NES Korosu yeniden doğdu

İzzet Bana yönetimindeki NES Korosu yeni katılan üyelerle birlikte tekrardan çalışmalarına başladı. Geçtiğimiz günlerde Or Yom’da bir konser veren grubu biraz daha yakından tanıyalım…

Dora NİYEGO Sanat
14 Haziran 2017 Çarşamba

Boşuna söylenmemiştir ‘Müzik ruhun gıdasıdır’ sözü. Üzüntülü, ümitsiz veya sinirli olduğumuz anlarda, güzel bir melodi bizi sakinleştirir, ruh halimiz değişir, keyifleniriz ve en önemlisi pozitif düşünmeye başlarız.

Müziğin fizyolojik, psikolojik, ve hatta sosyolojik etkileri yıllar önce keşfedilmiş, hastanelerde, ve hatta ameliyatlarda dahi tedavi şekli olarak kullanılmaya başlanmıştı. Bir operatör arkadaşım, bir gün: ‘Ameliyat esnasında mutlaka müzik dinleriz’. Müzik bizim gevşememizi sağlar’ demişti. Şüphesiz ameliyat olan hastalara da etkisi büyüktür.

Hastanelerde yapılan çeşitli deneylerden, müzik dinleyen hastaların, diğer hastalara nazaran daha çabuk iyileştiği saptanmıştır.

Asırlar önce, kötü ruhlara inanan ilkel insanlar dahi, müziğin etkilerini keşfetmişler; dans, ritim, ve şarkılarla gerçekleştirdikleri törenlerde, kötü ruh ve cinlerden kurtulma yönüne gitmişlerdi.

Çoğu kez, müziği bir eğlence aracı olarak görürüz. Oysa ki müzik, duygu ve düşünceleri seslerle aktaran, ve bir estetik anlayışı içinde ifade eden en etkili sanattır. Zira müzik, ruhun çeşitli tepkilerini en iyi şekilde ifade eder. Bu nedenden dolayı, psikoloji ile müzik arasında doğal bir bağ oluşmuştur.

İnsanlar kendi kültürlerinin müziğinden daha çok etkilenirler. Bunun nedeni ise, insanın kendi kültürünün müziği ile daha sağlıklı bir iletişim kurabilmesidir. Türk Yahudileri, Türk Sanat Müziği yanında, şüphesiz Sefarad müziğinden de etkilenirler. İspanya’dan çıktıktan sonra, beş yüz yıl boyunca bu kültürü evlerinde devam ettirmişler, Ladino lisanı ve Ladino müziği onlar için güzel bir rüya olmuş.

Ladino müziği, orta yaş üzerindekilere, geçmiş günleri, geçmişteki iyi komşulukları, küçük çocukların oynadıkları kortijoları, mutfakta lezzetli yemekler pişiren anneleri hatırlatır. Çoğu kez de, yaşlılarımız bu nostaljinin özlemi ile yanarlar.

İşte tüm bunların bilincinde olan bizler, yani 50-70 yaş arası birkaç hanım, annelerimizin mutfakta yemek yaparken fısıldadıkları ve halen kulaklarımızda çınlayan Ladino şarkıları öğrenmeyi, ve bu şarkıları çevremize de dinletmeyi hedefleyerek, yıllar önce  kurulan Nes Korosunu tekrar hayata geçirmek istedik.

Üç ay önce, Enternasyonal Ladino Gününü hazırlamak üzere What’sApp grubu kuran, İstanbul Sefarad Merkezi grubunda geçen konuşmalar arasında, ‘Neden bir Ladino Müziği korosu kurmuyoruz?’ düşüncesi oluştu.  ‘En azından, gelecek yılki Enternasyonal Ladino Gününde, koromuz güzel Ladino şarkılarla dinleyicilerimizi coşturur’ şeklinde düşündük.

