaz lezzetli yemekler ve dualar eşliğinde çok keyifli bir ortamda kâh yemeklerini yerken kâh da şaraplarını yudumlarlar. İçeride inanılmaz bir ortam vardır. Herkesin yüzü ışıl ışıldır. Tasasız, sonsuz huzur, muhteşem yemekler yüzlerde gülücüklere, gönüllerde tatlı bir heyecana sebep olurken rabi ayağa kalkar: “Hepiniz hoş geldiniz. Bu akşam bu masanın etrafında birbirini tanımayan, tek ortak yanları Yahudi olan dünyanın dört bir yanından gelen insanlar var. Hiçbir şey tesadüf değildir. Sadece bunu bilin. Bu gece Tanrı bizim burada bir arada olmamızı istedi ve beraberiz. Şimdi herkesin kendini tanıtmasını istiyorum” der.

Tam onların karşısında oturan adam: “Bekâr Museviler diye bir internet sitesi var. Uzun zamandır şu tam yanımda oturan güzel bayanla yazışıyorduk. Bugün için randevulaştık. Çok güzel bir gün geçirdik. Bana her cuma akşamı sinagoga gittiğini ve onunla gelirsem çok sevineceğini söyledi. Dua bitimi rabi bizi davet edince kendimi burada buldum. Açıkçası çok etkilendim. Bu arada, bir film şirketinin sahibiyim. Adı da ,” diye açıklayınca kahramanımızın gözleri yuvalarından çıkar. Defalarca CV bıraktığı firmanın sahibi tam karşısında oturmaktadır. Şaşkınlıktan küçük dilini yutmak üzeredir. Yemek bitimi yanına gider, kendini tanıtır ve durumunu anlatır. Yapımcı cebinden kartını çıkarır: “Pazartesi bekliyorum. Gel bir konuşalım seninle delikanlı” diye belirtince birkaç saat önceki duasını anımsar. Çok değil birkaç saat önce bunun gerçekleşmesi için nasıl da Tanrı'ya yakarmıştır.

  Olanlara inanamıyordur. Görüşmeye gider ve işe alınır. Basamakları aklı, çalışkanlığı, yeteneği ve de Tanrı'nın sayesinde çok hızlı çıkar ve çok başarılı işlere imza atan, ünlü bir yönetmen olarak ülkesine döner. Herkes tarafından tanınan, ailesinin gurur kaynağı biri oluverir.

     İşte sevgili okuyucularım her şeyin Tanrı'nın elinde olduğunun daima farkına varıp, babamızın kucağında gibi huzurlu ve güven içinde, büyük bir gönül huzuru içinde teslimiyetle akışta olabilip, hayatımızın her anının mucize olduğunu fark etsek ne kadar mutlu oluruz değil mi?

Güzel tesadüflerin bilincine varacağınız, birbirinden mutlu, tasasız, birliktelik şarabının sarhoşluğu içinde nice güzel günler diliyorum.