Grubun üyelerinden müzik hocamız İzzet Bana, ‘Neden olmasın?’ dedi. Eh, İzzet Bana, hocamız olmayı kabul ettikten sonra, yolun yarısını kat etmiş sayılırdık. Enternasyonal Ladino Günü hazırlıklarımız bittikten sonra, yani iki buçuk ay önce, hocamız İzzet Bana, eski Nes Korosunun birkaç üyesi ve yeni katılan üyelerle birlikte yeni Nes Korosu’nu hayata geçirdi.

LADİNO ŞARKILARINA AŞİNAYDIK

İki buçuk ay boyunca Özel Ulus Musevi Lisesi’nin müzik odasında çok zevkli çalışmalar yaptık. Ladino şarkılarının melodilerine aşinaydık zaten. Ayrıca, İzzet hocamızın güler yüzü ve disiplinli çalışması bize şevk verdi.

İki ayın sonunda, hocamız İzzet Bana’ya: ‘Bir konser tarihi saptayalım, böylece o tarihe kadar daha şevkle çalışırız’ dedik. Hepimizin dört dörtlük olmasını isteyen hocamız: ‘Daha hazır değilsiniz’ diyordu. Fakat bizler, prova niyetine ve yaşlılarımızı sevindirmek amacı ile Or Yom kurumunda bir konser verelim diye ısrar edince, hocamız teklifimizi kabul etti. İzzet Bana hocamızı utandırmamak için, koro saatleri dışında evde de şarkıları çalışmaya devam ettik.

Ve nihayet, 7 Haziran Çarşamba günü, Ceni Kebudi, Dora Niyego, Dora Treves, Edda Bardavit, Emel Barzilay, Emel Benbasad, Esti Saul, Ethel Meriç, Eti Benşuşe, Forti Barokas, İda Benromano, Luiza Konfidan, Lüset Kohen, Oro Gürkan, Rozet Modiano, Şeli Gaon, Tuna Mizrahi, Vildan Kalaora büyük bir heyecanla, Or Yom’un yolunu tuttuk. Bazılarımız için bu konser ilk deneyimimiz olacaktı.

Or Yom’un, çarşamba günleri görevli olan Beyaz Melekleri, bizi gülen yüzleri ile karşıladılar.

İLK KONSER ORYOM’DA

Bilmeyenler için biraz Or-Yom Kurumu hakkında bilgi vermek istiyorum. Kelime anlamı ‘Gün Işığı’ olan Or Yom, toplumumuzun çok önemli iki kurumu olan İhtiyarlara Yardım Derneği ve Barınyurt’u 2014 yılının Haziran ayında tek çatı altında birleştirdi. Bugün, yaşlılarımıza daha konforlu, sağlıklı, huzur dolu, daha profesyonel bir bakım sağlayarak, 120 yaşlıya ve muhtaç kişilere hizmet veriyor.

O gün görevli olan Beyaz Meleklerden Sany Manisa, Özlem Geron ve Beti Berke, başkanları Toni Biçaçi eşliğinde, pansiyonerleri tek tek salona getirdiler. Pansiyonerlere gösterdikleri candan ilgi bizi kendilerine hayran bıraktı.

Konser başlayınca, tüm pansiyonerler, önceden bildikleri bu şarkıları bizlerle birlikte söylemeye başladılar. Onların bize iştirak etmeleri bize daha çok enerji verdi. Beyaz Melekler, pansiyonerleri dansa kaldırdılar ve hep birlikte eğlendiler ve eğlendirdiler. Hele hocamız İzzet Bana’nın, pansiyonerleri neşelendirmek için gösterdiği çaba gerçekten kayda değerdi.

 ‘Charlie ve Melekleri’, (hocamız İzzet Bana ve biz hanımlara taktığımız isim) ilk konserimizi başarı ile sonlandırdık. Hatalarımız olmadı mı? Tabii ki oldu. Ama gelecek yıl, şüphesiz daha deneyimli olacağız ve bizi davet etmek isteyen toplumumuz kurumlarına, büyük bir mutlulukla konser vermeye devam edeceğiz.